Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Deprem ve "Adetullah"

6 Şubattaki iki deprem ve ayrıca 20 Şubat 2023’deki 6.4 şiddetindeki deprem ve diğer artçı depremler bizlere korku azabını yaşattı. Allah, Zelzele gibi, fırtına gibi genel ve dehşetli âfetleri insan nevinin yüzüne çarparak onunla hikmetini, kudretini, adaletini, kayyumiyetini, iradesini ve hâkimiyetini pek açık bir surette gösterir.

İnsan suretinde bir kısım ahmak şeytanlar ise, o küllî Rabbâni işaretleri ve Cenab-ı Hakkın terbiyesine karşı ahmakçasına bir inatla karşılık edip ne diyorlar? "Tabiattır, bir madenin patlamasıdır, tesadüfîdir. " diye, manasız olarak saçmalıyorlar.

İnançsızlıktan gelen hadsiz bir cahillik ve dinsizlikten meydana gelen çirkin bir inat sebebiyle, bilmiyorlar ki, sebepler yalnız birer bahanedirler, birer perdedirler.

Dağ gibi bir çam ağacının cihazlarını dokumak ve yetiştirmek için bir köy kadar yüz fabrika ve tezgâh yerine küçücük çekirdeği gösterir; "İşte bu ağaç bundan çıkmış" diye, Sâniinin (Herşeyi sanatla yaratan Allah) o çamdaki gösterdiği bin mucizeleri inkâr eder gibi, bazı görünürdeki sebepleri gösterir. Herşeyi yaratan Allah’ın ihtiyar, dileme ve hikmetle işlenen pek büyük bir rububiyet fiilini hiçe indirir. Bazen gayet derin ve bilinmez ve çok ehemmiyetli, bin cihette de hikmeti olan bir hakikate fennî, bilimsel bir nam takar. Güya o nam ile mahiyeti anlaşıldı, âdileşti, hikmetsiz, manasız kaldı!

İşte, gel, ahmaklığın nihayetsiz derecelerine bak ki, yüz sayfa ile tarif edilse ve hikmetleri beyan edilse ancak tamamıyla bilinecek derin ve geniş bir bilinmeyen hakikate bir nam takar; malûm bir şey gibi, "Bu budur" der.

Hem külli irade ve umumi ihtiyar, istek ve nevin hâkimiyeti ünvanları bulunan ve "âdetullah" namıyla anılan fıtrî kanunların birisine, hususî ve kasdî bir her şeyi terbiye edip idaresi ve egemenliği atında bulunduran Allah’ın gerçekleştirdiği hadiseye döndürür. O döndürme ile onun bağını hür seçimden keser. Sonra tutar, tesadüfe, tabiata havale eder, Ebu Cehil'den fazla, kat kat bir son derece cahillik gösterir. Bir neferin veya bir taburun zaferli harbini bir düzen ve askerlik kanununa dayandırıp kumandanından, padişahından, hükümetinden ve isteyerek hareketlerden alâkasını keser gibi, isyan eden bir deli olur.

Hem meyveli bir ağacın bir çekirdekten icadı gibi, bir tırnak kadar bir odun parçasından, çok mucizeler gösteren bir usta, yüz kilo çeşitli yiyecekleri, yüz metre çeşitli kumaşları yapar. Bir adam o odun parçasını gösterip dese, "Bu işler tabiî ve tesadüfî olarak bundan olmuş"; o ustanın harika sanatlarını, hünerlerini hiçe indirse, ne derece bir ahmaklıktır. Aynen bunun gibi kıyas ediniz…

Bu deprem hadiseleri hem geçmişte hem de günümüzde hem şiddetli kışta, hem karanlıklı gecede, hem dehşetli soğukta olmuştur. Hem tahribatından, yıkımdan uyanışa gelmediğimizden, hafifçe gafilleri uyandırmak için o zelzele (deprem) devam etmiştir. Çok emarelerin, belirtilerin delil olması ile bu hadise müminleri hedef edip, onlara bakıp, namaza ve niyaza uyandırmak için sarsıyor ve kendisi de titriyor. Lâ ya'lemu'l-ğaybe illâllah. (Gaybı Allah'tan başkası bilemez.) (Deprem konusu ile ilgili olarak Sözler'den faydalanılmıştır.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi