Mehmet Erol Maraş

Mehmet Erol Maraş

Olay Medya Gündem Yapıyor! - AK Parti'nin Süpriz Gaziantep İl Başkanı Murat Çetin... - Anadolu Medyasının Güçlü İsmi Sinan BURHAN'ın Hikayesi

Olay Medya her zaman olduğu gibi gündemi kovalamaya devam ediyor. Dün gündeme getirdiğimiz Belediye Başkan adayları ilgili haberimiz kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bizim amacımız her zaman Gaziantep'e en iyi hizmeti vermektir. Bunda da başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. İnternet sitemizi incelediğinizde nerede ne varsa hemen kamuoyuyla paylaşıyoruz. Sosyal medyada ise etkin olarak bulunmaktayız. Olay Medya demek "Gündem Demektir." Bir gazeteci arkadaşımız sürekli yazısında yazsam da olmuyor yazmasam da olmuyor gibi güzel bir sözcük kullanmıştı. Aslından bu söz Gaziantep için daha uygundur. Biz Olay Medya olarak Gaziantep'e zarar verecek bir cümleyi bile değerlendirmeye almayız ama Gaziantep öyle bir şehir oldu ki yalan, iftira ve dedikodu ortalıkta gezer oldu. Buna örnek olarak bir insan hayatını kaybetmiş, gözlerini yummuş, mezara konmuş o insanla ilgili bile yine yalan, yine dedikodu ve yine iftira atmışlar. Yahu adam zaten ölmüş, bu dünyada işi bitmiş bundan sonra o adamın hesap vereceği tek makam Allah makamıdır. Boş yere böyle iddia ve yalanları konuşmanın bir anlamı yoktur. Bunun yanı sıra zaman zaman insanları mutlu veya mutsuz edebiliriz.

MURAT ÇETİN'İN ARKASINDAKİ GÜÇ KİM?


Belediye Başkanları haberlerimizde de aday olarak bir çok isim gündeme geldi. Örneğin en son AK Parti Gaziantep İl Başkanlığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan herkesin istediği ismi değil de depremzede AK Parti'de emeği olan Murat Çetin'i atadı. Bu da gösteriyor ki artık AK Parti'de hiç bir şey eskisi gibi olmayacak çünkü AK Parti milletvekili listelerine baktığımızda çoğunluğu milli görüş kökenli adaylar ön plandaydı. Seçilen 8 milletvekilinin büyük bir kısmı da milli görüş kökenlidir. O nedenle sayın Murat Çetin'de milli görüşten geldiği için il başkanlığında ön planda oldu. Ayrıca Çetin acılı ve yaralı bir insandır. Depremde sevdiklerini kaybetmiştir. Sayın Çetin'in hem milli görüşten gelmesi hem de depremzede olmasından dolayı il başkanı olduğunu düşünüyorum. Sayın Murat Çetin benim komşumdur. Deprem sırasında acılarına ortak olmaya da çalıştım. Allah yardımcısı olsun evlat acısının ne olduğunu bende bilirim ben iki evladımı kaybettim. Her zaman ciğerin yanar ve acısını hiç bir zaman unutamazsın. İnşallah sayın Çetin halka ve vatandaşlara kapılarını açar. AK Parti'nin fakirlerin partisi olduğunu ve oy aldığı yerlere de yoğun hizmet edeceğini düşünüyorum. Buradan sayın Çetin'in " kişilerin değil sahipsizlerin ve fakirlerin il başkanı" olmasını arzu ederim öyle olacağını da düşünüyorum.

