Yaşını duyan inanmıyor: 20'li yaşlarda görünen 3 çocuk annesi TikToker Julies, sosyal medyayı ikiye böldü...

Yaşını duyan inanmıyor: 20'li yaşlarda görünen 3 çocuk annesi TikToker Julies, sosyal medyayı ikiye böldü...
Sosyal medya platformu TikTok'ta videolar paylaşan ve neredeyse herkesin 20'li yaşlarda zannetiği Julies'in gerçek yaşı duyan herkesi şoke etti. Genellikle dekolteli üstleri ve kıvrımlı vücudunu saran pantolonuyla paylaşım yapan Julies, sosyal medyayı da ikiye böldü. Birçok kullanıcı yaşına inanmakta güçlük çekerken 3 çocuğunun olduğuna ihtimal dahi vermeyenler oldu.

TikTok fenomeni Julies, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla oldukça ilgi çekiyor. Gerçek yaşından çok daha genç gözüken Julies'in gençlik sırları merak ediliyor. Genç görünümü için benzer tarzlarda giyinen Latin güzel fit vücudunu sergileyerek gençlere taş çıkartıyor.

48 YAŞINDA OLDUĞUNU AÇIKLADI

Julies, yayınladığı videoda düşük belli bol kot pantolonla sırtı açık zincirli bir üst giyerek fit vücudunu gösterdi. Uzun kahverengi saçları ve minimal makyajıyla güzelliğini tamamlayan Julies, 48 yaşında olduğunu açıkladı.

FİLMDEKİ KİŞİYLE KARŞILAŞTIRDILAR

Videoyu izleyen 6.000 kişi şaşkınlığını gizleyemeyerek yorum yaptı. Sosyal medya kullanıcıları Julies'i Benjamin Button'a benzetirken bazıları, "İmkansız." , "Şaka yaptığına oldukça eminim, millet" dedi.

Bu görünümden etkilenen bir kadın, "Vay canına, o genç varlığını koru. Herhangi bir ipucu var mı?" diyerek Brezilyalı kadının gençlik sırrını merak etse de Julies, bu konu hakkında ipucu vermedi.

Yayınladığı videolarda karın kaslarını gösteren kıyafetler tercih eden Julies'in tarzı da oldukça beğeniliyor.

BENJAMİN BUTTON'UN TUHAF HİKAYESİ

Hikaye, Ağustos 2005 tarihinde, Katrina Kasırgası yaklaşırken New Orleans hastanesinde ölüm döşeğinde olan Daisy'nin, kızı Caroline'a bir günlüğü okutmasıyla başlar. Günlük, Benjamin Button tarafından yazılmıştır.

11 Kasım 1918'de, New Orleans halkı I. Dünya Savaşı'nın bitişini kutlarken; bir bebek 86 yaşındaki bir adamın fiziksel görünüşü ile doğar. Bebeğin annesi doğumdan kısa bir süre sonra ölür ve babası, Thomas Button, bebeği bir huzurevinin önüne bırakır. Huzurevinde çalışan Afrikalı-Amerikan çift Queenie (Henson) ve Tizzy (Ali) bebeği bulurlar. Hamile kalamayan Queenie, kardeşinin bebeği gibi tanıtarak kendi başına büyütmeye karar verdiği bebeğe Benjamin ismini verir.

Başta uzun süre yaşamayacağı beklenen Benjamin, zaman geçtikçe fiziksel olarak gelişim göstermeye başlar. Önce tekerlekli sandalyeyle hareket ederken, zamanla koltuk değneğiyle yürümeye, sonra da destek almadan yürümeye başlar. 1930'da hâla yetmişli yaşlarında görünürken, büyükannesi huzurevinde yaşayan Daisy (Fanning) ile tanışır. Benjamin ve Daisy birlikte oynarlar.

Birkaç yıl sonra, Benjamin, tesadüfen tanıştığı Kaptan Mike'ın New Orleans rıhtımındaki römorköründe çalışmaya başlar. Mike boş zamanlarında Benjamin'i barlara ve genelevlere götürür. İlk gittiğinde Benjamin, babası olduğunu belli etmeyen Thomas Button'la tanışır. Sonra, uzun süreli bir iş için New Orleans'tan ayrılır.

1941'de Benjamin, römorkör seferiyle gittiği Rusya'da Elizabeth Abbott (Tilda Swinton) adlı bir İngiliz kadınla tanışır. Yeni evli Elizabeth, İngiltere'nin Murmansk'taki ticaret ataşesi olarak çalışan eşiyle birlikte İngiliz hükûmeti adına casusluk yapmaktadır. Elizabeth ve Benjamin'in bir gece başlayan dostça sohbetleri zamanla gizli bir ilişkiye dönüşür. Bir gün, 8 Aralık 1941 sabahında (Pearl Harbor Saldırısı'ndan sonra) Elizabeth beklenmedik şekilde ayrılır ve arkasında bir not bırakır: "Seninle tanışmak güzeldi." Bu esnada Kaptan Mike römorkörüyle ABD donanmasına destek vermeye karar verir ve Benjamin de onunla birlikte savaş bölgesine gider. Römorkör çatışma bölgesine vardığında ateş altında kalır ve saldırıda Kaptan Mike hayatını kaybederken Benjamin ABD donanması tarafından kurtarılır.

1945'te, Benjamin New Orleans'a döner ve yine Thomas Button'la karşılaşır. Thomas kendisinin babası olduğunu söyler ve Benjamin'e evini ve aile şirketini de içeren bütün servetini miras olarak bırakacağını açıklar. Benjamin bu gelişmeden hoşnut olmasa da, ölümcül hastalığa yakalanmış olan babasının son anlarında yanında olur.

Benjamin, Daisy'nin New York'ta başarılı bir dansçı olduğunu öğrenir. 1947'de Benjamin New York'ta Daisy'yi habersiz ziyaret eder, ancak başka birine aşık olduğunu görür.

Daisy 1954'te, dans turu vesilesiyle bulunduğu Paris'te, dans kariyerinin bitmesine neden olan bir araba kazası geçirir. Benjamin Daisy'nin bir arkadaşından gelen telgraf üzerine hemen Paris'e gider. Daisy, Benjamin'i genç görünümüyle gördüğünde şaşırır, başta sevinmesine rağmen Benjamin'e hayatından çıkmasını söyler. Benjamin ise, Daisy'nin iyileştiğinden emin olana kadar gizlice Paris'te kalır.

1962'de, Benjamin New Orleans'a geri döner. Annesinin evine döndüğünde Daisy'nin evde onu beklediğini fark eder. Şimdi karşılaştırılabilir fiziksel yaştadırlar, birbirlerine aşık olurlar ve birlikte yeni bir hayata yelken açarlar. Bu günden sonra Benjamin ve Daisy ilk kez ilişki yaşamaya başlarlar. Benjamin, babası Thomas Button'dan miras kalan evi satar ve Daisy ile bir dubleks eve taşınırlar. Çift, Daisy'nin yaşlanırken Benjamin'in gençleşmesi olayıyla mücadele ederken, 1967'de bir bale stüdyosu açan Daisy, Benjamin'e hamile olduğunu söyler; 1968 ilkbaharında Caroline adında kızını doğurur. Benjamin, devamlı ters yaşlanma nedeniyle, uzun süreli gerçek bir baba olamayacağına inanır ve Caroline bir yaşına geldiğinde, bütün servetini ve malvarlığını Daisy'ye bırakıp evden ayrılmaya karar verir. Daisy ve Caroline'i geride bırakır.

1970'lerde tek başına Hindistan'da yaşayan ve seyahatler yapan Benjamin, 1980'de ABD'ye 23 yaşındaki haliyle döndüğünde Daisy'nin dul bir adamla evlendiğini ve kızlarının büyümüş olduğunu görür. Daisy onu bir aile dostu olarak kocasına ve kızına tanıtır. Karışık duygular içindeki Daisy, Benjamin'i otelinde son kez ziyaret eder, burada tekrar birbirlerine olan tutkularını paylaşırlar, sonra bir kez daha ayrılırlar.

1990'da dul Daisy, bakımevi görevlilerinden bir telefon alır, Benjamin'in terk edilmiş bir evde bulunduğunu öğrenir. Görevliler, hastanede tedavi edilen Benjamin'i, büyüdüğü huzurevine getirmişlerdir. Sosyal hizmet uzmanları Benjamin'in demansın erken belirtilerini gösterdiğini söyler. Görevlilerin kendisine teslim ettikleri günlüğü alan Daisy, her gün huzurevine uğrar ve Benjamin'le ilgilenir. 1997'de ise huzurevine taşınır. 2003 yılına gelindiğinde, doğumunun üzerinden 84,5 yıl geçen ama fiziksel olarak bebek haline gelmiş olan Benjamin, Daisy'nin kollarında iken gözlerini kapatır ve sessizce hayata veda eder.

Caroline, Benjamin'in günlüğünü okuyarak babası hakkındaki gerçeği öğrendikten sonra Daisy, hastanedeki yatağında Katrina Kasırgası iyice yaklaşmaktayken hayatını kaybeder. Son sözü İyi geceler Benjamin olur.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.