ŞEYH SEYYİD ABDULKADIR GEYLANİ HAZRETLERİÂ

Üveysi, Veli, yedilerden, Rical-i gayb erenlerinden haline akıl ermeyen, Allah'ın has kullarından,Hızır aleyhisselâmın sır dostu Ladikli hacı Ahmet ağa.Konya Ladik kasabasının yusuflar sülalesinden çobanlık yapan,ümmi bir hak aşığı. Hızır makamına erişenler ancak Hızır aleyhisselâm ile görüşür derler.Onun manevi halleri daha askere gitmeden önce görünmeye başlar ancak gerçek buluşma askerde olur. Kanal harekatında arkadaşları şehit olmuş kendi de omzundan yaralanmış, ellerini açarak yalvarır."Allahım beni düşman eline bırakma... O anda hızır aleyhisselâm atıyla yanına gelir yaralandınmı Ahmet der ve Ona aşk şerbeti içirir maneviyat orada başlar, yaraları iyileşir onu hastaneye götürür ancak Ahmet iyileşince tekrar cepheye döner yıllarca o cepheden o cepheye düşmana karşı çarpışır maneviyat ordusunun,yeşil sarıklıların nasıl yardıma yetiştiğine defalarca şahit olur.Artık kırklı yaşlarındadır köyüne döner hızır aleyhisselâm ile görüşmeler devam eder. Ahmet ağa abdest alırken çok ihtamam gösterir, çok özenir.Bir gün hocası hızır aleyhisselâm çıka gelir Ahmete latife yapar ;Ahmet sanada bir abdest almayı öğretemedik deyince. Ahmet napalım efendim bi çobanı peşinize taktınız ancak bu kadar becerebiliyor...hocası Ona ;Ahmet, Ahmet ne namaz arıyorlar, ne abdest arıyorlar kalbi selim arıyorlar der. Elbette abdest namaz çok önemli bunlar Insanı kalbi selime götürür.Allahın safında yer almak Insana iyiyi kötüden ayırt etmesini ve doğruyu yapmaya yöneltecek bir mürşide ulaştırır ki bu sayede rüşd sahibi olursun.Ehlullah dostunu yüreğindeki dertten tanır.Sadece geçmişte olmuyor bu haller günümüzdede yaşanıyor, yaşatılıyor yeterki yüreğindeki derdin Allah olsun.Anne oğul urfanın ilhanlı köyünde üzüm bağlarının yanından kendi köylerine doğru yürürken üzüm koparmak isteyen oğluna bir yandan bu köyün *şeyh Sinan'ın köyü olduğunu ve yolda kalanlara hep yardım ettiğini bir yandan da izinsiz ne onun ne kimsenin hiçbir şeyinin alınamayacağını anlatır ancak yoldan tek bir araç bile geçmez,çocuk nerde hani, ne gelen var ne giden, üzümlere bakıp annesine ne olur biraz koyarıp yesem Şeyh nerden bilecek dediği an yanı başında biter yiyeceğin kadar al oğlum .....! der çocuk şaşırır tabi, beni nerden tanıyor!?gidecekleri yere kadar götürür şeyh efendi. Allah dostlarının işlerine akıl sır ermez daima vesileler yaratır. Bir annenin temiz niyeti onları şeyhin nazarına nispet ettirir. O nazarla belki de o çocuk şimdi hızır aleyhisselâma dost oldu kimbilir. Esselemü aleyküm. *"şeyh Sinan efendi şanlıurfanın ilhanlı köyünden kadiri meşrepli bir gönül eri,Dini mübine sayısız hizmetlerinden sonra 1994 yılında hakka yürümüştür." HAYIRLI CUMALAR dilerim HAZIRLAYAN :24Â