Deniz Kalendirgil

Deniz Kalendirgil

BİR ÇUVAL BULGURA FUTBOLCU TRANSFERİ

Rahmetli babam anlatırdı… Gençlik yıllarında çocukların futbol ile ilgisi, ailesi tarafından pek de önemsenmez, hatta ‘Çocuğum futbolcu olmasın da ne olurlarsa olsun’ mantığıyla hatta engellenirmiş. Babam bunun nedeni şöyle açıklardı:

“Sokak araları bizim için futbol sahasıydı. Resmen hırsımızı yuvarlak meşinden alırdık. Talat Özkarslı bizim idolümüzdü. O yıllarda sadece memleketimizin değil dünyanın en iyi futbolcuları arasında yer alırdı. Tek sorun, futbolun maddi bir kıymetinin olmamasıydı. Bir çuval bulgura futbolcular başka takımlara transfer edilirdi. Futbol o dönemde gönülden oynana bir spor dalı idi. Futbolcularımızın gözünde öyle para pul olmazdı. Maneviyat üzerini kurulu bir spor dalıydı. Haliyle de ailelerimiz bize ‘futbol oynayın, ama futbolcu olmayın’ derdi.”

Kıymetli futbolcumuz Talat Özkarslı’yı Haziran ayında kaybettik. Mekânı cennet olsun…

Tabi 35 – 40 yıl öncesinin mantığı buydu. Şimdi öyle mi peki? Tabii ki; hayır… Futbol artık tüm dünyada spor dalları içerisinde en kıymetli bir sektör haline geldi. Bu işten milyonlarca insan ekmek yiyor.

Ben de babam gibi futbolla ilgisi olan biriydim. Gerçi sadece futbol değil, ergenlik dönemimde karatesinden yüzmesine, futbolundan basketboluna ve hatta voleyboluna kadar her türlü sporu denedim. Rahmetli babam bıkmıştı benim bu aktivite isteklerimden, ama mekânı cennet olsun, spora olan duyarlığımı her zaman destekledi.

Futboldan çok keyif alırdım. Gerçi şimdilerde pek bir ilgim kalmadı, ama yine de ergenlik dönemimi hatırlayınca gururlanır dururum. Gaziantep’te mahalli bir takımın lisanslı futbolcusuydum. O yılarda rol modellerimiz de sağlamdı: Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz… Bu isimler sayesinde gençlerin futbola ilgisi kaçınılmaz oluyordu. Bir süre oldukça hararetli geçen futbollu yıllarım, zamanla yerini sakinliğe bıraktı… Şimdi sadece tuttuğum takımın adını biliyorum. O kadar…

Konumuza gelince;

Birkaç aydır, başta bizim gazetemiz olmak üzere, Gaziantep basınında futbol kulübümüzün yönetim değişimi ile ilgili haberleri okuyorum. Değerli iş insanımız Mehmet Büyükekşi, gazetecilik yıllarımda tanıştığım çok kıymetli biridir. Bugüne kadar sayısız kuruluşlarda almış olduğu görevleri hakkıyla teslim etmiş, ülkemizin ve kentimizin yetiştirdiği önemli bir isimdir. Gaziantep FK yönetiminde tamam ya da devam arasında zor bir kararın arifesinde olduğu hissediyorum.

Bu haftaki yazımı kendisiyle ilgili minik bir anımı paylaşarak tamamlıyorum…

Gazetecilik yıllarımdı. Mehmet Bey de Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) başkanlığına yeni seçilmişti. Röportaj talebime olumlu yanıt vermiş, İstanbul’da Dış Ticaret Kompleksi’nde bir araya gelerek, harika bir röportaj gerçekleştirmiştim. Odasına girdiğimde kıymetli babası da yanındaydı. Tanıştırdı beni. Hemen yanına yaklaşıp ellerini öptüm… Çok duygulanmıştım. Çünkü benim babam da ayakkabı sektöründeydi ve Mehmet Bey’in babası ile benim babam Gaziantep’in en önemli esnafları arasında yer alıyordu. İyi arkadaşlardı. Hatırlattım bunu kendisine, o da duygulandı ve selamını iletti.

Öyle tuhaf duygular içerisindeydim ki… Bir zamanlar babamın minik ellerime tutuşturduğu karton defterle Kunduracılar Sitesi’nde dükkân dükkân dolaşıp, hesap topladığım anlar geldi gözümün önüne…

Sağlıklı bir hafta diliyorum

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Deniz Kalendirgil Arşivi