EDİBE SÖZEN VE CAVİT ERKILINÇ'A BİRLEŞME TEŞEKKÜRÜ


Benim yaşım artık 67 olmuş , 68'e doğruda yol almışım. Yıllardan bu yana mesleğin içinde hizmet etmişimdir. Zaman zaman iyi ve yanlış işlerde yapmış olabilirim. Ama hiç bir zaman bir gazeteci olarak kişilere hakaret değil eleştiri yapmışımdır. Yine doğru bildiğim bu yolda da yürümeye devam edeceğim. Bizim haber anlayışımızda toplumun iyiliği her zaman bizler için öncelik olmuştur. Benimde iletişim gücüm yüksek olduğu için Türkiye'de Anadolu Medyasında ve bir çok yerel kuruluşta görev aldım. Gaziantep'te ise görev almamın nedeni ise Gaziantep basınının her zaman kısır çatışmalar içinde olmasıdır. Hem Belediye Başkanları hem de ticaret ve sanayi odası gibi bir çok STK başkanları Gaziantep basının bölmüş, parçalamış, yutmuş ve istediği gibi de yıllardır yönetmiştir. Bunlar yüzünden ise Gaziantep basını tüm bu olanların acısını çok acı bir şekilde ödemiştir. Bizler birbirimize düşerek şehrin bürokrasilerine ve şehri yönetenler istediği gibi at oynattılar ve oynatmaya da devam ediyorlar. Tüm bunlar devam ederken Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörlüğünü yapan Edibe Sözen'in Basıl İlan Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı olmuştur. Sayın Edibe Sözen Gaziantep basınını gerçekten çok iyi tanıyan birisidir. Sayın Edibe Sözen basındaki dağınıklığın yok olması için Basın İlan Genel Müdürü Cavit Erkılınç'a bu işi çözmesi için özel olarak görev vermiştir. Cavit Erkılınç bu özel görev için Gaziantep'e gelmiş ve 14 gazetenin birleşmesi için yoğun bir çaba harcamıştır. Ve en sonunda bütün çalışmalar sonucunda Gaziantep basını birleşmiştir. Birleşmenin üzerinden 2 ay geçti. Bu birleşimin getirdiği avantajları ise hepimiz gördük. Bilirsiniz ilk başlarda 1-2 sorun olur ama sonra sistem yerine oturur. Küçük çaplı sıkıntılar olsa da Gaziantep basını bundan sonra birlik beraberlik içerisinde devam ediyor. Eğer birleşme olmasaydı bugün Gaziantep basını ekonomik olarak büyük bir sıkıntı yaşardı. Bu kadar ekonomik sıkıntı olmasına rağmen bu sıkıntıları birleşerek kısa sürüde aşmayı başardık. Son olarak ise Gaziantep basını artık kimsenin tekelinde değildir.

ANADOLU BASINININ GÜÇLÜ SAVUNUCU SİNAN BURHANIN HİKAYESİ!

