Maç bitimiyle birlikte sanki içimden bir şey boşaldı ve kendiliğinden ağlamaya başladım.
Sanırım sadece ben değil staddaki bir avuç taraftar, bir kaç yönetici ve ekran başındaki sizler bu zafer coşkusuna ortak olmuştur.
Başkanı yok.
Yönetimi yok.
Teknik direktörü yok.
Ama saha kenarında evladımız Erdal Güneş var.
Saha içerisinde maçın başından sonuna kadar savaşan, her topa kafa uzatan bir futbolcu topluluğu var.
İnanılmaz bir oyun karakteri ortaya koyduk. Kaptanımız Günay sadece kurtarışları ile değil sahadaki duruşu, yönetimi ile tam bir lider. Papy ve Ertuğrul kanije kalesi, Maksim profesör, Furkan ve Jevtovic savaşcı figuero bitirici.
Takım sadece saha içinde değil hemde saha dışında malzemecisi, doktoru, şoförü, masörü savaştı.
Maç bitiminde istisnasız herkes ağlıyordu. Taraftarlar ise gururlu bir şekilde futbolcu ve teknik adamlarla Eryaman Stadyumunu Kırmızı Siyah seslerle Gaziantep Kalyona benzettiler.
Hafta içerisinde yaşanan başkan adayları krizi, teknik direktör ile yaşanılan para sözleşme krizleri ve sonrasında evladımız ile gelen galibiyet.
Tüm şehrin bu galibiyet ve üç puana o kadar ihtiyacı vardı ki ?
Bazen anlatılmaz yaşanır derler ya, biz bu anı ve zaferi yaşadık maç sonunda teknik adamı personeli ile 10 hafta sonra gelen üç puanı kutladık.
Bazıları için Güneş şimdi açabilir ama bizim için ta Sumudica sonrası açmıştı.
Beyler sizi aşağılayan , hakir gören ve sadece dolar ve euroya bakanları değil evladınızı destekleyin.
Artık ithal teknik direktörlere kapatın kapıları.
Resimler her şeyi anlatıyor. Tabiki anlayana.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.