İnsanlığın iki tür ahlakı vardır: Biri sözünü edip uygulamadığımız, öteki de uygulayıp sözünü etmediğimiz.

İnsanlık çıldırıyor...

Görüntü öyle net ki, aklımız havsalamız almıyor. Uygarlık görüntüsü altında, çok kötü bir çağdışılılık ortaya çıkıyor... Yıllardır bize okudukları meğer içi boş bir teneke imiş... Vurdukça ses çıkıyor. Öyle bir ses ki kendileri bile düşünüp duruyorlar şimdi... Biz bunu nasıl başardık diye!

Demek ki uygarlık seviyelerinin altında yatan büyük güç sadece parasal güçleri imiş...

Bir de haklarını yemeyelim sadece kendilerine yarattıkları cennetler...

Kendilerine komşu bile olmayan hatta arada okyanuslar olan ülkeler, soygunun en alasını birbirinin gözüne baka baka yapıyorlar.

Demek ki ne imiş... O medeniyet dediğin bildiğin bir canavar imiş...

Günlerdir sosyal medya da dünyanın medeni efendilerinin yarattıkları görüntüleri izliyoruz... Bunlar bize bir zamanlar ne kadar insanlık dersi vermişlerdi...

insanlık dersleri nerede şimdi?

Bize insanlık dersi verir iken kendi geçmişlerindeki kirliliği çamaşır suyu ile temizlemiş hamarat bir ev kadını gibi hijyen dersi veriyorlardı bizlere...

Ahkam kestiği insanlık meğerse içi boş bir kauçuk gibi imiş...

Yaklaşık beş yıldır Türkiye; Ortadoğu'nun karmakarışık ortamından fazlasıyla etkileniyor... Ortada nasıl bir hesap varsa, yemeği oturup onlar yiyor, tüm bulaşıklar, kirlilik bize kalıyor. Oh be ne güzel dünya bu dünya!

Petrol efendilerin, kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Tüm kaynaklar onların. Evlerinin önü bile kirlenmiyor... Tüm karmaşa, pislik ve insanlık halleri bize kalıyor.. Ülkemizde sayıları resmi olan ve bir de resmi olmayan milyonlarca Suriyeli var. Bunların tüm yükünü çeken biziz ve bundan sonra torunlarımızın bile çekeceği çok ağır sorunlara gebe olacak biçimde, tuhaf bir gelecek bizi bekler iken, efendiler etraflarında hiçbir mülteciyi görmek istemiyor.

Gözü dönmüş bir şekilde onları geri çevirmek için elinden geleni yapıyor.

Avrupa, Yunanistan' para yağdırıyor. Daha iyi püskürt Suriyeli mültecileri sakın alma diyor...

İzlerken insanın beyni yanıyor... İki yüzlülük, çifte standart kelimeleri bile ifade etmekte zorlanıyor.

Barbarlığı seyrediyoruz resmen... Bunlar bir de bizim atalarımıza bir zamanlar barbar demişlerdi... Gördük asıl barbarları bir de barbarlığı...

Uygarlığın gerçek ölçüsü; ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir. Tüm dünya nitelikli insan nasıl davranır onu görüyor şu anda...

Şu modacılara sesleniyorum... Ne olur bir de insanlık modası olsa! Bizler de tüm insanlar; o modanın uygulayıcısı olsak.