Bugünkü konularımdan birisinde ise gurur duyduğum bir isimden bahsetmek isterim. Ben bu ismi 15 sene önce tanıdım. Bu isim şuanda Türkiye'nin en büyük Sivil Toplum Örgütü olan Anadolu Yayıncılar Birliği Genel Başkanı Sinan Burhan'dır. Sinan Burhan benim oğlum gibidir. Sinan 45 yalındadır ama efendiliği, mütevazılığı ve saygısı gerçekten de takdir edilecek birisidir. Bugün Sinan Burhan'ı neden anlatmak istedim? Çünkü bu arkadaşımız Türk ve Anadolu basının önemli bir sorununa parmak basmıştır. Gazetecilere yeşil pasaport verilmesini Akit Gazetesinde yazdığı köşe yazısı ile gündeme getirmiştir. Akit gazetesi Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en sevdiği gazetelerden biridir. Böylesine güçlü bir gazetede Anadolu Basınını temsil etmesi ise bizleri gururlandırıyor. O nedenle Sinan Burhan'ın buralar nasıl geldiğini size anlatmak istedim. Biz ANAP Genel Başkanı Turgut Özal'ın ünlü fotoğrafçısı Bekir Aktınoluk'un, Milliyet'te yazı işleri müdürü olan ve Gaziantepli olan aynı zamanda Kanal 6'da "OLAY VAR" programını gerçekleştiren Şeyda Açıkkol ile birlikte Yerel Televizyon Yayıncılar Birliğini kurduk. İkisi de gerçekten etkin insanlardı. Bende Yerel Televizyon Yayıncıları Birliğinde bir çok görevde bulundum. Altınoluk ve Açıkkol hem gazetecilik hem de iletişim açısından güçlü insanlardı. Yerel medya için yıllarca mücadele ettiler. Bu arada da Sinan Burhan ise İstanbul İletişim Fakültesi'ni bitirmiş genç bir delikanlıdır. Sayın Burhan bizim kurduğumuz Televizyon Yayıncıları Birliğinde Bekir Altınoluk ve Şeyda Açıkkol'un yanında çalışmaya başlamıştır. Bekir Altınoluk, Sinan Burhan'ı yetiştirmek için bir çok görev vermiştir. İlk başta yönetimde sonrada Başkan yardımcısı olarak görev yapmıştır. Bekir Altınoluk'un bir çok projesini 5 yıl sonra tek başına yavaş yavaş hayata geçirmeye başladı. Tek kelime ile Altınoluk ve Çelikkol'un yapamadığı bir çok porjeyi başarılı bir şekilde hayata geçirdi. Sonra onlar evlenince sistemin sorumlusu Sinan Burhan oldu. Önce KON TV'nin Ankara temsilcisi oldu. Ondan sonra AK Parti'de etkin bir yapıya ulaştı. Bizlerinde desteği ile Anadolu Yayıncılar Birliğini kurdu. Kısa süre içerinde Anadolu yayıncılarının sesi olmayı başardı. Bir çok başarılı projeyi hayata geçirerek Türkiye'de Anadolu yayıncılarının sesini duyurdu. Sayın Burhan Akit gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. Türkiye gündemi ile yazılar yazar. Sayın Erdoğan ve AK Parti merkezine yakın bir isimdir. Aynı zamanda Sayın Devlet Bahçeli ile de arası çok iyidir. Aynı şekilde BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve şuanda MİT'te görev alan İbrahım Kalın'la da sıkı bir dostluğu vardır. Sayın Sinan Burhan aynı zamanda TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'unda takdir ettiği gazeteciler arasında bulunur. Bunlardan bahsederek Sinan Burhan'ın kim olduğunu hakkında sizlere bilgi vermiş oldum. Bu haftaki köşe yazımı Sayın Sinan Burhan'ın gazetecilerin sesini duyurduğu o köşe yazısı ile sonlandırmak isterim:

SİNAN BURHAN

Gazetecilere yeşil pasaport…


Terzi söküğünü dikemez derler. Bizim meslek için de bu atasözü doğrudur. Medya mensupları toplumun en çok ezilen grupları arasında sayılır. Çok iddialı bir cümle denilebilir. O zaman bu iddiamızı temellendirelim.

Yangında, depremde, sel felaketinde, savaşta en zor görevi medya mensupları icra eder. Yerine göre polisten yanlışlıkla da olsa cop yer. Yerine göre marjinal örgütlerin, terör örgütlerinin ölüm listesinde yer alır.

Bu kadar sıkıntı çekmelerine rağmen aldıkları ücret en düşük memur maaşına bile denk gelmez. Siz bakmayın bazı köşe yazarları, program yapımcıları ve temsilcilerin yüksek maaş almasına. Muhabirler, kameramanlar, teknik personel asgari ücretin az üstünde maaş alırlar. Bu arada temsilciler demişken onlar da artık eskisi kadar cazip maaşlar alamıyorlar. Alan varsa da bir elin beş parmağını geçmez.

Biz gazeteciler atanamayan öğretmenleri haber yaparız, polislerin özlük haklarının iyileşmesi için haber yaparız.

Ürünü yağmur ya da kar nedeniyle zarar görmüş çiftçinin haberini yaparız. Ancak kendi özlük haklarımızla ilgili haber yapamayız.

