Soygun var...

MASUMANE DEMOKRAT Herkes dünyayı çözüp bağlarken, bizlere elinizi kolunuzu bağlı durun, edebinizle usul usul oturun diyenlere inat bir dünyaya açılış var. Kimi zaman çok geride, kimi zaman çok yakında, hızlı mı hızlı gelişmelerin kucağında oturuyoruz... Herkes derken kimi mi kast ediyorum, sevgili ve yalnız mı yalnız güzel ülkemi elbette... Gerçi son zamanlarda pek de yalnız olduğu söylenemez... Orası da ayrı bir konular kümesi! Yeni dünya düzeni, hiç acımadan tüm değerlerin üstüne üstüne ışık hızıyla geliyor. Bizler ne yapıyoruz, eski dünya düzeninin masum demokratik yöntemlerini kullanmaya kalkarak yol almaya çalışıyoruz.... Yanlış mı yanlış.... Üstelik bunu yaparken, masumiyetimizi de kaybediyoruz. Çünkü masumiyetimizin içine sızan hiç de masum olmayanların, masum hallerimizi kendi yönüne çevirişine, evirişine heyecanlı bir filmi izler gibi izleyerek bakıyoruz. Oldu mu masum bir gösteri sana nereye çekersen orada kalan tipik sıradan bir küçük kalkışma; büyük bir itişme gürültüsüne... Gene kimin canı yanıyor, sadece masumane tepki gösterenlerin, arada hırpalanıp gidiyorlar. Son günlerin Boğaziçi Üniversitesi olayına değiniyorum... Yanlışa yanlış adımlar daha büyük uçurumların açılmasına neden oldu. Ne kaybetti Türkiye, yine enerjisini, en güzel enerjisini sokak gösterilerine, hemde salgının en yoğun olarak yaşandığı İstanbul'da kaybetti...Bilgili bir ahmak, cahil bir ahmaktan daha çok ahmaktır. -Moliere Ne mi kaybettik, zamanımızı, enerjimizi, gençlerimizin güzel duygularını, amaçlarını, hedeflerine ara vermeyi kaybettik... Bundan kimin ve kimlerin kazançlı olduğuna bakar isek olayı daha kolay çözmüş oluruz...Asıl marifet buluttaydı ama herkes yağmura şiir yazdı...

***********************************************************

SOYGUN VAR... Salgın var salgın utanın diyeceğim ama kendim de soyguna uğrayan bir yurttaş olarak derdimi kime anlatacağımı şaşırarak izliyorum bu süreci... Vay maaşıma" bir damlacık "ne kadar zam gelmiş diye sevinirken, maaşımı aldığım bankanın, benim hayatımı garantiye almak için sigortalattığını ve ilk taksidini mutlulukla hesabımdan gece yarısı operasyonu ile aldığına tanık oluyorum... Mobil bankacılık işte o şeyin şeysinden öğreniyoruz. İnsanoğlu ne nankör! Banka senin hayatını sigortalatmış, senin hayatına senden daha çok değer veriyor. Senin düşündüğün şu kötülüğe bakar mısın? Neyse benim hak arama ve paramı hayat sigortasının demir kasalarından kurtarma operasyonuna gelince... Bir telefon açarsın, fırçalarsın garibim çalışanlarını... Biliyorsun zaten sana seslerini de çıkaramazlar... Seni kibarca şuna bağlıyoruz, bilmem ne müşteri temsilcisine diye oradan oraya salınan pinpon topu gibi atar da atarlar... Bak sen psikolojik olarak senin direncini kıracaklar... Olmuş bir kere boş ver deyip, okkalı hayat sigortalı kazığına ses çıkartmayacağım... Kötü mü yani ne güzel "Hayat sigortalı "olmuşsun işte demenizi hayretle ve ibretle izliyorum... İyi de öyle bir dünya yok, "Hayat sigortası "kendimce resmen aldatmaca... Sömürü aracı, söğüş politikasının süslü aygıtı gibi... Kullanmak istemiyorum ki kaldı ki, var da bu arada başka Hayat sigortam kendimce... Neyse efendim, benim on beş dakika gibi paralı telefonumdan zamanım gibi para mı da çaldıkları yetmiyormuş gibi, sinirlerimi de bir güzel zıplattılar. Resmen gece yarısı operasyonu, düşünün bunu benim gibi binlerce emekliye yaptıklarını, binlerce emeklinin bazılarının bunu hiç fark bile etmediklerini... Bunun sıradan bir soygundan ne farkı var. Her türlü kılıfı hazır. Süslü sözcükler de var. Yazık değil mi? Salgın var, işsizlik var, market gramaj soygunları var, iletişim şirketlerinin bin bir bahaneli soygunları var. Elektrik şirketlerinin soygunu var. Var da var... Ne yani niye soygun diyemez miyim buna? Yanlış mı? Peki bu yapılan işlemlerin sadece bir kaç tanesini anlatıyorum. Halk olarak bunun gibi binlerce haksız yere ekmeğimize göz dikenlerle uğraşıyoruz. Ticaret hayatına atılanlar yalan söylemeye, hile yapmaya mecburdur. Ama buna başka bir isim takarlar. Önemli olan odur. Sen gidip o lastiği çalarsan hırsız olursun. Ama o herif yırtık lastiğe karşı senin dört dolarını çalmaya kalkışıyor, adı da ticaret oluyor. John Steinbeck Yani bakın John Steineck kardeş bile böyle demiş... Yani tüm sözler iptal onlar yaparsa ticaret oluyor. Ona göre, onlara her şey mübah kardeşim, günah sadece sana ve bana... Allah'ım günah yazmasın sana ve bana! Nokta!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi