Göksu Üçtaş Şanlı: Azmedin sabredin ve çok çalışın

Göksu Üçtaş Şanlı: Azmedin sabredin ve çok çalışın
Türk kadın cimnastiğinde ilkleri başaran sporcu Gaziantepli Göksu Üçtaş Şanlı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde özel açıklamalarda bulundu. Milli sporcu, kadınlara mesaj vererek “Azmedin, sabredin ve çok çalışın” dedi.

Göksu Üçtaş Şanlı, 5 yaşında cimnastiğe başladı. Olimpiyata giden, Dünya Şampiyonası'na katılan, Dünya Kupası'nda altın madalya kazanan ilk kadın cimnastikçi unvanlarını elde etti. Sakatlıklar yaşadı, 4 yıl spora ara verdi. Ancak hayallerini gerçekleştirmek için geri döndü. Ve 'sıfırdan başladım' dediği cimnastikte 25 yıllık emeğinin karşılığını, 2019 Avrupa Şampiyonası'nda kazandığı tarihi gümüş madalyayla taçlandırdı. Hikayesi herkese örnek olacak 30 yaşındaki milli sporcu, FANATİK'in sorularını yanıtladı...

'Bir kaç yarışmam daha var'
Olimpiyata giden, Dünya Kupası'nda altın madalya kazanan, Avrupa Şampiyonası'nda ilk kürsü başarısı gösteren ilk kadın cimnastikçi unvanlarına sahipsin. Eksik bir şey kaldı mı?.. Kadın cimnastiğine yön veren isimlerden biri olarak ne söylemek istersin?
"Sporcu için her zaman daha ilerisini ve daha iyisini hedeflediği hep başka yarışmalar vardır. Benim için de öyle. Bir yarışma bitince ne olursa olsun hemen sıradakine konsantre oluyorum. Tabi hedeflediğim, hayal ettiğim müsabakalarda podyumda yarışma başarısı gösterdim ve madalya ile taçlandırdım. Önümüzde bir kaç yarışma daha var. Ondan sonra tamam diyeceğim"

Sakatlıkları etkili oldu
Olimpiyata katılmak tartışmasız çok değerli başarı. 2012'de Türkiye'ye bu başarıyı tattırmıştın. Neden bırakma kararı aldın?
"Cimnastik sporuna çok küçük yaşta başlıyoruz ve hem psikolojik hem fiziksel bir yorgunluk diyelim aslında. Beni rahatsız eden sakatlıklarım vardı bunun için de bırakma kararı almıştım."

'Olimpiyat mayomuasıp bakıyordum'
Peki, 4 yıllık ara sonrası, 'Sıfırdan başladım' dediğin cimnastik kariyerine yeniden dönmeni sağlayan, motive eden, senin içindeki kıvılcımı yeniden canlandıran ne oldu?
"O kıvılcımın hiç sönmediğini anladım aslında, bir şeylerin eksik kaldığını, tamamlamam gereken işlerin olduğunu hissediyordum. Olimpiyatta sakatlığım için tek alette yarışabilmiştim, tam performansımı sergileyememiştim. Dolayısıyla sürekli olimpiyat mayomu asıp bakıyordum. 'Keşke bir kez daha giyebilsem, bir kez daha bu mayoyla yarışabilseydim' diyordum. Eşimle konuştuk: 'Sence yapabilir miyim nasıl olur' diye. Eşim de eski milli cimnastikçi. O da 'neden olmasın' dedi. En büyük destekçim eşim diyebilirim. Yeniden başladığımda kendisi, bir yıl kadar da antrenörlüğümü yaptı. Federasyonun 2020 hedefleri arasında olimpiyata takım olarak gitmek vardı. Ben de bu takımın içinde yer almak istiyordum. Mergül hoca ve Suat Çelen'le konuştum. Onlardan da destek görünce tekrar başladım".

