Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Her Asırda En Büyük Makam, Kur'an’ın

Lokman Suresi, 27. Ayette Kur'an der ki: "Eğer yerdeki ağaçlar kalem olup, denizler mürekkep olsa, Cenab-ı Hakk'ın kelimelerini yazsalar, bitiremezler." (Lokman Suresi, 31:27)

Lokman Suresi 27. âyette Allah’ın bilgisinin zenginliği ve sınırsızlığı, 28-29. âyetlerde kudretinin mükemmelliği, kusursuz ve hikmetli yaratıcılığı özetlenmektedir. Kısaca 25. âyetteki “Bütün övgüler Allah’a mahsustur” hükmü, 27-29. âyetlerde şu üç öncüle dayandırılmıştır: a) Allah evrenin mutlak ve özgür yöneticisidir; b) O’nun, insan zihninin kuşatamayacağı derecede sınırsız ilmi vardır; c) Her şeyi kolaylıkla var eden, varlığını sürdüren veya varlığına son veren üstün kudretin sahibidir.

27- Eğer yer (yüzün) deki (her bir) ağaç kalemler olsa, deniz de, arkasından yedi deniz daha kendisinden yardım ederek (mürekkeb) olsa yine Allahın kelimeleri tükenmez. Şübhesiz ki Allah yegâne galiptir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir.

Şimdi şu nihayetsiz kelimeler içinde en büyük makam, Kur'ana verilmesinin sebebi şudur ki:

Kur'an, ism-i a'zamdan ve her ismin a'zamlık mertebesinden gelmiş.

Hem bütün âlemlerin Rabbi itibariyle Allah'ın kelâmıdır.

Hem bütün mevcudatın ilahı unvanıyla Allah'ın fermanıdır.

Hem Gökler ve Yer’in yaratıcısı haysiyetiyle bir hitaptır.

Hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir konuşmadır.

Hem her türlü kusur ve noksandan yüce olan Allah’ın her şeye hükmeden, her şeyi kuşatan saltanatı, egemenliği hesabına bir hutbe-i ezeliyedir.

Hem Allah’ın her şeyi kuşatan geniş rahmeti, merhamet ve şefkati noktasında, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan Allah’ın iltifatlarını içine alan defterdir.

Hem ilahlığın haşmeti itibariyle, başlarında bazen şifre bulunan bir haberleşme kitabıdır. “Huruf-u mukataa” denilen “Ya-sin” gibi kısımlar Allah ile Peygamberimiz arasında şifrelerdir. Bu şifreleri peygamberimizden ders alan evliyaullah da çözebilir.

Hem ism-i a'zamın tarafından inme ile arş-ı a'zamın bütün kapsama alanına bakan, teftiş eden hikmet yayan bir kutsal kitaptır.

İşte bu sırdandır ki, Kelâmullah-Allah’ın kelamı ünvanı tam layık oluşla Kur'ana verilmiş.

Eğer bütün cin ve insanın Kur'andan tereşşuh etmeyen, Kur'andan sızmayan bütün güzel sözleri toplansa; yine Kur'anın yüce derecesine yetişip benzerini yapamazlar.

Elde Kur'ân gibi bir mucize-i bâki (sonsuz mucize) varken, Başka burhan (delil) aramak aklıma zâid (lüzumsuz) görünür. Elde Kur'ân gibi bir burhan-ı hakikat (hakikat delili) varken, Münkirleri (inkar edenleri) ilzam (susturmak) için gönlüme sıklet mi (ağırlık mı) gelir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi