Emre Günebakan

Emre Günebakan

NEDENMİ KENDİMİZİ KÖTÜ HİSSEDİYORUZ ? BOŞLUKTA MI OLDUGUNUZU DÜŞÜNÜYORSUNUZ ? İNSANLARIN SİZİ ANLAMADIGINAMI İNANIYORSUNUZ?

ÂBOŞLUKTA MI OLDUGUNUZU DÜŞÜNÜYORSUNUZ ?

İNSANLARIN SİZİ ANLAMADIGINAMI İNANIYORSUNUZ?

BİREY ÖNCE KENDİ DEGERİNİ KENDİSİ BELİRLEMESİ GEREK!!!Â

Kendini Değerli Hissetmenin Psikolojisi: Öz-Saygı

Â

Öz-saygı nedir?, Adı üstünde kişinin kendisine ve özüne saygı duyması, kendisini değerli, yeterli ve önemli hissetmesidir. Bir başka deyişle öz-saygı, bireyin kendisine karşı duyduğu sevgi, saygı, güven ve beğeni duygularını içermektedir. Kendisine karşı bu şekilde olumlu değerlendirme ve tutum içindeki kişi doğal olarak sevilmeye ve beğenilmeye de layık olduğunu düşünür.

Öz-saygı konusu, psikoloji alanında üzerinde en çok araştırma yapılan konulardan birisidir. Öylesine kritik bir kavramdır ki, ruh sağlığının hem negatif hem de pozitif boyutuyla önemli derecede ilişkilidir. Psikoloji alanında her şeyle ilişkili böyle çok az kavram vardır.

Â

Öz-saygı nasıl anlaşılır?, Bireyin kendisini nasıl değerlendirdiği ve gördüğü ile ilgilidir. Kendisine karşı olumlu tutum ve değerlendirmelerinin toplamıdır. Bu değerlendirmeler, bireyin kişiliğini, görünüşünü, düşüncelerini, başarabildiklerini, yeteneklerini ve daha pek çok özelliğini kapsar. Bu yönüyle de öz-saygı kavramı çok boyutlu bir kavramdır. Kişi kendisiyle ilişkili olarak bazı yönlerinden memnun olurken, bazılarından olmayabilir. Ancak kişi genel olarak kendisini nasıl görmektedir? İyi mi kötü mü, başarılı mı başarısız mı, güzel mi çirkin mi, değerli mi önemsiz mi, güçlü mü zayıf mı? Bu karşılaştırmalar artırılabilir. Eğer bu karşılaştırmaların çoğunluğu olumlu yöndeyse, kişinin öz-saygısı yüksek olarak kabul edilebilir.

Bir görüşe göre öz-saygı iki boyuttan oluşur:Â(1) Kendini sevmeÂveÂ(2) Öz-yeterlik.ÂKendini sevme, genel anlamda bireyin kendini değerli ve sevilmeye layık olarak görmesidir. Kendini sevme düzeyi yüksek bireyler;

Â

-kendileriyle barışıktırlar,

-kendilerine karşı olumlu bir tutum içerisindedirler,

-en az diğer insanlar kadar iyi şeyleri hak ettiklerini düşünürler,

-kişisel değerlerinden şüphe duymazlar,

-kendilerinden memnundurlar,

-sevilmeye layık olduklarını düşünürler,

-suçluluk duyguları düşüktür,

-alıngan değildirler,

-kendilerine karşı anlayışlıdırlar.

Benlik saygısının ikinci boyutu olan öz-yeterlik ise, kişinin kendisini yetkin, etkili ve kontrol sahibi olarak görmesidir. Yani öz-yeterlik, kişinin kendisini yeterli, işe yarar ve becerikli görmesidir. Öz-yeterlik düzeyi yüksek bireyler;

-kendilerine güvenirler,

-yaptıkları işlerde kendilerini yeterli görürler,

-uğruna çaba gösterdikleri işleri başarabileceklerine inanırlar,

-zorluklarla başa çıkmada kendilerini güçlü hissederler,

-kendilerini yetenekli ve becerikli hissederler.

Â

Kimlerin öz-saygısı daha yüksek?

Konu ile ilgili ulusal ve uluslararası alanda çok fazla araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalarda kimlerin daha yüksek öz-saygıya sahip olduğu ile ilgili de önemli bulgular elde edilmiştir. Örneğin cinsiyet açısından erkeklerin kadınlara göre öz-saygı düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Bununla birlikte yaş, eğitim düzeyi ve içinde yaşanılan toplumun kadına bakışı gibi değişkenler göz önünde bulundurulduğunda, bazı araştırmalarda kadınların öz-saygısının da erkeklerle eşit düzeyde ya da onlardan fazla olduğu araştırma bulguları da bulunmaktadır.

Sosyo-ekonomik açıdan, üst sosyo-ekonomik düzeydeki bireylerin daha yüksek öz-saygıya sahip oldukları da bilinen başka bir gerçektir. Yine aynı şekilde, anne-baba eğitim düzeyi yüksek bireylerin öz-saygı düzeyleri de ebeveynlerinin eğitim düzeyi düşük olan bireylerden daha yüksektir. Anne-babanın kendilerine bakışları olumlu, yani öz-saygıları yüksekse çocuklarının öz-saygıları da daha yüksek olmaktadır. Bu noktada çocukların ebeveynlerini model alması devreye girmektedir.

Bunların dışında bireylerin eğitim düzeyleri yükseldikçe, öz-saygı düzeylerinin de yükseldiği görülmektedir. Bununla ilişkili olarak akademik açıdan başarılı bir eğitim ve okul yaşamı olanların da benlik saygıları daha yüksektir.

Koşulsuz sevgi ve saygının olduğu, demokratik aile tutumunun hakim olduğu ailelerde büyüyen bireylerin benlik saygıları daha yüksektir. Otoriter, koruyucu ya da ilgisiz aile tutumlarının olduğu ailelerde büyüyenlerin öz-saygıları ise daha düşüktür. Özellikle çocukluk çağında fiziksel, duygusal ya da cinsel travmalar yaşamış bireylerde doğal olarak öz-saygı da düşük olmaktadır.

Evli olanların ya da romantik ilişkisi olanların öz-saygılarının da daha yüksek olduğunu biliyoruz. Kişilik açısından ele alındığında ise dışadönük bireylerin benlik saygılarının daha yüksek olduğu, buna karşılık nevrotik kişilik özelliği baskın bireylerin ise daha düşük benlik saygısına sahip oldukları görülmektedir.

Â

Genel olarak öz-saygısı düşük olan ya da risk grubu olarak değerlendirilebilecek kişi ve gruplar ise;

-mental ve fiziksel sağlık problemleri olanlar,

-düşük akademik başarı gösterenler,

-suça eğilimli olanlar,

-alkol ve uyuşturucu kötüye kullanımı olanlar,

-akran zorbalığına maruz kalanlar,

-ilgisiz, reddedici ya da otoriter ailelerde büyüyenler,

-boşanmış aile bireyleri,

-çocukluk ihmali ya da istismarı yaşayanlar,

-travmatik deneyimler yaşayanlar,

-kilo ya da obezite sorunu olanlar,

-nevrotik kişiliğe sahip olanlar,

-kronik hastalığa sahip olanlar,

-düşük sosyo-ekonomik düzey,

-anne-babanın eğitim düzeyinin düşük olması

Â

Öz-saygı bir psikolojik ihtiyaç mıdır?

Bu kadar önemli ve olmazsa olmaz bir kavramı ihtiyaç olarak değerlendirmek yanlış olmaz. Çünkü yokluğunda ciddi sıkıntı ve yoksunluk yaşarız. Çok kabul gören bir psikolojik ihtiyaçlar kuramına göre insanların üç temel psikolojik ihtiyacı vardır: Özerklik, ilişki ve yeterlilik ihtiyaçları. Özellikle yeterlilik ihtiyacı doğrudan öz-saygı ile ilişkilidir. Yani kişi kendisini yeterli hissetmek ister, böyle hissedince de öz-saygısı artar. Freud'un ruh sağlığı yerinde insan kimdir sorusuna, seven ve üreten (çalışan) insan cevabını vermiştir. Dikkatle baktığımızda bu iki değişkenin de öz-saygıyla ilişkili olduğunu görebiliriz. Sevmek ve sevilmek de, bir şeyler üretmek de öz-saygımızı yükseltir ve bir eksikliğimizi tamamlar.

Mutluluğun kaynağı olarak insanlara sorun "Sizi ne mutlu eder?" diye en çok verilen cevaplardan birisi "Değerli hissetmek" cevabı olacaktır önce kendinize de sorabilirsiniz .Takdir edilme ve değerli hissetme isteğimiz yadsıyamayacağımız ve dile getiremeyeceğimiz bir durumdur. Ama maalesef toplum olarak takdir etme konusunda çok cimriyiz. Yaşamımızdaki ilişkide olduğumuz çalışma arkadaşı veya eşimizi , çocuğumuzu daha çok takdir etmeliyiz. Böylece kısmen de olsa onların kendilerini değerli hissetmelerine yardımcı olabiliriz. Yani bir nevi psikolojik destek vermiş oluruz .

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emre Günebakan Arşivi