100. yıl coşkumuza gölge düşmesin!

Her milletin tarihinde dönüm noktaları vardır. Tarihin her döneminde hür ve bağımsız yaşamış olan milletimizin tarihindeki en önemli dönüm noktalarından birisi de 23 Nisan’dır.

Kurtuluş Savaşımızın en önemli kurumlarından olan, milli iradenin sembolü Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de açıldı. Her türlü zorluk ve imkansızlığa rağmen milli mücadeleye öncülük eden Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşından Cumhuriyete uzanan süreçte ve günümüze gelene kadar çok büyük görevler üstlendi, badireler atlattı.

Yarın 23 Nisan. Hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının tam 100. yılı. Bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının çok büyük ve coşkulu törenlerle kutlanması planlanıyordu. Ancak, tüm dünyayı etkisi altına alan KOVİD-19 salgını nedeniyle maalesef bu yıl bu büyük meydanlarda ya da salonlarda kalabalık törenler yapılamayacak.

Günümüzde bu virüs illeti nedeniyle bırakın coşkulu törenler yapmayı, birkaç kişinin bir araya gelmesi bile büyük risk oluşturuyor. Salgın var diye, sokağa çıkamıyoruz diye Cumhuriyetimizin, yakın tarihimizin en önemli olayını, milli bayramlarımızdan birisi olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı coşku ile kutlamayacak mıyız?

Elbette kutlayacağız. Hem de koronavirüs salgınına inat en coşkulu, en gururlu şekilde kutlayacağız. Zorunlu olmadıkça sokağa çıkamasak da, evlerimize kapansak da yaşadığımız bu olumsuzluklar bizim 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını coşkulu törenlerle kutlamaya engel olamayacaktır. Koronavirüs salgını 100. Yıl coşkumuza gölge düşüremeyecektir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusunu evlerimizde en büyük coşku ile yaşayalım. Çocuklarımıza, Kurtuluş Savaşının hangi şartlarda kazanıldığını ve 23 Nisan’ı tüm dünya çocuklarına bayram olarak armağan eden Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesini bir kez daha anlatalım. Evlerimizi Türk bayrakları ile donatalım. İstiklal Marşımızı hep birlikte gür sesle söyleyelim.

100 Yıl önce bin bir zorlukla kurtuluş mücadelesi veren, savaşlardan yorgun ve yoksul düşmüş, genç nüfusunun önemli bölümünü şehit vermiş, ülkesinin dört bir tarafı işgal altında olan bu millet, bugün dünyanın en buhranlı bir döneminde Avrupa ülkeleri de dahil her tarafa yardım elini uzatmaya devam ediyor.

Zor günler geçiriyoruz. Unutmayalım ki, her şey geçici olduğu gibi bu günler de geçecektir. Her karanlığın sonunda güneş doğacaktır. Önemli olan, hükümetimizin açıkladığı tedbirlere tam olarak uyarak, bu zor günleri en az olumsuzlukla geride bırakmaktır.

Bir diğer önemli konu da salgından gerekli dersleri çıkartarak, geleceğe daha güvenle bakmaktır. Koronavirüs salgını dünya tarihinde bir milat olacaktır. Salgın sonrası yeni bir dünya düzeni kurulacak. Her ülke kendisine çeki düzen verecek.

Bizim de bu yeni dünya düzeninde güçlü bir şekilde yer almamız için salgından çıkarılacak dersleri iyi anlamamız, özümsememiz ve uygulamaya geçirmemiz gerekmektedir. Salgınla birlikte, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “En hakiki mürşit ilimdir” sözlerinde olduğu gibi bilimin önemini, tarımın ihmal edilmemesi gerektiğini, doğamızın ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu bir kez daha anladık.

Başta çocuklarımız olmak üzere tüm milletimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını coşkuyla kutlarken, bir kez daha, “Evde Kal Türkiye” diyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Babat Arşivi