'Yapmam gereken işi olması gereken yerde yapıyorum'
1999 depreminden ailece etkilenen milli sporculardan biriydin ama 2012 Londra kotası aldın. 4 yıl ara verdin, evlendin, anne oldun, sakatlıklar yaşadın. Ancak pes etmedin. Ve gözlemlediğim şu oldu; kariyerin boyunca sorumluluğun artıkça 'Göksu Üçtaş Şanlı' daha da güçlendi. Bir de senden dinlemek isterim.
"Bana göre her şeyin başı sabretmek ve çok çalışmak. Başımıza her ne gelirse gelsin oturup bunun üzerine ağlamak değil çözüm, aksine olumsuzlukların içinden iyiliği güzelliği görebilmek. Karanlıktan küçük bir ışık yaratmak. Ben de her zaman yapmam gereken işi olması gereken yerde yapıyorum. Salonda sporcu, evde anne ve eş, gerekirse bir öğrenci bir antrenör veya bir hakem.Nerede kim olmam gerekiyorsa o oluyorum. Ama her şeyden önce bir kadın. Anne olmak da beni daha güçlü kılıyor diyebilirim."

'Bugünün kız çocukları geleceğin öncüleri'
Sorumluluk demişken, bunlardan biri de; Son Avrupa Şampiyonası'nda milli takım olarak ilk kez finalde mücadele ettiniz. Kadroda yaşları 16 olan genç isimlere yeri geldi ablası yeri geldi antrenörü oldun?
"Gençlerle beraber antrenman yapmak, onlarla birlikte yarışmak, hala takıma girebilmek beni çok dinamik ve formda hissettiriyor. Onlara yardımcı olmayı seviyorum, dertlerini dinlemeyi, sorunlarına çözüm bulmayı, gerektiği zaman yönlendirmeyi, yarışmaya hazırlanırken beraber saç-makyaj yapmayı seviyorum. Genç cimnastikçi arkadaşlarım için iyi bir örnek olmak istiyorum. Özellikle kız sporcuların erken yaşta sporu bırakmamaları gerektiğini, kişi isterse her şeyi başarabileceğini göstermek istiyorum. Çünkü bugünün kız çocukları geleceğin kadınları, anneleri, öncüleri olacaklar"

'Kadın ailenin temeli, toplumun aynasıdır'
'25 yıllık hayalimi gerçekleştirdim' dediğin ve gümüş madalya kazandığın Avrupa Şampiyonası sonrası "Bu madalya her şeye göğüs geren güçlü Türk Kadını'na ve elleri öpülesi annelerimize gelsin" demiştin. Bu sözlerle Türk kadının gücünü ne güzel anlatmışsın. Neler söylemek istersin?
"Kadın özeldir. Kadın narindir. Bu güçsüz olduğumuz anlamına gelmesin. Ama aynı zamanda çelik gibi de güçlüdür. Kadın toparlayıcıdır. Etrafındaki her şeyi toparlar. Eşini, sevgilisini, çocuğunu, evini, işini, hayatı. Kadın detaydır, annedir, ailenin temelidir. Kadın toplumun aynasıdır. Atatürk’ün de dediği gibi; 'Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın'. Bizler kadın olarak hak ettiğimiz değeri görmek istiyoruz. Arkamıza bakmadan korkusuzca, özgürce yürümek istiyoruz. Kadın olarak her sektörde yer almalıyız, sayımızı arttırmalıyız. Kız çocuklarının okumaları için imkan sağlamalıyız. Bilinçli bireyler yetiştirmekte yine biz annelere düşüyor. Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu ona sahip olan Türk milletine".

'Milli takımın içerisinde yer almak istiyorum'
Kariyerinde 2 yıllık bir sürecin daha olduğunu açıklamıştın. Bu 2 yıl içinde neleri hedefliyorsun?.. Sonrası için ne düşünüyorsun?
"Önümüzdeki yarışmalar için yoğun bir şekilde çalışıyorum, antrenman yapıyorum. Bu yıl içerisinde önemli yarışmalarım var, yine final ve madalya hedefliyorum. Cimnastiği sporcu olarak bıraksam da yine milli takımın içerisinde yer almak istiyorum. Bilgilerimi, tecrübelerimi genç arkadaşlarıma aktarmak, ülkemiz adına yeni zaferler kazanmak için onlara yardımcı olmak istiyorum".

