Gaziantep'te Depremlerde Yıkılmayan Minareleri Yapan Adam!

Türkiye'nin yakın tarihte yaşadığı en büyük felaket olan asrın depreminde, binlerce yapı yerle bir olurken, bazı yapılar sağlamlıklarıyla dikkat çekti. Bu yapıların arkasındaki usta işçilik, özellikle Gaziantep, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde ayakta kalan minarelerle gündeme geldi. 60 yaşındaki Rizeli minare ustası Hasan Yazıcı, tam 46 yıldır baba mesleği olan minareciliği sürdürüyor ve bugüne kadar 80 ilde 171 minareye imza attı.Usta Yazıcı'nın, deprem felaketi öncesinde Gaziantep dahil depremden etkilenen illerde inşa ettiği 15 minarenin hiçbirinin yıkılmadığı öğrenildi. Bu durum, Yazıcı'nın işçiliğinin ve kullandığı tekniğin ne kadar sağlam olduğunu bir kez daha kanıtladı.Ust

Deprem Bölgesinde 4. Minareyi Tamamladı

İlerleyen yaşına rağmen metrelerce yükseklikte çalışmaya devam eden Yazıcı, deprem sonrası bölgedeki 4. minaresini ise Adıyaman'da tamamladı. Son olarak Adıyaman Mehmet Akif Mahallesi'nde depremde yıkılan Sait Ağa Camii'nin minaresini yapan Yazıcı, 172. eserinin iskelesini indirdi.

Yazıcı, yaptığı açıklamada mesleğine duyduğu büyük tutkuyu ve gururu dile getirdi: "Bu mesleğe 46 yıl evvel babamın yanında başladım. Türkiye'de benim yaşımda aktif olarak bu işi elleriyle yapan yok. Deprem öncesi deprem bölgesine 15 tane minare yaptım ve bu minarelerin hiçbiri depremde zarar görmedi. Dünyaya kalıcı bir eser bırakmanın insana verdiği huzuru hiçbir şey veremez. Biz öleceğiz ama bu eserler kalacak."

Mehmet Akif Mahalle Muhtarı Abdullah Dağ ise konuşmasında, "Depremden sonra ağır hasarlı olduğu için yıkımı gerçekleştirildi. Minaremizin ustası Hasan ustamız çok renkli bir sima. Allah ondan razı olsun. Buraya geldiğinden beridir, güzel müzakere içerisindeyiz. Sürekli kendilerinin yanındayım, yardımcı da oluyorum. İki tane yaşlı, yaşlı demeyelim de genç yaşlı abimiz sadece 2 kişiyle şu gördüğünüz devasa minarenin inşasını gerçekleştirdi" diye konuştu.

USTA ANLATTI GAZİANTEP VE TÜRKİYE DİNLEDİ

Gaziantep'in sağlam yapılarının ardındaki bu tür ustalık hikayeleri, şehrin yeniden imarında kalite ve güvenliğin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.