"Sen benim hiçbir şeyimsin, yabancı bir şarkı gibi yarım, yağmurlu bir ağaç gibi ıslak, hiç kimse misin bilmem ki nesin?" Attila İlhanMerhaba değerli arkadaşlar, gündem yoğun bir o kadar da kırılgan olaylara gebe ki, insan duygularını pek saklayamıyor. Bildik bir söz " kimin eli, kimin cebinde" misali durumları yaşayıp duruyoruz.CHP'de durumların pek de parlak olmadığını ta ki Ekmelettin için ekildiğimizi anladığımızda geleceğin sinyalini almıştım. Bizim çok kıymetli ve de çok değerli hazinemiz, sevgili partimiz CHP hiç bu kadar acıtıcı şekilde işgal anlayışı güden güçlerin elinde olmamıştı.Umarım şimdi gerçek CHP'li arkadaşlar bana hak veriyorlardır. Nasıl ki Ekmelettin ile partimizi ayak altı edip tekmelettiler, her şey net açık ortaya çıkmaya başladı. Bir nebze teselli şöyle oldu. İçindeki gerçek CHP'liler buna izin vermez diye düşündük, isyan ederler falan filan... Meğerse herkesin derdi kendini kurtarmakmış...Kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır.İstanbul il başkanı olan kişiye buradan iki çift sözümüz olacak. Ne şekil iş bu!Senin orada oturmaya ne hakkın var o zaman... Koskoca bir il başkanlığına bula bula Atatürk düşmanı, belli işlerin, belli kişilerin maşası kadın mı kaldı oturacak.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partide eğer Atatürk'ü tartışılacaksa yıkılsın o parti, yok olsun....Zaten bir miktar Atatürk düşmanı var bu memlekette ve her fırsatta zikrettikleri düşmanlıkları onun ilkelerini ve devrimlerini bile korumakta zorlandığımız bir süreci yaşarken, sürekli gündemi meşgul eden bir güruh varken, böylesi bir açıklama tuz ruhu içerikli geldi. Belli ki beslendiği kaynaklar, emir aldığı efendileri kendisini sağlam kazığa bağlamış. O da onlara güvenip, ortalığa zehirli atıklarını yolluyor...Canan Kaftancıoğlu denilen bu kişilik, daha önce ki açıklamaların da "ulusalcı" olarak nitelenen kişiler, gruplar, yapılar var diyerek kendinin asla CHP'li olmadığını açıkça izah etmişti. Zaten onlarla anlaşamadığını açık açık beyan etmişti... CHP tüzüğü ve programı açık ve net olan tam anlamı ile Atatürkçülüğün, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik ilkelerine bağlı bir partidir.Bu bilenen ve bunu bilerek o partiye gidip, en etkili bir il başkanlığında ona bu oturma gücünü verenleri merak ediyorum...

CHP'nin adım adım gerçek tüzüğünden, ilkelerinden taviz vererek uzaklaştıran bu üst akıl ve güç neyse bence yolun sonuna geldi. Çünkü CHP söylendiğine göre büyük üye kaybı yaşıyor...

Çünkü CHP seçmeni ve üyesi akıllı ve bilinçli bir seçmendir. Bütün oyunları da bozacak güçtedir. Bozarlar da...Kimse hayal görmesin ve insanların aklı ile dalga geçmesin... Çakalın özgürlüğü aslan ayağa kalkana kadardır.***
Konu siyasetin çakallığı olunca şu fıkrayı sizlerle paylaşmak istedim, Nasreddin Hoca Fıkrası;

Nasrettin Hoca yolda yürürken, biri ensesine öyle bir vurmuş ki, neredeyse yere düşecekmiş, hiddetle dönüp bakmış; karşısında tanımadığı genç bir adam.Nasrettin Hoca sormuş:

- "Ne cüretle vuruyorsun!.."

- "Özür dilerim hocam, sizi birine benzettim, küçük bir hata yaptım, ama siz pireyi deve yaptınız.

- "Yürü o zaman, kadıya gidiyoruz!"

Gitmişler kadıya, ikisini de dinleyen kadı efendi, Nasrettin Hoca'ya vuran gencin akrabasıymış. Kadı efendi, Nasrettin Hoca'yı yumuşatıp, akrabasını kurtarmaya çalışmış:

- "Hoca, hislerini anlıyorum. Bu durumda herkes aynı şeyi hissederdi. Şimdi bu genç adam kendine bir tokat atsa, kabul eder misin?"

Nasrettin Hoca ısrar etmiş:

- "Olmaz, mahkeme yapılsın."

Kadı efendi, bunun üzerine akrabası olan genç adama dönüp kararını vermiş:

- "Ceza olarak Nasrettin Hoca'ya 5 kuruş ödeyeceksin, hemen gidip getir!.."

Nasrettin Hoca, para almaya giden genc adamın dönmesini beklemiş. Bir saat geçmiş, iki saat geçmiş, ama genç adam ortalıkta gözükmüyormuş.

Mahkeme kapısının kapanma saatine kadar bekleyen Nasrettin Hoca, kadı efendinin ensesine okkalı bir tokat indirdikten sonra demiş ki:

- "Kusura bakma kadı efendi, daha fazla bekleyemem, gelirse söyle ona; 5 kuruşu sana versin!.."