YAĞIŞLAR ÇAKILDI, TEHLİKE BÜYÜYOR
Uzun yıllar ortalaması 500–550 kg/m² olan yıllık yağış seviyesinin, 2025’in ilk beş ayında sadece 112 kg/m² olarak ölçüldüğünü belirten Sönmezler, “Ocak ayında şehre hiç yağış düşmedi. Meteorolojik olarak olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Bu sadece teknik değil, hayati bir kriz” dedi.
SICAĞIN GÖLGESİNDE: 45 DERECEYE KADAR ÇIKABİLİR
Meteoroloji raporlarına göre, Temmuz ayı boyunca sıcaklıkların mevsim normallerinin 6 ila 14 derece üzerine çıkması ve bazı bölgelerde 45°C’ye ulaşması bekleniyor. Bu durumun, buharlaşmayı artırarak mevcut su kaynaklarını daha da baskılayacağı ifade ediliyor.
DEPREMLERİN ETKİSİYLE ALTYAPI ZAYIFLADI
GASKİ Genel Müdürü, yaşanan depremlerin ardından bölgesel altyapı sistemlerinin zayıfladığını ve su yönetiminin eskisinden daha kırılgan hale geldiğini vurgulayarak, “Altyapılar zorlanıyor, sızıntı riskleri artıyor, her damlanın değeri katlandı” diye konuştu.
GASKİ 7/24 TETİKTE AMA BİLİNÇ ŞART
Sönmezler, SCADA sistemleri ile su kaynaklarının 24 saat izlendiğini, havza koruma, içme suyu stratejisi ve eylem planlarının aktif olduğunu söyledi. Ancak “hiçbir altyapı, toplum desteği olmadan sürdürülemez” diyerek vatandaşlara net bir mesaj verdi:
“Bugün musluklarınızdan su akıyor diye her şey yolunda sanmayın. Gaziantep, tarihi bir kırılma yaşıyor. Su artık mühendisliğin değil, ortak aklın ve toplumsal vicdanın konusudur.”
HAYATİ UYARILAR: NE YAPMAMALIYIZ?
Sönmezler, özellikle yaz aylarında suyun sadece içme ve temel ihtiyaçlar için kullanılması gerektiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:
Çim, bostan, bahçe sulamaları içme suyu hattıyla yapılmamalı
Havuz dolumları ikinci bir duyuruya kadar ertelenmeli
Kaçak su kullanımı ve ruhsatsız kuyu açımı kesinlikle yasak ve vicdana aykırıdır
Musluktan süzülen her damla, “milyonların hakkıdır”
“AKARKEN KIYMETİNİ BİLELİM”
GASKİ Genel Müdürü açıklamasının sonunda, bu çağrının teknik değil, ahlaki ve insani bir çağrı olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Geleceğimiz; bugünkü musluğun başındaki davranışlarımızda saklı. Su bitmeden değil, akarken fark etmek zorundayız.”