İlkokullarda sınıflar kura ile belirlenmeli

Pandemi nedeniyle 2019-2020 eğitim ve öğretim sezonunu alışık olmadığımız bir şekilde tamamlandı. Öğrenciler Mart ayından itibaren okula gidemedi. Normalleşme ile birlikte lise ve üniversite giriş sınavları yüz yüze yapılmaya başlandı. 2020-2021 eğitim ve öğretim yılının hazırlıkları devam ederken, okul kayıtları veliler için çile çözüm bekleyen bir sorun olmaya devam ediyor. İlkokul ve ortaokul kayıtları adrese dayalı sisteme göre yapılıyor. Lise kayıtları sınav puanına göre. Bu arada uygun bir kreş ya da anaokulu bulmak da çalışan anneler için çok önemli.

En çok sorun ise ilk ve ortaokul kayıtlarında yaşanıyor. Her ne kadar kayıtlar adrese dayalı sisteme göre yapılsa da, kuralları çiğnemede üstün bir zeka örneğini sergileyen velilerimiz ne edip edip sonunda çocuklarını istedikleri okula kaydediyorlar. Mesela, okul kayıtları başlamadan 6 ay öncesinden o okula yakın bir eve nüfus kayıtlarını taşıyor, elektrik ve su aboneliği çıkarıyorlar. Kayıt sonrası nüfus kaydı gerçek ikametgahlarına dönüyor. Abonelikler de iptal ediliyor.

Bunlar her eğitim ve öğretim yılı öncesi yaşanan kamuoyunun bir bakıma alışık olduğu sorunlar. Ancak bir sorun var ki, okul yöneticileri ve öğretmeni zor durumda bırakırken, eğitim ve öğretimin kalitesini de olumsuz yönde etkiliyor.

Şöyle ki; hemen her okulda bir şekilde veliler arasında popüler olmuş, ön plana çıkmış başarılı öğretmenler bulunuyor. Hemen her veli çocuğunu bu öğretmenlerin sınıfına yazdırmak istiyor. Böyle olunca da, her türlü torpil, hatır ve gönül giriyor, sonuçta da popüler öğretmenlerin sınıflarının mevcudu şiştikçe şişiyor. Bu sorun daha çok ilkokullarda yaşanıyor.

Devlet okullarında yaşanan bu sorunu özel okullar çözmüş durumda. Çünkü, öğrencilerin okuyacakları sınıflar kura ile belirleniyor. Böyle olunca hem öğretmen hem de idareci baskı altında kalmıyor. Sınıf mevcutları arasında fark meydana gelmiyor.

Sınıf mevcutlarının şişmesinden çok daha tehlikeli durumlar da ortaya çıkabiliyor. Mesela, “Doktor çocuklarının sınıfı” ya da “Sanayici çocuklarının sınıfı” gibi sınıflar oluşabiliyor. Aynı meslek veya iş kolundaki insanlar çocuklarını aynı öğretmenin sınıfına yazdırması ile ortaya çıkan bu tür istenilmeyen görüntüleri çok tehlikeli buluyorum.

Velilerimizin çocuklarını çok uzak semtlerdeki okullara kaydetmek istemesi de anlaşılır bir durum değildir. Gaziantep Valisi Davut Gül’ün dediği gibi, en güzel okul, eve en yakın okuldur. Göreve geldiği günden bu yana eğitimi her zaman kentin birinci gündem maddesi yapan Vali Davut Gül’ün, okul ve öğretmen seçimi ile ilgili şu tespitlerini çok anlamlı buluyorum:

“Her zaman söylüyorum iyi okul diye bir şey yok, iyi öğretmen, iyi öğrenci ve hepsinden önemlisi iyi veli var. Okul aile birliği toplantılarına katılmak iyi veli olduğunuzu gösterir. Sizler iyi olduğunuz sürece öğretmenler de, idareciler de iyi olur ve sonucunda başarı kendiliğinden gelir” dedi.

2020-2021 eğitim ve öğretim yılında, öğrencilerin okula, okulların da öğrenciye hasret olmaması temennisi ile tüm öğretmen ve öğrencilerimize başarılar dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Babat Arşivi