Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Ölüler Diriliyor

Bu başlık rahmetlik Hekimoğlu İsmail’in seri konferanslarının adı idi. Daha sonra aynı adla yani “Ölüler Diriliyor” adı ile kitapçık halinde yayınlandı. (Ölüler Diriliyor, Yeni Asya Yayınları 1975)

Kitapta ölü ölü maddeleri yedikten sonra nasıl canlı canlı gezdiğimiz anlatılıyor ve ispat ediliyor. Aldığımız bir gıda önce ağzımızda parçalanıyor. Daha sonra midemize gidip midenin 1-1,5 derece olan asidi ile parçalanıyor. Bağırsaklarda sindirim faaliyetleri ile vücuda yarayışlı hale getiriliyor. Bağırsaklardan villüslar aracılığı ile emilip kana karışıyor. Fazlası karaciğerde depolanıyor. Yediğimiz yiyeceklerden kalan, işe yaramayan Posa kısmı büyük abdest ile atılıyor.

Furkan-ı Hakîmde yani Kur’an’da: "Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi imtihan etmek için ölümü de, hayatı da yaratan Odur." Mülk Sûresi, 67:2. gibi âyetlerde,

"Ölüm dahi hayat gibi yaratılmıştır; hem bir nimettir" diye bildiriliyor. Halbuki görünürde ölüm dağılmadır, yokluktur, çürüyüp bozulmadır, hayatın sönmesidir, lezzetleri yok edendir. Nasıl yaratılmış ve nimet olabilir?

Ölüm: hayat vazifesinden bir terhistir,

bir paydostur,

bir yer değiştirmedir,

bir vücudun başka hale girmesidir,

baki, sonsuz hayata bir davettir, bir başlangıçtır,

bir baki, sonsuz hayatın başlangıcıdır.

Nasıl ki hayatın dünyaya gelmesi bir yaratma ve takdirledir (Allah’ın ezeli ilmiyle belirlemesi). Öyle de, dünyadan gitmesi de bir yaratma ve takdirle, bir hikmet ve tedbirledir.

Çünkü en basit hayat tabakası olan bitkilerin hayatının ölümü, hayattan daha muntazam bir sanat eseri olduğunu gösteriyor.

Çünkü meyvelerin, çekirdeklerin, tohumların ölümü çürüyüp bozulmayla, çürümek ve dağılmakla görünür. Böyle olduğu halde, gayet muntazam bir kimyasal işlem ve ölçülü bir kimyevi birleşme ve hikmetli bir atomların oluşmasından ibaret olan bir yoğurmaktır ki, bu görünmeyen intizamlı ve hikmetli ölümü, sümbülün (çiçeğin) hayatıyla ortaya çıkıyor. Demek çekirdeğin ölümü, sümbülün hayatının başlangıcıdır; belki hayatın ta kendisi hükmünde olduğu için, şu ölüm dahi hayat kadar yaratılmış ve muntazamdır, düzenlidir.

Hem hayat sahibi meyvelerin yahut hayvanların insanın midesinde ölümleri, insan hayatına çıkmalarına menşe, esas olduğundan, o ölüm onların hayatından daha muntazam ve yaratılmış denilir.

İşte, en aşağı hayat tabakası olan bitkilerin hayatının ölümü böyle yaratılmış, hikmetli ve intizamlıdır. Hayat tabakasının en yükseği olan insan hayatının başına gelen ölüm, elbette, yeraltına girmiş bir çekirdeğin hava âleminde bir ağaç olması gibi, yeraltına giren bir insan da âlem-i berzahta (kabir aleminde) elbette bir sonsuz hayat sünbülü verecektir. (1. Mektub’dan faydalanılmıştır.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi