Türkiye’nin demokrasi tarihine ağır bedeller ödeten darbenin simge mekânlarından biri olan Ulucanlar, bu yıl da şehit edilen ülkücü gençlerin anısına ev sahipliği yaptı.
Ulucanlar Cezaevi, darağaçlarının kurulduğu, yiğit fidanların kırıldığı, işkence ve zulmün mekânı olarak biliniyor. Burada, dönemin nice genç ülkücüsünün çığlıkları semalara yükselmiş, nice yiğidin kanı ve gözyaşı taş duvarlara sinmişti.
Programda konuşan Taş Medreseli Ülkücüler Genel Başkanı Mehmet Yamtar Çelik, 12 Eylül’ün Türk milleti için unutulmaz acılar taşıdığını vurguladı. Çelik, “Zalimlerin zulmü unutulmadı, unutulmayacak. Aziz şehitlerimizin hatırası önünde bir kez daha söz veriyoruz; onların emaneti olan bu dava asla yarım kalmayacak” ifadelerini kullandı.
Taş Medreseli Ülkücüler Genel Merkezi’nin düzenlediği anma programında, dönemin tanıkları yaşadıkları acıları paylaştı. Katılımcılar, şehit edilen arkadaşlarını dualarla andı.
Gaziantep’ten de birçok ülkücü, 12 Eylül darbesinde yaşanan zulümlerin tanıkları arasında yer aldı. Kentten Ankara ve Mamak başta olmak üzere farklı cezaevlerine götürülen gençlerin hatıraları, Ulucanlar’daki törende yeniden gündeme geldi.
12 Eylül 1980, yalnızca bir darbe değil; aynı zamanda bir neslin hayallerinin, umutlarının ve hayatlarının elinden alındığı tarih olarak kayıtlara geçti. Bugün, 45 yıl sonra bile o günlerin acısı taze kalmaya devam ediyor.