M. Bedrettin Ay

M. Bedrettin Ay

Bedri’nin el feneri! Abbas Dubai’de

Hayatınızın parçası olan insanlardan uzakta yaşayanlar varsa, kimi zaman onların sizi ziyaret etmesi yetmiyor. Sizin de onları canınız çekiyor. Canımız çekti Dubai’ye uçtuk.
Dubai BAE’ni oluşturan yedi emirlikten en önemlisi. 1900’lü yıllarda küçük bir balıkçı ve liman kenti iken, 1971 yılında bağımsızlığına kavuşması sonrası, şu anda dünya çapında ticari - kültürel bir merkez ve kozmopolit bir metropol kentidir.
Ekonomisi petrol sanayisi üzerine kurulmuş olsa da turizm, inşaat, mali hizmetler, kargo taşımacılığı ve alışveriş merkezleri ile ön plandadır. Ortadoğu’nun en pahalı kenti olan Dubai, dünya sıralamasında ise yirminci sıradadır. Ama orada yaşayan, orda kazanan insanlar için bu pahalılığın pek bir anlam ifade etmediğini de eklemeliyim.
Her gidişimde Dubai hayranlığım daha da artıyor. Tabii ki sevdiklerimin orada olması önemli ama yaşana bilir bir kent oluşu beni çok etkiliyor. Trafik sorunu diye bir şey yok. Çok geniş yollar, onlarca üç dört katlı köprülü kavşaklar araba kullanmayı kolaylaştırıyor. Gülmeyin ama yamalı asfalt yol hiç görmedim. Raylı sistem üstten yapılmış, araba trafiği ile hiç kesişmiyor. Zaten o kadar az trafik ışıklı kavşak var ki.. Sürücüler de son derece saygılı. Hiç korna sesi duymadım desem inanmazsınız.
Çok geniş bırakılan yollar dahil tüm alt yapılar, yerleşime daha çoook uzun yıllar olsa bile yapılmış. Orada “ Rant” bilinmediğinden daha fazla arsa çıkarmak için bir uğraş yok.
Öyle her mahallede iki camiye rastlamadım. Hele bulvarın ortasına yapılmış cami, yanında da taksi durağı hiç görmedim. Zaten camilerde de 250-300 kişilik butik cami. Caddeler, sokaklar, alışveriş merkezleri, halk plajları tertemiz. Adeta süt dök yala. Gezi yerlerinde sık sık yapılmış tuvaletleri görünce Gaziantep’i gezmeye gelenlerin yaşadığı sıkıntıyı düşünmeden edemedim. Üstelik WC’ler pırıl pırıl..
Çalışanlar ve vatandaşlar bir birine son derce saygılı. Şaşırmayın ama sabah yürüyüşlerimde karşılaştığım erkek olsun kadın olsun gülümseyerek “Good Morning” demeden geçenle karşılaşmadım.
Hırsızlık olayı yok. Halk plajı Kite Beach’ta unuttuğum telefonumu 4 saat sonra şezlongda bıraktığım gibi bulunca küçük dilimi yutacaktım. Namazdan sonra ayakkabısını bırakıp yeni ayakkabı ile giden, pazarda kilonun altını oyan satıcı geldi aklıma.
Dolu dolu geçti günlerimiz. Miracle Garden’de yeşilliğin renkli dünyasını yaşadık. “Botanik Bahçesi” yaptık diye övünenlerin görmesini isterim. Dubai Butterfly’de kelebeklerle arkadaş oldum. Yılın son günü West Palm’daki karnaval görülmeye değerdi.
Emirates Mall, Dragon Mart, Dubai Mall gibi alışveriş merkezlerinde adeta insan seliyle karşılaştık. Global Village; dünyanın dört bir yanındaki 90 ülkenin mimarisi ile yapılmış, kendilerine özgü yemekleri tatma imkanı ve o ülkelerin kültürlerine ait eşyaları alma fırsatı sunan inanılmaz bir yer. İlginçtir gezdiğimiz hiç yerde park sorunu yaşamadık. Naip Hamamı yanından park yeri telaşındaki tur otobüslerini düşündükçe..Vaahh benim Gazi Kentim..!
Medinat Jumeirah 40 hektarlık alanı ile tarihi Arap mimarisin öne çıktığı; kanallarla çevrili oteller, alışveriş merkezi, tiyatro, restoranlar, çarşı ve mesire yerleri ile ışıl ışıl bir kompleks.
Dubai Eye’de çark etrafında saatlerce dolaştık doyamadık. Dubai Frame(Çerçeve) 250 milyon değerinde 150 metre yükseklikte dev bir yapıt. O yükseklikten baktığınızda Şeyh Muhammed bin Reşit el Mektum’un kenti nerden nereye taşıdığını ve hayran kaldığım vizyonunu görebilirsiniz.
Ve Burj Khalifa’ya ayrı bir sayfa açmalıyım. 828 metre yüksekliğinde 163 katlı dünyanın en yüksek gökdeleni. Etrafındaki alışveriş merkezi, restoranları ve akşamları her 30 dakikada bir tekrarlanan su ve ışık gösterisi ile yüzbinlerce insanı rüya alemine taşıyor.
Yıllar önce balıkçılık geçinen Dubai halkının yaşadığı eski Dubai’ye de bir gün ayırdık. Deniz kenarındaki evlerin sokakların orijinal hali korunmuş. Bizim Antep evleri gibi etrafında odalar, Ortasında hayat ve ikinci katın üstünde yazlık. Turistler için çarşılar yerleştirmişler sokak aralarına. Deniz kenarında restoranlar ve kafeler açılmış orijinal halleri korunarak. Eski günlerden kalma motorlarla karşı sahile geçip kuyumcuların olduğu altın yolunu ve adeta bizim Kürkçü hanını andıran baharatçılar çarşısını görme şansımız da oldu.
Hatıralarımdan uzun yıllar çıkaramayacağım bir eski yılın son günü, yeni yıla giriş ve yeni yılın ilk gününü yaşadık. Dubai’de yaşayan arkadaştan çok geniş bir aile gibi olmuş 11 aile ve çocukları bizi de aralarına aldı sarıp sarmaladı. Ve çölün yolunu tuttuk. Dubai’nin 40-45 ötesinde etrafı çevrili bir vahaya vardık. Çöle kuruldu çadırlar.
Akşam için hazırlıklar yapıldı. Herkes bir şeyler hazırlamış. İmece ile yapıldı tüm işler. Güneşin batması ile soğuyan hava yakılan ateş samimi ve içten sohbetler ile iyice ısındı. Masalar kuruldu havuz kenarına. Müzik susmadı hiç. Fotoğraflar çekildi, Drone uçuruldu, anılar kayıt altına alındı.
Kadehler kalktı..Şen şakrak, umutlu girildi yeni yılın ilk saatlerine. Sonrası ateş başında koyu Muhabbet ve çok geç saatlerde çadırlarda uyku. Sabah biraz üşümüş olsak harika bir kahvaltı sonrası Dubai’ye dönüş. Çöldeki sevgi selini unutmak mümkün değil. O 11 aile hep kalbimde olacak. Minnettarım hepsine..!
Harika zaman geçirdik. Sevgiyle ve güler yüzle ağırlandık. İyi anılar biriktirdik Dubai’de. Tekrarı ne zaman mı..? Kim bilebilir ki..?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Bedrettin Ay Arşivi