" Otizm " Sözcüğü hayatımıza tam olarak ne zaman girdi bilmiyorum... Ama duyduğumda bunun bir karakter farklılığı olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
Biz de olan bazı özellikler onlarda, onlarda olan ise biz de yoktu... Otizmi anlamak ve onları yaşamımızın tam odak noktasına alarak, onlarla yaşamanın bize katacağı çok şeyler olacak gelecekte... Biz otizmle yaşamak mecburiyetindeyiz, çünkü her doğan çocuğun otizmli doğma oranı gün geçtikçe artıyor. Dünya bilimi ve tıp bunun nedenini araştırıyor. Otizm uzmanı Dr. P's Clinic'in açıklamalarına göre 1995 yılında otizmin görülme sıklığı 1000 çocukta 1 iken, bu oran 2005 yılında 300 çocukta 1 olarak açıklanmıştır. Son yıllardaki tahmini ise 68 çocukta 1'dir. Bu durum gösteriyor ki son yıllarda otizmin görülme sıklığı 8 kat artmış ve bu durum bilim adamları arasında tartışma konusu olmuştur. California'da görülen otizm vakalarındaki artışı mercek altına alan otizm uzmanları otizmdeki 8 kat artışın nedenini sadece genetik faktörlere dayandırmamış, çevresel faktörlerinde etkili olduğu konusunda hemfikir olmuştur. Şu anda Fox Tv ekranlarında izlediğimiz "Mucize Doktor " dizisi bu farkındalıklığa çok iyi yaklaşıyor... Hepimiz ne kadar da sevdik otizmli bu karakteri... Otizmi anlamak ve onu hayatımızın değerli anlamları haline getirmek zorundayız... Bunu başarabilir isek eğer, gün gelir bakarsınız, o çocuklardan insanlığa ışık tutacak, bir buluş çıkmış olur belki de... Sadece onların bazılarında olağanüstü değişik çalışan beyin yapıları bile bize Yaradanın mucizesi değil midir? Bilemiyoruz, ama onların farklılıkları insanlığa ilaçtır belki de... Kim bilir belki de insanlığı otizmliler kurtaracaktır. İyi insanları yanlarına yaklaştırıyorlar otizmliler, kötüleri iç dünyaları tanıyor ve hemen uzaklaşıyorlar oradan... Bu da olağanüstü bir güç değil midir. İçlerinde hiç kötülük barındırmayan, dünyalar iyisi ve masum güzel insanlardır, otizmliler... Düşünün size hiç yalan söylemiyorlar, sizi dolandıramazlar, hastalıklı ön yargıları yoktur. Alay etmezler, kimseyi kırıp incitmezler...

Ben tanımaktan her zaman gurur duyduğum, sevgili Bahadır ve Gülçin İkizceli çiftinin, kurucu üyeliğini yaptığı ve buna öncülük ettikleri, Gaziantep Otizm Vakfını ilgiyle ve heyecanla izliyorum... Gaziantep Otizm Vakfı; Aralık 2017 yılında otizmli çocukların eğitimine destek veren bir vakıf olarak yola çıkmıştır. Şu anda 27 öğrenci ve 26 aile ve 15 eğitmenle programlarını sürdürmektedirler... Vakıfın eğitim sistemi 7/24 olup Temel yaşam becerileri, öz bakım becerileri ve Temek Spor becerileriyle öğrencileri ve öğretmenleri yatılı okul programı dahilinde bire bir eğitim programını uyguluyorlar.

Ekmekten sonra eğitim bir milletin en büyük ihtiyacıdır. Lord Byron

Güzelim çocuklarımızı sevgiyle kucaklayan ve onlara iyi bir eğitimin yollarını açan bu anlayışa, tüm Gaziantepliler ve kendim adına şükranlarımı sunuyorum... Hem kendi çocuklarına hem de etrafındaki onlarca çocuğa bir eğitim yuvası sağladıkları için... Gaziantep olarak Otizm Vakfını görelim... Onların varlığına destek olalım, bizler orada eğitim gören tüm çocukların, kendi çocuklarımız olduğunu unutmayalım... İnstagram hesaplarını takip ettiğinizde de göreceksiniz, mutlular ve de çok da güzel bir eğitim alıyorlar.

Ekmekten sonra eğitim bir milletin en büyük ihtiyacıdır, bunu tartışmayız bile...

Sevgiyle büyüyorlar...Sevgiyle büyüyen her insan bu ülke için önemli bir kazanımdır.Sevgiyle kalın...