" HOŞGELDİN DÜNYAMA..."

Yoksulluk kokan bir evde bir kız çocuğu doğdu... Ay parçası gibiydi, gürbüz ve sağlıklı, çünkü annesi karnına düştüğünden beri kendini iyi beslemeye çalışıyordu, Erkek çocuğu umudu ile karnını okşuyor, erkek çocuğu isimlerini düşünüyordu... Ama olmadı! Bu iş istemeyle de olan bir şey değildi!

Ebenin bir kız çocuğu müjdesine karışan bebek ağıt sesine verilen hoş geldin " Kuzul kuzul kurt." Karşılanması; istenmemesinin verdiği kötü enerjiyi hissetmiş gibi daha da çok bağırdı... Dünya'ya belki de! " Ne işim var burada benim! "Çığlıkları attı!

Hala bu çığlıkları atıyorsa bu ülke de doğan kız bebekler, o ülke de kadın hakları hala tam yerleşmemiş demektir... Burası Türkiye, her türlü karmaşık iklimin, kültür karmaşasının, güvensizliğin, bazen hukuksuzluğun, bazen eğitimsizliğin, bazen yoksulluğun içinden çıkan kadınlar ve onların dünyaya getirdiği kız bebekler... Bir düşünün bir an onları bekleyen bu yaman dünyayı...Â

Siz bakmayın, çiçekli, hediye paketli kadın günlerine, onları ticari dünyaya çeken kör ve sağır anlayışa... Kadın çok sömürülür bu ülke de... Kız kardeşinin hakkına balıklama dalan, erkek kardeş bile bakarsınız kadın haklarını kutlar bu ülke de gerine gerine... Öyle garip ve çelişkili örneklerle doludur ki, ağlanacak halimize bir de alkış isteriz...

Hayattır kadın, hayatta dokunan tüm renklerin anasıdır... Onun olduğu yerde bereket vardır.Â

Bizim ülkemiz de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü "olarak kutlanmaya başlandı... Sonraları yaygın olarak 1975 yılından sonra daha çok kutlandı.

Hangi ve ne amaçla kutlanırsa kutlansın, değer anlayışı, gerçek özden ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın.... Yine de kutlamaya değer kadınlar günü...

Keşke ama keşkeler olmadan yaşamayı becerse bu ülke de kadınlar... Özgürce gezebilse, susturulmasa, sapık erkek dünyasının tecavüzüne uğramasa, söylenen güzel sözler, verilen sözler lafta kalmasa... Keşke tüm bütün olumsuzlukları sihirli bir dokunuşla yok ederek kurutsak..

Anne olarak, eş olarak, kardeş olarak, evlat olarak onlara hak ettikleri sevgi ve saygıyı göstersek... Bu dünya daha az katlanır olmaz mı? Yaşam hepimize bahar olmaz mı?

Olur elbette!

Nazım Hikmet kaleminden bir kadın şiiri ne güzel de anlatıyor kadını;

Kimi der ki kadın

Uzun kış gecelerinde
Yatmak içindir.

Kimi der ki kadın yeşil bir

Harman yerinde dokuz zilli

Köçek gibi oynatmak içindir,

Kimi der ki ayalimdir.

Boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi der ki hamur yoğuran

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal

O benim kollarım bacaklarım.

Yavrum, anam, karım, kız kardeşim

Hayat arkadaşımdır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi