Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman'ın sözlerine sert tepki

Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman'ın sözlerine sert tepki
EKOTÜRK televizyonunda katıldığı canlı yayında enflasyonu engelli çocuklara benzeterek, "Ailenin özürlü çocuğu gibi idare ediyoruz... Herkes bir şekilde yararlanıyor ondan" diyen...Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman'ın sözlerine Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi'den tepki...

Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere son 19 yıldır engelliler için yapılan iyileştirmeler olmasına rağmen, kendi engelini aşamayan, fakat önemli makamlara gelmiş kişiler olması, engelli bireyler adına üzücü olmaktan öte, bu tür insanlar engelli bireyleri ve ailelerini tanımayacak kadar ilimsiz ve aynı zamanda tiniyetsizdirler. Okumak sadece diploma almak anlamına gelmemektedir, cahillik baki olarak kalmaktadır. Engelli bireyler ve aileleri adına, Beykent Üniversitesi kara bulutu Rektör Murat FERMAN’ı şiddetle kınıyor ve hakkında işlem yapılması için Cumhuriyet savcılarımızdan soruşturma açılmasını talep ediyoruz.

10-16 Mayıs tarihleri arası ülkemizde Engelliler Haftası olarak anılagelmektedir. Bu hafta, engellilerin sorunlarının dile getirildiği ve çözüm yollarının arandığı sistematik bir değerlendirme haftası haline gelmiştir. Fakat bu yıl dünyayı kasıp kavuran Pandemiye bağlı kısıtlama nedeniyle engelli haftası için toplu olarak farkındalık etkinlikleri yapılamayacağının üzüntüsünü yaşamaktayız.

Günümüzün en ciddi sorunlarından biri olan Covid-19 hastalığı herkesi etkilediği gibi, engelli bireyleri daha fazla etkilemiştir. Engelli bireylerin, üzerine düşen korunma tedbirlerine dikkat etmeleri, hastalığa yakalanmamak için Maske, Mesafe ve Temizlik kurallarına uygun davranmaları, hem kendileri hem de çevreleri için önem taşımaktadır. Engelli bireylerin ağırlıklı refakatçi eşliğin de hareket etmesi nedeniyle, dünyada hızla yayılmakta olan virüsün engellilere daha kolay sirayet ederek yayılma hızının artmasına sebebiyet vereceği görülmektedir. Bu nedenle engelli bireylerin kronik hastalık taşıyan kamu ve özel sektör çalışanları gibi idari izinli sayılmalarını talep ediyoruz.

Engelli bireylerin eğitim, istihdam, sağlık hizmetlerine erişim, kamu idaresine katılım, seçme ve seçilme hakkının etkin kullanımı gibi birçok konuda sorun yaşadığı, kanunen verilen hakların bürokrasiye takılarak gerilediği görülmektedir. Örneğin; Engelli bireylerin engelinden kaynaklı kanunen hakkı olan, ÖTV muafiyeti sağlanarak almış oldukları otomobillerin istismar edildiği düşünülerek, motor ve fiyat sınırlaması ayrımcılık olarak değerlendirilmektedir. İstismar edenler denetlenir ve cezalandırılır, bu yapılarak sınırlandırılmaların kaldırılması talebimizdir. Son zamanlar da Sağlık Bakanlığı tarafından çıkartılan rapor yönetmeliğin de bir kısım engellilerin sanki sağlıklarını kazanmışlar gibi hak kaybına uğradıkları görülmektedir. Aynı zaman da engelli olup ta sürücü ehliyeti (H) bulunan bireylerin engel seviyesi aynı olmasına rağmen son zamanlarda mevzuat yanlışlığından dolayı, ehliyet yenilemelerinde sıkıntı yaşanmaktadır. Gerek rapor, gerek ehliyet mevzuatları, Bakanlık ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu uzmanları tarafından işbirliği yapılarak mevzuatın düzeltilmesi talebimizdir.

2002 yılından itibaren engellilik, yeni bir bakışla ve yolla irdelenmiş olup, 19 yıldan beri iktidarda bulunan anlayışın engelliler alanında ki icraatları gelişmiş birçok ülkeden daha öne geçmiştir. 2005 yılında çıkartılan 5378 sayılı engelliler yasası bazı aksaklıklarına rağmen çığır açmıştır. Geleneksel bakışı değiştiren, çağın en modern anlayışlarından daha öne çıkan değerlendirme ve yorumlama ile engellilerin gerek eğitiminde, gerek istihdamında, gerekse sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik durumlarında büyük atılımlar yapılmıştır. Sadece bizim ülkemizde uygulanan EKPSS  ile  de  dünyaya öncülük edilmiştir. Gerek engelli istihdam artışı, gerekse engelli bireylerin öğretmen atamalarının sayısının arttırılması önem ifade etmiştir. Bunların yanı sıra ;  Belediye  meclis üyeliği ve Milletvekili seçilen engelliler olmuştur. Ancak bunlar engelli bireyler için yeterli gelmemektedir, bu sayıların arttırılması gerekir.

Güçlü hükümetler zor işleri başarırlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman ifade ettiği gibi engellilerle ilgili yapılan çalışmaların ‘’lütuf olmadığı, insanlık hakkı’’ olduğu sözünü kendimize  şiar ettik. Bu düşünce ile İnanıyoruz ki, geçmişte engelliler ile ilgili yapılan çalışmaların bir adım daha ileri götürülerek, örneğin; Nüfus oranı içerisindeki payı %12.29 civarında olan engelliler, aileleri ile birlikte nüfusun 1/3 ‘üne tekabül etmektedir. Bu kadar geniş bir nüfusun sorunlarının çözülmesinin genel müdür seviyesinde yapılmasının yeterli gelmediği görülmektedir, bu nedenle Engelli Bakanlığının kurulması ile bakanlıklar arasında koordinasyon disiplini sağlanacaktır. ‘’Engelli Bakanlığı’’ kurulmasının hem ülkemizde engellilere verilen değer açısından, hem de dünyada da örnek görülecek bir uygulama olacaktır.

Ülkemizde nüfusun ciddi bölümünü kapsayan engelli bireyler için ‘’devletler el ayak ile değil akıl ile yönetilir’’ sözüne istinaden, kurumlarda görevlendirilmek üzere çok sayıda liyakat sahibi  olan Engelli Bürokrat adayı olmasına rağmen, Bakanlıklar da bürokrat , Savcı, Hâkim, Kaymakam, Belediye Başkanı, Vali görevlendirilmesi ve Engelli Bakanlığı kurulmasını talep ediyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.