Gaziantep’te KESK’ten Sert Tepki: “Sefalet Sözleşmelerini Tanımıyoruz”
Gaziantep'te Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve bağlı sendika üyeleri, yaklaşan toplu sözleşme süreci öncesinde Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü önünde düzenledikleri basın açıklamasıyla, hükümetin ekonomi politikalarına ve yandaş sendikalarla yürütülen sözleşme süreçlerine sert tepki gösterdi. Eğitim-Sen Gaziantep İl Temsilcisi Ömer Parlakçı tarafından okunan açıklamada, söz konusu düzenin kamu emekçilerini yoksulluk, güvencesizlik ve sefalet koşullarına mahkûm ettiği ifade edildi.
“Bu Düzene Artık Geçit Yok”
Parlakçı, açıklamasında toplu sözleşme adı altında yıllardır sürdürülen sistemin kamu emekçilerinin haklarını gasp ettiğini belirterek, “Milyonlarca emekçinin alın teri, kapalı kapılar ardında yandaş sendikalarla yapılan göstermelik müzakerelerle hiçe sayılıyor. Biz bu masa başı satış protokollerini, ‘mutabakat’ adıyla pazarlanan sefalet sözleşmelerini tanımıyoruz” dedi.
“Ekonomik Politikalar Emekçiye Kriz, Sermayeye Kar Sağladı”
Açıklamada, AKP iktidarının ekonomi yönetimi de sert şekilde eleştirildi. “Adı Derviş, Nas, Nebati ya da Şimşek olsun; uygulanan programlar emeğin değil, sermayenin çıkarını esas alıyor” diyen Parlakçı, kamu emekçilerinin en temel haklarının bu programlarla sistematik olarak aşındırıldığını belirtti. KESK’in, bu dayatmalara karşı hem hukuki hem de toplumsal mücadeleyi büyüteceği vurgulandı.
Grev Hakkı Yok Sayılıyor, Sözleşmeler Masada Değil Sarayda Yapılıyor
Toplu sözleşme görüşmelerinde gerçek bir müzakere ortamı bulunmadığını söyleyen Parlakçı, “Bugüne dek yapılan yedi toplu sözleşmede kamu emekçileri hep kaybetti. Çünkü ortada gerçek bir toplu sözleşme masası yok. Grev hakkı fiilen engellenmiş durumda. Masada ise kamu emekçilerini değil, hükümeti temsil eden yapılar oturuyor” ifadelerini kullandı.
Vergi Yükü Artıyor, Maaşlar Eriyor
KESK’in Gaziantep’teki açıklamasında kamu emekçilerinin ekonomik sorunları da detaylı şekilde ortaya konuldu. Parlakçı, gelir vergisi adaletsizliği, KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin yükü, düşük ücretler, sözleşmeli istihdam ve kadın emekçilere yönelik ayrımcılığı örnek göstererek mevcut sistemin kamu çalışanları için büyük bir hak kaybı doğurduğunu belirtti. “Bugün kamu emekçilerinin maaşları, yoksulluk sınırının dahi yarısına kadar düşmüş durumda. Emeklilikte alınacak maaşlar ise çalışırken kazanılan gelirin dörtte birine kadar geriliyor” dedi.
“Toplu Sözleşme Değil, Dayatma Sistemi”
KESK temsilcisi, 2026-2027 dönemini kapsayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci öncesi kamuoyunu uyardı. “İktidarın kontrolündeki hakem kurulu ve yandaş sendikaların belirleyici olduğu bu sistem, yalnızca bir oyalama aracıdır. 14 yıldır ‘tarihi kazanım’ adı altında imzalanan sözleşmeler, kamu emekçilerini sefaletin eşiğine sürüklemiştir” dedi.
“Kadınlar Eve, Kamu Emekçileri Sefalete Hapsediliyor”
Parlakçı, kamu emekçileri arasındaki kadın çalışanlara yönelik ayrımcılığın da derinleştiğini belirtti. Aile yılı ilanı, kadın çalışanlara yönelik artan mobbing ve güvencesizleştirme politikaları ile kadınların eve kapatılmaya çalışıldığını savundu. “Kadın taleplerinin toplu sözleşme gündeminde ayrı bir başlık altında yer alması gerekiyor. Bu, ertelenemez bir zorunluluktur” dedi.
TİS Masaları Yoksulluğu Derinleştiriyor
Parlakçı, kamu emekçilerinin çalışma koşullarını belirleyen tüm süreçlerin iktidar güdümünde olduğunu belirterek, “TİS masaları, grev hakkının tanınmadığı, ücretlerin düşürüldüğü, hakların tırpanlandığı bir dayatma sistemine dönüşmüştür. Asgari ücretin dahi altında çalışan sözleşmeli öğretmenler, güvencesiz bırakılan kamu personeli, söz verilip tutulmayan 3600 ek gösterge gibi örneklerle hak kayıplarımız derinleştirilmiştir” dedi.
KESK: “Birlikte Kazanacağız”
Açıklamanın sonunda KESK, tüm kamu emekçilerini ve emeklileri ortak mücadeleye davet etti. “İnsanca yaşamaya yetecek ücret, güvenceli istihdam, demokratik bir çalışma yaşamı ve gerçek bir toplu sözleşme sistemi için tüm emek güçlerini birleşmeye çağırıyoruz. Artık yeter. Sefalet sözleşmelerini reddediyor, birlikte kazanacağımız bir gelecek için mücadelemizi sürdürüyoruz” denildi.
Gaziantep’te düzenlenen bu eylem, yaklaşan toplu sözleşme süreci öncesinde kamu emekçileri cephesinden yükselen güçlü bir uyarı niteliği taşıyor. KESK, bu süreci yalnızca bir ücret pazarlığı değil, emeğin onur mücadelesi olarak gördüklerini vurguluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.