Ne garip bir süreçlerden geçiyoruz. Sağ gösterip sol vuranlar. Ağladığını sandığımız gülmeler, yıkıldığını sandığımız yeniden doğmalar. Uzak sandığımız yakınlar, yakın sandığımız uzaklar.

Dünya bir anda küresel korsanların dünyasına dönüverdi. Doğu Akdeniz'deki hak ve hukukumuzu korumaya çalıştığımız bir dönemde,

komşumuz Ermenistan, kardeş Azerbaycan'a saldırdı. Saldırmasına saldırdı da, yavru civcivin anaç tavukla kavga etmesi gibi, Azerbaycan'dan sıkı bir karşı koyuş buldu. Ne bu Ermenistan'ın başına gelenler... Garibim her zaman tuzaklara çekilen av durumuna düşüyor. Tarih boyunca bu tekerrür ediyor. Hala akıllanmıyor Ermenistan....

Bir zamanlar da kardeş kardeş yaşadıkları Anteplileri arkadan Fransız oyunu ile hançerlemişlerdi. Hepsi değil haklarını yemeyelim tektükarada temiz ve dürüst olanları vardı. Antep'in Kurtuluşunda, kurtulmaması için ellerinden geleni arkalarına koymamışlardı. Ben demiyorum tarihin altın sayfaları ve o dönemi yaşayan dedelerimizden duyduğum bilgilerle söylüyorum. Şimdi çoğu rahmetlik oldu, nur içinde yatsınlar.

Ne oldu yüzyıllardır iç içe birbirlerinin kültürlerine ve değerlerine saygı duyarak huzur içinde yaşadıkları yurtlarından, hain olarak kaçmak zorunda kaldılar. Yani, nasıl birbirinin yüzüne bakacaklardı. Fransızlar o zaman çoktan, savaş yenilgisi alarak, memleketlerine doğru arkalarına bakmadan kaçmışlardı bile...

ANtep'in Kurtuluşu sonrası; Fransız sözü yerle yeksan oluyor ve Ermeniler kaderleri ile baş başa kalıyorlar. Bir şey değişmiyor ama Fransız yine Ermeni soykırımı diye Ermeni pastasını yine Türkiye'nin önüne koymaya çalıştılar, o da öncelikle bir avuç vatanseverin haklı çabası ile son buldu. Etkisini yitirdi. İçeriğinin dolmadığını tüm dünya tarihçileri gördü. Tutmadı yani Fransız oyunu, bunda sayın Doğu Perinçek'in ve arkadaşlarının gayret ve çabaları asla unutulamaz.

Yine birileri Ermenistanı'ısüyükttenitti. Gaziantep şivesi ile merdivenden ittiler.

Küresel korsanlar dur durak bilmiyorlar, tam da Türkiye'nin, güney sınırında, Doğu Akdeniz'de, Mavi Vatan savunmasını yaptığı bir dönemde gerçekleşiyor; Ermenistan'ın, Azerbaycan'a saldırısı....

Ermenistan'a kim gaz verdi. Ermenistan'ın durumu meydan da, Türkiye'nin buna seyirci kalmayacağını ve kardeş Azerbaycan'ının yanında olacağını hepimiz gibi onlarda biliyorlar.

Hem saldırgan hemde etrafa yardım çağrıları atan Ermenistan, nasıl oluyor bu iş, " ateş-kes" çağrıları yapan yine onlar...

Dünyanın hak ve hukuk ilkeleri bile ayak altı olabiliyor. Herkes kendini düşünüyor.

Değerli tarihçi ve emekli tuğg Dr. Naim Babüroğlu twitter'da çok doğru ve yerinde bir saptama yaptığı tweet paylaşıyor.

"Suriye'de önemli 2 ülke Türkiye-Rusya,

-Libya'da önemli 2 ülke Türkiye-Rusya,

-Azerbaycan-Ermenistan'da 2 ülke Türkiye-Rusya.

Ermenistan ordusu üzerinde Rusya'nın ağırlığı var. Ermenistan Rusya'nın müttefiki Azerbaycan ise iş ortağı. Rusya Ermenistan yönetiminden memnun değil..."

Açıklama da bulunuyor. Kısacası durumu özetliyor.

İki şey dünyaya hükmeder; biri kılıç, diğeri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir. Düşüneceğiz ve kendi kararlarımızı kendimiz alacağız. Ama elimizde kılıç hep olacak.