Tuvalette Fark Edilen Bu İki Belirti, Sessiz İlerleyen Ölümcül Kanserin İlk Sinyali Olabilir!

Her yıl binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açan kolanjiyokarsinom (safra kanalı kanseri), genellikle geç belirti verdiği için erken teşhisi zor olan kanser türlerinden biri. Ancak uzmanlar, bu sinsi hastalığın ilk belirtilerinin aslında herkesin günlük yaşamda kolayca gözlemleyebileceği iki işarette gizli olduğunu vurguluyor: Koyu renkli idrar ve açık renkli, macun kıvamında dışkı.

İlk Uyarı Tuvalette Başlıyor

Safra yollarında başlayan bu kanser türü, karaciğer, safra kesesi ve bağırsak sistemini etkiliyor. Karaciğerin baskı altında olduğu durumlarda görülen sarılık, hastalığın ilk belirtilerinden biri. Tuvalette fark edilen değişiklikler ise sarılığın en erken habercisi olabilir.

Uzmanlara göre dikkat edilmesi gereken ilk sinyaller:

Koyu, kola renginde idrar
Soluk, macunsu kıvamda dışkı

Bunlara ek olarak:

Göz aklarında sararma
Kaşıntılı cilt
Genel cilt renginde sarılık gibi bulgular da karaciğer kaynaklı ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir.

❗ Diğer Belirtileri de Göz Ardı Etmeyin

Safra kanalı kanseri ilerledikçe şu semptomlar ortaya çıkabiliyor:

Nedensiz kilo kaybı
Karın sağ üst kısmında rahatsızlık veya ağrı
İştah azalması, halsizlik, grip benzeri belirtiler
Sürekli yorgunluk ve yüksek ateş

Uzmanlar, bu belirtilerin başka hastalıklara da işaret edebileceğini ancak bu tür şikayetlerin mutlaka bir aile hekimi ya da gastroenteroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Alkolle Doğrudan Bağlantı Kurmak Yanıltıcı Olabilir

Yardım kuruluşlarının açıklamasına göre, safra kanalı kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, alkolle doğrudan bir ilişki kurmak için yeterli bilimsel kanıt bulunmuyor. Uzmanlar, “Karaciğerle ilgili tüm kanserlerin alkolle bağlantılı olduğu düşüncesi yaygın ama yanıltıcıdır” diyerek kamuoyunu bilinçli değerlendirmeye çağırıyor.

Erken Teşhis Hayat Kurtarabilir

İstatistikler çarpıcı: Bu hastalığa yakalanan her 20 kişiden yalnızca biri, tanıdan sonraki 5 yıl içinde hayatta kalabiliyor. Ancak erken tanı ve tedaviyle bu oranların artırılması mümkün. Bu nedenle, tuvalette fark edilen en küçük değişiklik bile önemsenmeli ve doktora başvurulmalı.