Mehmet Erol Maraş

Mehmet Erol Maraş

Erol Maraş: 'Güvenlik Polisine İfade Abonesi Olduk... - Rektör Doğan’ın Bir Yılı Boş Mu Geçti?'

Arkadaşlarım, sürekli bana yazdığımız manşetlerle ve internet haberciliğimizle ilgili Gaziantep Cumhuriyet Savcılığına her haberimize suç duyurusunda bulunulduğunu söylüyorlar. Bizim haber anlayışımızda hiç kimseye hakaret etmek yok; hiçbir zaman hakaret içerikli haber yapmadık, yapmayız.
Genellikle belgeler elimizde olmasına rağmen, karşı tarafı incitmemek için iddia haberciliği yapmayı tercih ederiz. Ama ne var ki OLAY Medya yazınca ortalık karışıyor.

Hemen gözdağı vermek için, yaptığımız doğru haberlere rağmen haber konusu kişiler bir avukat tutup hakkımızda suç duyurusunda bulunuyor. Ben onların savunma haklarına elbette saygı duyuyorum. Ancak bize açıklama yapmadan, tekzip göndermeden doğrudan Gaziantep Cumhuriyet Savcılığına gitmelerine de bir anlam veremiyorum.


Zaten hukuktan biraz anlayan her avukat, bu şekilde yapılan suç duyurularının çoğunun sonuçsuz kalacağını bilir. Çünkü yıllardır ben ve ekibimiz birçok haber nedeniyle ağır ceza, sulh ceza ve benzeri mahkemelerde yargılandık. Allah’ın izniyle bir iki dava dışında, 1992 yılından bu yana yani 33 yıldır ciddi bir mahkûmiyetimiz veya yüksek tazminat ödeme durumumuz olmadı. Bunu neden söylüyorum? Çünkü bir bakıyoruz, Güvenlik Şubeden polis memurları “İfadeniz var, lütfen gelir misiniz?” diye bizileri arıyor. Gerçekten de Güvenlik Şube polisleri, hem yanlarına gittiğimizde hem de telefonla görüştüğümüzde son derece olumlu ve saygılı davranıyorlar.

Bu nedenle Gaziantep Güvenlik Şube polislerine teşekkür ediyorum. Çünkü onlar sadece görevlerini yapıyor. Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı onlara ifade almaları için talimat gönderiyor; onlar da bu talimatı işin gereği olarak yerine getiriyor. Aynı şekilde Cumhuriyet Savcılığı da, ilgili kişilerin suç duyurusunda bulunması nedeniyle bu süreci işletmek zorunda kalıyor. Ben hukuk kurallarına hiçbir zaman karşı olmadım. Ancak en küçük şikayet ve suç duyurusunun iyice tahkik edilmeden anında işleme konulup sürecin hızla ilerlemesini yadırgıyorum. Nu tür suç duyuruları bizi ne korkutur, ne rahatsız eder, ne de gözdağı olur. Aksine, daha da hırslandırır.
Bu nedenle ilgili savcılardan isteğimiz, suç duyurularıyla ilgili bir ön inceleme yapılmasıdır. Ondan sonra elbette güvenlik şubeye talimat gönderilip ifademiz alınabilir; bunda hiçbir sorun yok. Bizim adresimiz, yerimiz, yurdumuz, telefonumuz açık şekilde ortada. Sosyal medyaya bakıyorum; insanlar birbirine hakaret ediyor, kişisel özgürlüklere müdahale ediyor, ağır küfürler ediyor. Bunlar dikkate alınmazken, biz uyarıcı nitelikte, iddia ve belgeye dayanan haberlerimiz nedeniyle neredeyse Güvenlik Şubeden çıkamaz hâle geldik. Geçtiğimiz hafta iki ayrı konu için iki ayrı ifade verdik. Tahmin ediyorum ki önümüzdeki günlerde bu sayı artacak. Üstelik, son bir haberle ilgili videolar ortadayken “Dört avukat tutacağım, OLAY Medya’yı mahkûm ettireceğim” gibi peşin hükümlü söylemler duyuyoruz.