'Lina'nın desteğini görmek muazzam bir duygu'
Kızın Lina'nın annenle birlikte sana destek verdiği videoyu izlediğimde çok hoşuma gitmişti. Aklıma şu geldi... Bir dönem sen çocukken annen kenardan sana seslenerek destek veriyordu şimdi ise kızın aynı şeyi yapıyor.Nasıl bir duygu?
"Hayatımda tanıdığım en güçlü kadın annem. Benim için her zaman doğruyu, güzeli, iyi, erdemli ve ahlaklı olmanın başarılı olmaktan daha önemli olduğunu vurguladı. Ne olursa olsun okumam çok çalışmam için itici güç oldu. Ben de kızım için örnek bir anne onun gözünde kalbinde mükemmel bir yerde olmak istiyorum. Lina'nın beni desteklediğini görmek inanın muazzam bir duygu. Ben de tribünden onu destekleyeceğim zamanı sabırsızlıkla bekliyorum".

'Denemeyi bırakana kadar başarısız sayılmazsınız'
Türk cimnastiğinin en başarılı kadın sporcusu olarak, 8 Mart Kadınlar Günü mesajını da alalım. Sporun içinde de kadın olmanın mutlaka zorlukları vardır. Bundan yola çıkarak; kadın sporculara ve sporcu olan, sporcu olmak isteyen tüm genç kızlara ne söylemek istersin?
"Sporcu olmak isteyen genç arkadaşlarım; her ne olursa olsun hayallerinizin peşinden koşun. Sizi kimsenin yıkmasına, yıldırmasına izin vermeyin. İçinizde ki gücün farkında olun. Siz istedikten sonra başaramayacağınız hiç bir şey yok. Azmedin, sabredin ve çok çok çok çalışın. Einstein'nın dediği gibi“Denemeyi bırakana kadar asla başarısız olmuş sayılmazsınız.”

Olimpiyata katılmış bir sporcu annesi olarak, sporcu olmak isteyen özellikle de kız çocuklarının annelerine, tecrübeleri doğrultusunda ne söylemek istersiniz?
"Sporcu annesi olmak kolay değil. Nasıl ki, doktorlar, mühendisler zor şartlardan geçiyorsa, sporcu annelerinin fedakarlıkları çocukları spora girdiği anda başlıyor. Çok zorlukları var ama her anneye tavsiye ederim. Çocuklarınız tablet, telefon, bilgisayar ya da kafelerde vakit geçireceğine sporla uğraşsınlar. Çocuğun hayatında spor oldu mu disiplinle yetişiyorlar. Standart hayatlarının bir parçası disiplin oluyor."

'Sıkıntı çekilmedengüzelliklere ulaşılmıyor'
"Göksu’nun tüm hayatı cimnastik, okul ve kamp eğitim merkezlerinden oluşuyor. Kişilik olarak da daha çabuk olgunlaşıyorlar. Çok zorluklar çektik. Maddi ve manevi hep yanında olduk. Çok ağladığımız günler de oldu. Sakatlıklarından dolayı sporu bırakma noktasına geldi. Göksu şu anda 30 yaşında 4,5 yaşından beri sıkı çalışıyor ve meyvelerini daha yeni yeni alıyor. Sıkıntı çekilmeden güzelliklere ulaşılamıyor.

'Kızımı görmek için 40dakikalık yolu yürürdüm'
"Ben sık sık kamp eğitim merkezine Göksu’nun yanına giderdim.Üstelik o zamanlarda vasıta da yoktu.40 dakikalık yolu yürüyerek kızımı görebilmek, ona kendini iyi hissettirmek için giderdim. Haftasonu oldu mu, kamp merkezindeki çocuklar evimize gelirdi. Oyun oynar, kekler, pastalar yapar, onlara moral verirdik. Millilik duygusunu hep birlikte hissettik. Kolay olmadı ama Göksu başardı. Sonunda Şampiyon oldu."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.