" ÖVGÜ İYİ ADAMI DAHA İYİ, KÖTÜ ADAMI DAHA KÖTÜ YAPAR..."
Ben övünülecek bir şey yapmadım, zafer milletindir. Ben sadece sizlerin görüntüsüyüm, övülmesi gereken; milletin Sakarya'dan İzmir'e doğru çarıksız koşan Mehmet'idir.
Mustafa Kemal Atatürk
Evlerimizde hala neyi, nasılı yaşadığımızı sorgulayıp duruyoruz... Can şirin, can parelerimiz şirin, biraz kaygı, biraz hüzün, biraz sabırla, bazen de kendi kendimizi eğlendirmekle geçiyor günlerimiz...
Tüm dünya üç oda, bir salon, bir mutfaklı ev olduk. İnternetten takılıp duruyoruz... Biz de yani kendi ülkemiz de iyi olmayan, ama iyi yönetilen bir süreç olduğunu gözlemliyoruz... Herkes elinden geldiğince, birbirine yardım peşinde, dünyayı iyilik kurtaracak, kötüyü düşünen ve kötüyü hisseden yok mu? Olmaz mı onlar zaten iflah olmaz kötüler, bırakalım kötülüklerinde boğulsunlar...
Yurt dışından da bilgi alıyorum... Berlin'de gazetecilik yapan Metin Yılmaz'dan... Londra'da eşi restoran çalıştıran, sevgili arkadaşım, Elmas Avcı'dan... İtalya'daki duruma hiç girmeyeceğim, Kanada'da yaşayan dostlarımızla görüşme imkanım oluyor... Dünya kırılıyor, hepimizin de bildiği gibi... Ama orada ciddi bir sıkıntı, sağlık sistemi hemen tıkanıyor.
Yurt dışında sekiz yıl yaşamış kendi oğlumdan da biliyorum. Sağlık sistemleri hem pahalı, hem de çok karmaşık... Yurt dışında yaşayan çoğu insanlarımız, ilk işleri gelir gelmez sağlık taramalarını Türkiye'de yaptırıyorlar ve bizler bunu hayretle seyrediyorduk... İşte şimdi bu seyir etmelerimiz, çok acı bir gerçekle yüzleşiyor. Onlar adına üzgünüz elbette!
Gelişmişlik ve zenginlik anlayışlarını biraz daha sağlık sistemine yatırmaları gerekmiş demek ki...
Yıllar önce,Türkiye'den, İngiltere'ye daha refah bir yaşam için giden ailenin 60 yaşlarındaki anneleri hastalanır, hasta haneye tedavi amaçlı alınır, bir kaç gün sonra evine gönderilir ve aileye, " Evinizde karantinaya alacaksınız, hiç kimsenin yanınıza yaklaşmasına izin vermeyeceksiniz " derler... Aile hastalarını alıp giderken eşi sorar "Neden tam tedavi etmiyorsunuz" diye sorduğunda... " Daha genç olanlara öncelik tanıyoruz " derler... Yani kendi kendinin doktoru olup, başının çaresine bakacaksın... İşte durum aynen bu! Göçmen aileler, etraflarında araştırıp, çocuklu bir ailenin, solunum cihazını bulup kadına verirler ve kadın tek başına kendi kendine odasında iyileşmeyi bekliyor şimdi... İnşallah da atlatmıştır, belki de evdeki çoğu kişi ondan virüs kapmıştır ve herkes kendi kendini iyileştirtme savaşı vermektedir...Ne kadar ilginç değil mi? İnsanız ve en gelişmiş Avrupa ülkesinde bunu yaşıyoruz...
"ABD ise büyük bir çıkmaz yaşıyor. Sağlığa hiç para ayırmamış, her türlü teknolojiyi dünyaya huzur vermemekte kullanan, kimin neyi var, neyi yok bilen ABD kendi içini bilememiş...
Dünyayı karıştırayım derken, korona virüsü kendini karıştırıyor, bak koranoya sen!!!
Türkiye'de ise sağlık konusunda kendi yurttaşına en iyiyi verme çabasını güden bir anlayışı var...
Lütfen yaşadığımız bu günlerde muhalif olmanın da bir adabı ve usulü olduğunu unutmayalım... Eleştirelim ama yapıcı olsun, aynı gemide yol aldığımızı unutmayalım... Gerçekte de buna uyuyor çoğunluk bir kesim ama işte şu parazit düşünce yok mu?
İçinde çoğunlukla hainlik barındıran onları hepimiz yakinen biliyoruz... Tanıyoruz da kimler neden yapıyorlar, amaçları ne? Hangi kirli düşünceye hizmet ediyorlar...
Övgü iyi adamı daha iyi, kötü adamı daha kötü yapar.
Thomas Fuller
Hepimiz biliyoruz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.