Taşar-Gökçek-Şahin Üçgeni, İşadamı ceza aldı, vurun abalıya!
Bu hafta söylediğim gibi Gaziantep siyaset dedikodularından artık bıktı. Bıkkınlıkta aşırı şekilde devam ediyor. Ne AK Parti, ne CHP, ne MHP, ne İYİ Parti ne de HDP bir türlü süre kısalmasına rağmen adaylarını belirleyemediler. Belirleyemedikleri için de her kafadan bir ses çıkıyor. Dedikodu ve yalanda siyasetin ana kaynağı oluyor. Bu arada yine Allah'a şükür ki sayın Fatma Şahin 24 Kasım'da Gaziantep Büyükşehir AK Parti'nin adayı açıklandığı için hiç olmazsa, onunla ilgili dedikodular "Deliği tıkanmış" oldu. Şimdilik siyasette durum böyle giderken, geçtiğimiz günlerde Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesi bir iş adamına 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Bir türlü insanlar neden bu örgüte gittiğini anlamıyorlar. Üstelik kimse hukuktan çok anladığı için de "Bir kişiye mahkeme ceza verir. Ondan sonra Bölge Adliye ve Yargıtay süreci başlar. Bu süreçte tamamlandıktan sonra ceza kesinleşir." Ama ne var ki Maşallah herkes Gaziantep'e büyük yatırımlar yaparak en az tahminime göre 2 bin kişiyi istihdam eden bu işadamına ceza aldı diye adeta hem bayram eden, hem de ağabeyi bir dönem bir partinin il başkanlığını yaptığı için ondan intikam almak için "Vurun abalıya" yapıyorlar. Yazık bu şehire. Bu insanlara. Bu hafta gündemizde Mustafa Taşar, Melih Gökçek, Fatma Şahin siyaset üçgenini ve bir de işadamıyla ilgili hapis cezasının kararıyla ilgili değerlendirme yapacağım.
TAŞAR-GÖKÇEK VE FATMA ŞAHİN ÜÇGENİ NE?
Biliyorsunuz ki Gaziantep siyaseti Türk siyasetinde her zaman olduğu gibi etkin şehirlerden bir tanesi. Size kısa olarak Merhum Mustafa Taşar, Melih Gökçek ve Fatma Şahin'in birbirleriyle nasıl bağlantılı olduklarını anlatacağım. İlk önce sayın merhum Mustafa Taşar, 1951 yılında Gaziantep'te doğdu. İlk ve orta öğreniminden sonra liseyi de Gaziantep lisesinde bitirdi. Üniversiteyi de Ankara Ticari Bilimler Akademisinden mezun oldu. Turgut Özal Anavatan Partisini kurunca partinin de ilk genel sekreteri de Taşar oldu. Taşar, Genel Sekreterlikten sonra bir çok önemli bakanlıklarda yaptı. Tek sevdası vardı, Gaziantep'ti ve Gaziantepliydi. Kendisi gibi Gaziantep'te Halfeti'den Gaziantep'e göç eden baba Avukat Ahmet Gökçek'in oğlu Melih Gökçek'i de Gaziantep'e getirdi. Gökçek'in Gaziantep'te 15 yıllık bir yaşamı oldu. Taşar gibi ilk, orta ve liseyi de Gaziantep lisesinde bitirdi. Tabi Taşar ve Gökçek Gaziantep lisesinde de okul arkadaşlarıydı. Ülkü ocaklarında yetişen Taşar ve Gökçek, Avukat Cengiz Gökçek'in 1977 seçimlerinde MHP'den milletvekili seçilmesinde etkin çalışmaları olmuştu. Cengiz Gökçek'in de Sağlık Bakanı olunca hem Taşar, hem Gökçek siyaset sahnesinde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladılar. Taşar'la ve Gökçek'in en önemli arkadaşlıkları Gaziantep'te 1972'lerin başında Komünistlerle Mücadele Derneği'ni de birlikte kurmuşlardı. Kader öyle bir şey ki 3 yaş Melih Gökçek'ten küçük olan Taşar, Anavatan Partisi'nde Genel Sekreter olur olmaz ve Anavatan'ın da iktidara gelmesiyle birlikte yakın yol arkadaşını 1984 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu'nda Genel Müdür yaparak