
Prof. Dr. Sıtkı Göksu
21. Yüzyılın En İyi 5 Filmi
The New York Times 21. Yüzyılın en iyi 100 filmini açıkladı. İşte sinema tarihine damga vuran eserler. Sinemaseverlerin en çok tartıştığı konulardan biri olan “en iyi filmler” listeleri, yeniden gündemde. Bu kez liste, dünyanın en saygın yayın organlarından biri olan The New York Times’tan geldi. Gazete, 21. yüzyılın en iyi 100 filmini sıraladığı özel bir çalışmayı kamuoyuyla paylaştı.
500’den Fazla Uzmanla Hazırlandı
Listede yalnızca eleştirmenlerin değil, oyuncuların, yönetmenlerin ve sinema dünyasının önde gelen isimlerinin görüşlerine başvuruldu. 1 Ocak 2000 tarihinden bu yana vizyona giren yapımlar arasından, her katılımcının favori 10 filmini belirtmesi istendi. Gelen oylar doğrultusunda 100 filmlik bir sıralama oluşturuldu.
İlk Sırada "Parazit" Var
Listenin zirvesinde, Güney Koreli yönetmen Bong Joon Ho’nun dünya çapında ses getiren filmi Parazit (Parasite) yer alıyor. Cannes ve Oscar’da büyük ödüller kazanan film, modern sınıf ayrımcılığına dair sarsıcı bir hikâyeyi ekrana taşımasıyla övgü toplamıştı.
New York Times’ın 21. yüzyılın en iyi 100 filmi listesinden dikkat çeken ilk 5 film.
Liste, 500'den fazla sinemacı ve eleştirmenin 2000–2025 arasındaki tercihlerine dayanıyor. Aşağıdaki filmler sadece estetik başarılarıyla değil, zamanlarına dair söyledikleriyle de bence izlenmeyi hak ediyor.
1. Parazit (Parasite) (2019)
bong joon-ho'nun sınıf çatışmasını katman katman işlediği bir yapı. türler arasında geçişkenliği çok ustaca kullanıyor: komediyle başlıyor, rahatsız edici bir gerilime dönüşüyor. özellikle mekân kullanımı (merdivenler, yükseklik, bodrum) üzerinden kurduğu sembolizm dikkat çekici.
2.Mulholland Çıkmazı (Mulholland Drive) – David Lynch (2001)
Lynch'in filmografisinde en çok tartışılan yapım olabilir. Rüya ve gerçeklik arasındaki çizgiyi neredeyse tamamen ortadan kaldırıyor. klasik anlatı bekleyen seyirciyi zorlayabilir ama sinema dilinin sınırlarını zorlaması açısından önemli bir yapıt.
3.Kan Dökülecek (There Will Be Blood) – Paul Thomas Anderson (2007)
Amerika'nın ekonomik ve ahlaki temelini irdeleyen karanlık bir anlatı. Daniel day-lewis'in performansı sinema tarihinde özel bir yere sahip. Film boyunca bireysel hırsın kolektif yıkıma nasıl dönüştüğünü izliyoruz. Paul thomas anderson'ın yönetmenlik kontrolü çok yüksek.
4. Aşk Zamanı (In the Mood for Love) – Wong Kar Wai (2000)
Aşkı fiziksel temas üzerinden değil, zamanlama ve kaçırılmışlık duygusu üzerinden anlatıyor. Sinematografisi, renk paleti ve slow motion kullanımıyla görsel anlamda da oldukça rafine bir iş. çoğu sahnede karakterlerin konuşmaması, filmin hissini daha güçlü aktarıyor.
5.Ay Işığı (Moonlight) – Barry Jenkins (2016)
Kişisel büyüme anlatısını üç zaman diliminde veriyor. Az diyalogla çok şey anlatıyor olması dikkat çekici. Görsel tercihleri (renk, ışık, kadraj) karakterin iç dünyasıyla senkronize ilerliyor. Sakin temposuna rağmen etkileyiciliğini sonuna kadar koruyor.
Listeye genel olarak baktığınızda bana kattığı hisler üzerine notlar ; temsiliyet, sınıf ayrımı, aidiyet, kimlik ve bireysel çatışma gibi konuların ön planda olduğunu görmek mümkün.
birçok film anlatı sınırlarını zorlamış, klasik formüllerden uzak durarak kendi dilini kurmuş.
21. yüzyılın sinemasını anlamak için iyi bir başlangıç noktası.
(https://eksisozluk.com/nytnin-21-yuzyilin-en-iyi-100-filmi-listesi--7997946 https://www.uyan32.com/new-york-times-21-yuzyilin-en-iyi-100-filmini-acikladi)
Listede Türkiye'de de geniş bir izleyici kitlesi bulunan pek çok film yer alıyor. Başlangıç (Inception), Yıldızlararası (Interstellar), Gladyatör (Gladiator), Kill Bill, Ratatuy (Ratatouille) Kaplan ve Ejderha, Bir Ayrılık (A Separation) ve Roma gibi filmler listede öne çıkan yapımlar arasında.
Ayrıca, yakın dönemde adından sıkça söz ettiren Oppenheimer, TAR, Everything Everywhere All At Once, Geçmiş Yaşamlar (Past Lives) ve Anatomy of a Fall gibi yeni yapımlar da 100 film arasına girmeyi başardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.