
Sıtkı Göksu
Şükür Etmek
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan tekrar ile “Hâlâ şükretmezler mi?” Yâsin Sûresi, 36:35, 73. “Şükredenleri elbette mükâfatlandıracağız.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:145. “Şükrederseniz nimetimi elbette arttırırım.” İbrahim Sûresi, 14:7. “Yalnız Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol.” Zümer Sûresi, 39:66. gibi âyetlerle gösteriyor ki, Hâlık-ı Rahmân olan Allah’ın, kullarından istediği en mühim iş şükürdür. Kur'an'da gayet ehemmiyetle şükre davet eder. Ve şükür etmemekliği, nimetleri yalanlama ve inkâr suretinde gösterip,
“Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz?” Rahmân Sûresi, 55:13 vd. fermanıyla, Rahmân Suresinde şiddetli ve dehşetli bir surette bir defa değil, tam otuz bir defa tekrar ederek şu âyetle tehdit ediyor, şükürsüzlüğün bir yalanlama ve inkâr olduğunu gösteriyor.
Evet, Kur’ân-ı Hakîm, nasıl ki şükrü yaratılış neticesi gösteriyor. Öyle de, büyük Kur’ân olan şu kâinat dahi gösteriyor ki, alemin yaratılmasının neticesinin en mühimi şükürdür. Çünkü, kâinata dikkat edilse görünüyor ki, kâinatın teşkilâtı şükrü netice verecek bir surette, her bir şey bir derece şükre bakıyor ve ona yöneliyor. Güya şu yaratılış ağacının en mühim meyvesi şükürdür. Ve şu kâinat fabrikasının çıkardığı ürünlerin en âlâsı, en üstünü şükürdür.
Çünkü, alemin yaratılışında görüyoruz ki, alemdeki yaratılanlar bir daire tarzında teşkil edilip, içinde merkez noktası olarak hayat yaratılmış. Bütün mevcudat, yaratılanlar; hayata bakar, hayata hizmet eder, hayata gerekli şeyleri yetiştirir. Demek, kâinatı yaratan Zât, ondan o hayatı seçiyor.
Sonra görüyoruz ki, hayat sahipleri âlemlerini bir daire suretinde icat edip, insanı merkez noktada bırakıyor. Adeta, hayat sahiplerinden amaçlanan, istenen gayeler onda merkezleşiyor, bir merkezde toplanıyor. Bütün hayat sahiplerini onun etrafına toplayıp ona hizmetçi ve onun emrine veriyor, onu onlara hâkim ediyor. Demek, Allah, hayat sahipleri içinde insanı seçiyor. Alemde onu murad ediyor ve seçiyor.
Sonra görüyoruz ki, insanlık alemi de, belki hayvan âlemi de bir daire hükmünde teşkil olunuyor ve merkez noktada rızık konulmuş. Bütün insan nevini ve hatta hayvanları rızka adeta aşık ettirip, onları bütünüyle rızka hizmetçi ve büyülenmiş gibi etkisi altında olandır. Onlara hükmeden rızıktır. Rızkı da o kadar geniş ve zengin bir hazine yapmış ki, hadsiz nimetleri ihtiva etmektedir.
Hattâ rızkın çok nevilerinden yalnız bir nevinin tatlarını tanımak için, dilde tat alma duyusu namında bir cihazla yiyecekler adedince mânevî, ince ince ölçücükler konulmuştur. Dolayısı ile insan bu bilirkişi olan dili sayesinde bütün nimetlerin (ekşi, acı, tatlı, hoş, nahoş, lezzetli, lezzetsiz gibi) tadını tanıyıp bilebilir. Demek, kâinat içinde en acaip, hayret verici, en zengin, en garip, en şirin, en geniş, en güzel, harika hakikat rızıktadır.
Hem şükür içinde sâfi, duru bir iman var; hâlis bir tevhid bulunur. Çünkü, bir elmayı yiyen ve “Elhamdülillâh” diyen adam, o şükürle ilân eder ki: “O elma doğrudan doğruya kudret elinin hatırası ve doğrudan doğruya rahmet hazinesinin hediyesidir” demesiyle ve inanmasıyla, herşeyi, az olsun çok olsun, Onun kudret eline teslim ediyor. Ve her şeyde rahmetin cilvesini bilir. Hakikî bir imanı ve hâlis, samimi bir tevhidi, şükürle beyan ediyor. (Mektubat’tan faydalanılmıştır.)
Kardeşliği Bozan Şeyler ve Tedavisi
01 Aralık 2023 Cuma 11:57Kardeşlik
29 Kasım 2023 Çarşamba 19:41Hayatı Kolaylaştırmak
24 Kasım 2023 Cuma 09:09Şükür ve Namaz
20 Kasım 2023 Pazartesi 08:57Geleneksel sanatlar çalıştayının ardından
12 Kasım 2023 Pazar 13:29Hat Sanatı ile Verilen Üç Değişik Eser
10 Kasım 2023 Cuma 07:45Hat Sanatı ile Verilen Eser Çeşitleri
07 Kasım 2023 Salı 11:34Hat Sanatı
29 Ekim 2023 Pazar 14:50Damar Yolu Açma
27 Ekim 2023 Cuma 07:51Yahudilerin Müslümanlara Zulmü ve İnşirah Suresi
22 Ekim 2023 Pazar 11:09




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.