Melih Gökçek'in yükselmesinde büyük bir etkisi olmuştur. Gökçek, Taşar'ın destekleriyle Anavatan Partisi'nde bürokraside önemli görevlerde yaptı. Keçiören'e de aday oldu kazanamadı. Daha sonra da 1994'te Refah Partisi'nden bu yana Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı yapıyordu. Bazı nedenlerden dolayı da görevinden ayrılmıştı. Yani Taşar-Gökçek Gaziantep siyasetinde gerçekten de Ankara'da ağırlığı olan güçlü iki adam iken 2001 yılında AK Parti'ye giren Fatma Şahin, Melih Gökçek ve Mustafa Taşar gibi siyasette de yükselen değer oldu. Şahin, milletvekilliği, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanlığı, Kurucu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve şimdi de 5 yıldır Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini de sürdürüyor. Şahin, Taşar gibi Ankara'da bakanlıklarda görev alınca Gaziantep'in temsilcisi oldu. Gökçek'le de Bakanlık dönemlerinde ilişkilerini daha da güçlendirdi. Gökçek bu seçim AK Parti'den bir yerde aday olmadığı için sayın Şahin'e Gaziantep Büyükşehir Belediye başkanlığı adaylığı süresince yardımcı olacağı hatta bizzat Gaziantep'e gelerek, Fatma Şahin'le seçim çalışmalarına katılacağı siyasi kulislerde konuşuluyor. Ben sayın Fatma Şahin'e şunu söyleyeyim. Ankara'da 25 yıla damgasını vuran sayın Gökçek'in Gaziantep'te Fatma Şahin'in karşısında kim aday olursa olsun, seçim taktikleriyle seçimi şimdiden rahat kazanacağını söylüyorum. Tedirgin olmasına gerek yok. Fatma Şahin'in Gaziantep'te gerçekten de seveni çok. Çünkü kendi de herkes gibi geldiği yer belli. Sayın Şahin'de geldiği yeri hiçbir zaman unutmuyor. Sayın Şahin, yaşadığı genel yapılara bakarsak, "Tok, açın halinden anlamaz" sözünü terse çeviren bir başkandır. Sayın Şahin'e son söyleyeceğim yine de her şeye rağmen "Siyasette rehavete kapılma, nasıl siyasete başladığından günden beri kazanma azmini aynı şekilde sürdürürsen" daha başarılı olacağını da görüyorum. Bir de sayın Şahin'e "Yanına gelen her söyleyene hemen inanıyor" bu huyundan da vazgeçmesini tavsiye ediyorum.
GAZİANTEPLİ İŞADAMI CEZA ALDI, DEDİKODUCULARLA İFTİRACILAR BAYRAM YAPIYOR
Ben ilk önce Gaziantepliyim. Gaziantep'e "Bir taş diken benim için" çok değerlidir. Bir insan bir yere gelmek için kolay gelmiyor. Çile çekiyor, eziyet görüyor, iftira atılıyor, dedikodu yapılıyor. Buna rağmen de insan direnmeye de devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Gaziantep'te 8. Ağır ceza mahkemesi bir işadamıyla ilgili hapis cezası verdi. Bu cezanın verilmesinden sonra dedikodu ve iftiracılar "Aman Allah'ım" neler, neler sosyal medyalarda yazdılar. Sonra sosyal medyayı inceledim. Bu işadamının ağabeyi bir partinin uzun süre il başkanlığını yapmış. İl başkanlığını yaptığı için görevi süresince bir çok insanı da kırmış, dökmüş. Doğru yaptıkları da var, yanlış yaptıkları da var. Ama işadamının ağabeyi görevde makam sahibi iken "Ekmek yerine, biçmeyi" tercih edince, bunun üzerinden kardeşinden adeta intikam alıyorlar. Ben hep şunu söylüyorum. Şuan ki makam sahiplerine de "Mahkeme kadıya mülk değildir" elbet bir gün bu makam bitecektir. Hele üstelik Gaziantepli biriysen "Yakın dostlarına" iyi davranacaksın. Onların