Gazetecilikte mesai kavramı yoktur. 24 saat kamu hizmeti yaparız. Gece yarısı yangın olur gideriz. Deprem bölgelerinden günlerce ayrılmayız. Ama medya patronları gazetecilere hak ettikleri parayı ödemezler. Zaman zaman yönetici gazeteci dostlarla konuşuyoruz. Yanlarında çalışan muhabir ve kameramanların maaşlarının yetersizliğini onlar da kabul ediyor. Bir ara yıpranma hakkımız bile elimizden alınmıştı. Şükür bu hakkımıza tekrar kavuştuk. Önceden telefon faturalarında, uçak biletlerinde belirli oranda indirim alınırdı. Şimdi onlar da kalktı.


Geçenlerde çok ünlü bir gazeteci emekli oldu. Hem de hatırı sayılır derecede ünlü. Ne maaş alıyorsun dedim. 7500 TL dedi. Şunu peşinen belirteyim burada suçlu devlet değil. Bu ünlü gazetecinin çalıştığı kurumda patron primleri asgari ücretten yatırmış. Aldığı maaş bu. Neredeyse her akşam ekranlarda bu ismi görenler çok para kazandığını düşünebilir.

Bir başka sıkıntı ise biz gazeteciler bakanlarla toplantı yaparız, gezilere gideriz. Oradan boy boy resimlerimiz gelir. Realite hiç de görüldüğü gibi değildir. Halkımız bakanla resim çekilince sanki bize de bakan muamelesi yapar. Oysa durum öyle değildir. Bakan sunumunu yapar o işine bakar biz de işimize bakarız.

Artık basın mensupları da haklarına sahip çıkmalıdır. Elimizde kamuoyu oluşturma gücümüz vardır. Anadolu Yayıncılar Derneği olarak bir talebimiz var. Önceki gün bir basın toplantısı yaptık. Diyoruz ki basın mensuplarına da yeşil pasaport verilsin.

Basın mensupları hem ulusal hem de uluslararası çalışıyorlar. Kamu hizmeti yapıyorlar.


Devlet memurlarına verilen hak basın mensuplarına da verilmelidir. Bir devlet memuru yurt dışına gidip haber takip etmez. Yurt dışındaki politikacılar ve devlet adamlarıyla görüşemez. Sivil toplum örgütleri ile görüşemez. Oysa gazetecinin işi budur. Bu konuda çok acil bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu konuda düzenleme yapılırken elbette kriterler olacak. Her önüne gelen kişiye bu pasaport verilmeyecek. Biz şöyle bir kriter öneriyoruz. En az 10 yıl basın kartı sahibi olmak. Ve halen basın kartını taşıyor olma. Bu kriterleri taşıyana hangi görüşten olursa olsun yeşil pasaport verilmelidir.

Bu konuda en büyük şansımız İletişim Başkanımız Fahrettin Altun Beydir. Kendisi bu konuya sıcak bakıyor. Basın mensuplarının rahatça çalışabilmesi için elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Anadolu medyası Fahrettin Bey döneminde değer görmeye başladı.

Fahrettin Bey sağ olsun gri pasaport uygulamasını getirdi. Bu konuda çok önemli bir adım attı. Gazeteciler çok rahatladı. Ancak bu pasaport sınırlı bir avantaj sağlıyor. O nedenle yeşil pasaport verilmesi çok faydalı olur. Bu konuda İçişleri Bakanımız Sn. Ali Yerlikaya ve Dışişleri Bakanımız Sn. Hakan Fidan’la da nasipse görüşeceğiz. Yine Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş Bey’le de görüşeceğiz. Konuyu gündemde tutmak için çaba sarf edeceğiz.

Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda bize destek olacağına olan inancımız tamdır. Bu konuda çalışmamıza katkı veren, meslektaşları için elini taşın altına koyan Mehmet Acet, Zafer Şahin, Melik Yiğitel, Hande Fırat ve Oral Çalışlar’a teşekkür ediyoruz.

www.olaymedya.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Erol Maraş Arşivi