Ben her zaman şuna inanırım: Türk adaletine ve hukukuna daima güveniyoruz.
Son söz olarak Adalet mülkün temelidir. Takdir kamuoyunundur.”

REKTÖR DOĞAN’IN BİR YILI BOŞ MU GEÇTİ ?

Gaziantep Üniversitesi yaklaşık 10 yıldan bu yana iyi yönetilmiyor. Çünkü Yavuz Coşkun dönemi ve bir dönem de seçimle gelen Prof. Dr. Ali Gür’den sonra atama sistemi uygulamasında Gaziantep Üniversitesi önemli bir başarı elde edemedi. Yakından tanıdığım ve başarılı olmasını hep düşündüğüm, 4 yıl Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü yapan Prof. Dr. Arif Özaydın’ın gerçekten de kendine göre başarılı, bize göre ise başarısız olduğunu net olarak söylemem gerekiyor. Kendisi bize kızabilir, tepki gösterebilir ama 4 yılın iyi geçmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Hakkında bir iddia bitiyor, bir iddia başlıyor. Bunların doğruluk derecesi ile ilgili kararı her zaman Türk Adaleti verir.

Prof. Dr. Arif Özaydın’dan sonra yine atama sistemi ile, Gaziantepli olup 30 yıldan bu yana Gaziantep’e hiç uğramayan ve hiçbir tanışıklığım olmayan Prof. Dr. Sait Mesut Doğan atandı. Doğan’dan ilk başlarda umutluydum ama gün geçtikçe umutlarımızı kaybettik. Sayın Doğan, eski Rektör Prof. Dr. Arif Özaydın’ı sürekli suçlarken hakkında da bir işlem yapmaması ve onun kadroları ile devam etmesi ayrı bir ilginçlik. Ayrıca Sayın Doğan, Arif Özaydın ekibini aynı şekilde kendi yanında göreve devam ettiriyor. Prof. Dr. Doğan, Özaydın’ın ekibinin başarılı olmadığını bile bile neden böyle bir uygulama yapıyor onu da anlamak mümkün değil!

Halbuki yeni, genç ve güçlü bir ekip kurarak Gaziantep Üniversitesi’ne bir Gaziantepli olarak tekrar hayat verebilirdi. Hatta ilk bir ayda Rektörlük Odası’nın ışıkları hep yandı; o sırada bizler de Doğan’ın daha başarılı olacağını umut etmiştik. Ama ne var ki Sayın Doğan, nüfus cüzdanında Gaziantepli ama gönlü İstanbul’daydı. Çünkü ailesi ve çocukları —bildiğim kadarıyla, yine iddia olarak söylüyorum— İstanbul’da yaşıyorlar. Sayın Doğan git-gel yapınca Gaziantep Üniversitesi’nin üst düzey yönetimi başsız kalıyor. O zaman da Gaziantep Üniversitesi’nde herkes bildiği okumaya devam ediyor. Şimdi bu durumu görünce dahipsiz bir üniversitemiz olduğunu kabul etmek zorunda kalıyoruz.

Dünyada ve Türkiye’de üniversite sıralamasında daha önce parlak yıllar geçiren ve en çok tercih edilen Gaziantep Üniversitesi, akademik puanlamada hep geriye gidiyor. Bir de hep tartışılan bir ihale var: yemek ihalesi. Bugün öğrenciler ve öğretim üyeleri 380 TL’ye yemek yemekteler. Bu da çok pahalı. Bu ihaleyi gelir gelmez iptal etmesi gerekirken ne var ki iptal etmedi Rektör. Aynı firma başka yerlere bu 380 ilk yemeği 95 liraya veriyor iddiaları ise hiç hoş değil.

Gaziantep Üniversitesi’nin 1 yılı, Sayın Prof. Dr. Rektör Doğan’la boşa geçtiğini net olarak görüyoruz. Acı ama gerçek budur.

Bundan sonrası daha iyi olur inşallah diye umudumu koruyarak herkese çok güzel bir hafta diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet Erol Maraş Arşivi