hataları varsa da idare edeceksin. Onlardan hesap sormayacaksın. Görev dediğin nedir; "Göz açıp kapayıncaya kadar" geçiyor. Sanki 50 yıl oturacak gibi insanlara yanlış yapmaya devam ediyor. Şimdi bunları niye yazdım. Mevcut makam sahipleri ile makamdan ayrıldıktan sonra neler olacağını da anlatmaya çalıştım. Şimdi gelelim işadamı Gaziantep'i bir zaman sermayesine sahip hatta evlendirmeler ve siyasetin de etkin gücü olunca insanlar bir kısmı bilerek, bir kısmı da bilmeyerek bu örgüte destek oldular. Bu örgütün adı ne dersen FETÖ'dür. Fetö devlet kayıtlarında şu an terör örgütü olduğunu da söyleyebiliriz. Ama Fetö'nün elinde öyle büyük bir para var ki, herkes paranın olduğu yere koşmaya başladı. Bu işadamı da anladığım kadarıyla bu örgüte değilde, paraya koştuğunu anlıyorum. Para şu an herşeyin üstünde. Paran varsa, herkes kulun kölen. Bunu inkar edecek adamda yoktur. Fetö'nün yapıldırılmasına bakarak insanları kandırmak ve yanlarına çekmek için her türlü yolu izlemiştir. Ummadığımız adamlar Fetö örgütüyle bağlantıları çıkmıştır. İncelendiğinde para için gittiğini de söylemek gerekir. Tüm ifadelere baktığımız da Fetö demek para demek, kadın demek, makam demek, olduğunu göre şu üç söz de "Makam, güzel kadın ve para varsa" herkeste oraya koşar. Zaten mahkeme kararlarına baktığımızda da çoğunda örgüte para yardım edildiği buna karşı da işadamları büyük miktarda paralar kazanmıştır. Yani "Kazı kazan" uygulaması net olarak yapılmıştır. Şimdi bakıyorum bu iş adamıyla ilgili karar verildikten sonra sosyal medyada neler yazılmıyor. Kimi tutuklandığını söylüyor, kimi malına el konulduğu söylüyor, söylüyorlar da söylüyorlar. Söylesinler. Ne olacak bu iş adamı. Hapise girse kimin eline ne geçecek? Adam tövbe etmiş. Bir daha da böyle yapmayacağını da herkes biliyor. Bir de kimse Allah'a şükür, hukuk bilmiyor. Bilen de bilmemiş gibi davranıyor. Hukuk kurallarına göre bir insan ilk önce yakalanınca ilgili karakolda ifadesini verir. Karakolda ilgili kişiyi Cumhuriyet Savcılığına gönderir. Savcılık ya tutuklama istemiyle, yada kendisi serbest bırakır. Savcı mahkemeye gönderince de mahkemede ya tutuklar, ya serbest bırakır. Serbest veya tutuklanınca Cumhuriyet savcısı iddianame hazırlar. İddianameyi mahkeme kabul eder ve red eder. Sonra da dava açılır. Dava mahkemede devam eder. Mahkeme de berat veya ceza verince Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay'a itirazda bulunur. Bunlar onaylansa bile kişilerin Anayasa mahkemesine bireysel itiraz hakkı vardır. Tek kelime ile uzun bir süreçtir. Ama şimdi insanlar ilgili iş adamını kendi beyinlerinde hemen mahkum edip, hapise attırıyorlar. Etmeyin beyler. Yazık oluyor. Hem Gaziantep'imize, hem Türkiye'mize. İnsanların hata yapması özünde vardır. Bırakın Türk Adaleti doğruyu bulsun. Bu işadamıyla ilgili de hem ağabeyinin makamda olduğu dönemlerde onun üzerinden intikam almayın. Benim diyeceğim herkese bir gün de sizin başınıza gelebilir. Türkiye'nin tamamı herkes, herkesten davalı olunca, mahkemelerde milyonlarca dosya oluşuyor. Bu haftalıkta bu kadar. Haftaya görüşmek üzere. İyi haftalar. www.olaymedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.