Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Çocukluk Ayrı Bir Dünya-5

Çocuklar ve büyüklerle ilgili sohbet, örnek, hikaye ve derslerimize devam edelim.

Meselâ, hasta bir çocuk çağırır: "Ya hekim, bana bak."

Hekim "Lebbeyk, buyur" der. "Ne istersin?" Cevap verir.

Çocuk "Şu ilâcı ver bana" der.

Hekim ise, ya aynen istediğini verir. Yahut onun faydasına binaen ondan daha iyisini verir. Yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez.

Kıssadan hisse Allah da bizim dualarımızı işitir. Ya istediğimizin aynısını verir. Ya daha iyisini verir. Yahut hikmetine uygun bulmadı ise hiç vermez.

Zahmetsiz rahmet olmuyor. Ana rahminden dünyaya gelen çocuk, belli, bilinen tünelde çektiği sıkıcı, ezici zahmet neticesinde dünya saadetine erişiyor.

Hem meleklere imanın çocukların aleminde dünya saadetine vesile olduğunun küçük bir numunesi:

İlmihalden iman dersini alan bir masum çocuğun, yanında ağlayan ve masum bir kardeşinin vefatı (ölümü) için feryat eden diğer bir çocuğa, "Ağlama, şükreyle. Senin kardeşin meleklerle beraber Cennete gitti. Orada gezer, bizden daha iyi keyfedecek, melekler gibi uçacak, her yeri seyredebilir" der. Feryat edenin ağlamasını gülümseme ve sevince çevirir.

O şefkatli anne, çocuğunun dünya hayatı tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder.

"Oğlum paşa olsun" diye bütün malını verir, hafız mektebinden alır, Avrupa'ya gönderir. Fakat o çocuğun ebedi hayatı tehlikeye girdiğini düşünmüyor.

Ve dünya hapsinden kurtarmaya çalışıyor; Cehennem hapsine düşmemesini nazara almıyor. Fıtrî şefkatin tam zıddı olarak, o masum çocuğunu, ahirette şefaatçi olmak lâzım gelirken davacı ediyor. O çocuk, "Niçin benim imanımı takviye etmeden bu felaketime sebebiyet verdin?" diye şikayet edecek. Dünyada da, İslâmi terbiyeyi tam almadığı için, validesinin harika şefkatinin hakkına karşı lâyıkıyla mukabele edemez, belki de çok kusur eder.

Bir hikâye: Bir zaman, bir padişahın müptelâ olduğu bir hastalığın ilâcı, bir çocuğun kanı imiş. O çocuğun pederi, çocuğu, hâkimin fetvasıyla bir para mukabilinde padişaha vermiş. Çocuk, mecliste ağlamak ve şikayet yerine gülmüş. Sormuşlar: "Neden yardım istemiyorsun, şikâyet etmiyorsun, gülüyorsun?" Demiş ki:

"İnsan, musibete yakalandığı vakit, önce babasına, sonra hâkime, sonra padişaha şikayet eder. Benim babam, beni kesilmek için satıyor. İşte, hâkim de ölmekliğime karar veriyor. İşte, padişah benim kanımı istiyor. Bu antika ve pek garip ve şekli çok çirkin ve hiç görülmemiş bu hale karşı, ancak gülmekle mukabele edilir."

Kıssadan hisse: Yetki ve sorumluluk sahibi kimseler haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hüküm vermelidirler.

Evet, kâinatın şahitliği ile nihayet derecede Rahmân, Rahîm ve Lâtif ve Kerîm olan Hâlık-ı Zülcelâli ve'l-İkram, bütün memelilerin rızıklarını da düşünüyor. Çocukları, yavruları dünyaya gönderdiği vakit, arkalarından rızıklarını gayet lâtif bir surette gönderip, kan ve pislik arasından geçiriyor. O aciz ve muhtaç çocuklara, yavrulara rızıklarını annelerinin memeler musluğundan ağızlarına akıtıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi

21. Yüzyılın En İyi 5 Filmi

17 Temmuz 2025 Perşembe 08:41

Hayata Dair

29 Haziran 2025 Pazar 09:46

Aile Yılı ve Bazı Tesbitler

18 Haziran 2025 Çarşamba 07:39

“Ben dindar bir Aleviyim”

11 Haziran 2025 Çarşamba 09:56

Arafat vakfesi-Hac

01 Haziran 2025 Pazar 11:13

“Hac Yine Kurbana Denk Geldi”

26 Mayıs 2025 Pazartesi 13:37

Başarının Sırları

19 Mayıs 2025 Pazartesi 11:27

İpek ve Anneler Günü

10 Mayıs 2025 Cumartesi 10:39

Başarının Yolu Başarısızlıktan Geçer

01 Mayıs 2025 Perşembe 11:57