Maraş Göksun'da Görülen İnsan yüzlü örümcek Şaşırtıyor! "İnsan yüzlü örümcek" Kurbağa Prenses Ve Prensesin Masalını Hatırlattı...

Maraş Göksun'da Görülen İnsan yüzlü örümcek Şaşırtıyor! "İnsan yüzlü örümcek" Kurbağa Prenses Ve Prensesin Masalını Hatırlattı...
Son günlerde Kahramanmaraş Göksun ilçesinde "insan yüzlü örümcek" olarak da adlandırılan "Köseli Yengeç Örümceği" görüntülenerek bölge halkını şaşırttı. Bilimsel adı "Thomisus onustus" olan bu örümcek türü, dış görünüşüyle oldukça ilgi çekiyor...

Köseli yengeç örümceği, adını sırtındaki köşeli görünümünden alıyor ve oldukça dikkat çekici bir görünüme sahip. Renk değiştirebilen örümcekler arasında yer alan bu tür, doğal ortamında çevreye uyum sağlayarak avlanıyor ve avlarına yaklaşırken kıvrılan bacaklarıyla yengeç benzeri bir siluet oluşturuyor.

Bölge halkı ve doğa severler, bu nadir örümcek türünün varlığından duydukları memnuniyeti dile getiriyor. Uzmanlar ise bu türün görülmesinin, bölgedeki ekosistemin sağlığı ve çeşitliliği açısından olumlu bir işaret olduğunu belirtiyor.

Ancak, doğal dengenin korunması ve bu türün yaşam alanlarının korunması önem taşıyor. Vatandaşların bu tür ve diğer doğal yaşam formlarına karşı duyarlı olması, ekosisteme zarar vermeden doğal güzelliklerin korunmasına katkı sağlayacaktır.

Doğal yaşamı ve çevreyi koruma bilinciyle, bu özel örümcek türünün korunması ve gözlemlenmesi, bölgedeki doğa turizmine de olumlu katkılar sağlayabilir. Vatandaşların doğal yaşam alanlarında gördükleri ilginç canlıları yetkililere bildirerek bilimsel araştırmalara ve koruma çalışmalarına destek olmaları da büyük önem taşıyor.

Köseli yengeç örümceği gibi doğal güzelliklerin keşfedilmesi, ülkemizin biyolojik çeşitliliğini ve zengin doğal mirasını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Bu nedenle, doğal yaşamın korunması ve takdir edilmesi, gelecek nesillere bırakacağımız en değerli miraslardan biri olacaktır.

Kurbağa Prens Masalı ve Hikayesi

Zamanın birinde çiçeklerle kaplı, çocuk sesleriyle şenlenen çok güzel bir ülke varmış. Bu ülkenin bir de kralı varmış. Bu kral, çok iyi kalpli ve kimsenin hakkını yemeyen biriymiş. Kralın yedi tane de kızı varmış. Prenseslerin her biri birbirinden güzelmiş ama en güzelleri ve en akıllıları en küçük olanıymış.

Küçük prenses bir gün gölün kenarında çiçek toplayıp, oyun oynuyormuş ve elindeki oyuncak top göle düşmüş. Bir türlü alamıyormuş. O sırada gölün içerisinden bir kurbağa çıkmış:

-Eğer benimle arkadaş olursan, yiyeceklerini benimle paylaşırsan o topu sana geri getiririm, demiş.

-Tamam, diye cevap verim küçük prenses.

Topunu alıp koşarak eve dönmüş ve kurbağaya verdiği sözü unutmuş. Akşam bütün aile yemeğe oturunca sarayın kapısında bir kurbağa sesi duyulmuş. Prenses verdiği sözü hatırlamış ama kurbağaya dokunmak ve onunla vakit geçirmek istemiyormuş. Duymamazlıktan gelip çorbasını içmeye devam etmiş.

Ancak kral bu kurbağayı duymuş ve onu içeri davet etmiş. Kurbağanın konuştuğunu görünce şaşırıp:

-Ne istiyorsun küçük kurbağa, demiş.

-Kızının bana bir söz verdi ama tutmadı, demiş.

Haksızlığa dayanamayan kral kızına kızmış ve verdiği sözü yerine getirmesini istemiş. O günden sonra kurbağa ve prenses ayrılmaz bir ikili olmuşlar. Zamanla prenses kurbağayı çok sevmeye başlamış.

Bir gün yine gölde oynarlarken kurbağa ayağını incitince onu eline almış ve öpmüş. Küçük, yeşil kurbağa birden çok yakışıklı bir prensese dönüşmüş. 

Prens ve prenses çok geçmeden birbirlerine olan aşklarını ilan etmişler ve evlenmişler.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.