Gaziantep Özel Anka Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Nagihan Demir, hem tüketicilere hem de işletmelere yönelik önemli uyarılarda bulundu.
Dr. Demir, gıdaların “çiftlikten sofraya” uzanan tüm aşamalarda kontamine olabileceğini vurgulayarak, zehirlenmelerin üretim, işleme, dağıtım ve hazırlama süreçlerinin herhangi bir noktasında ortaya çıkabileceğini ifade etti. Aynı yemeği tüketen birkaç kişide benzer şikâyetlerin başlamasının salgın belirtisi olduğuna dikkat çekti.
Pandemi sonrası vakalar arttı
Pandemi döneminde hijyen tedbirlerinin yoğunluğu sebebiyle gıda zehirlenmelerinin azaldığını hatırlatan Dr. Demir, son dönemde tedbirlerin gevşemesi ve toplu yemek tüketiminin artmasıyla vaka sayılarında yeniden yükseliş görüldüğünü belirtti.
Dr. Demir, zehirlenmelere en sık neden olan etkenleri şöyle sıraladı:
Norovirüs
Hepatit A / E
Salmonella
Listeria
Staphylococcus aureus toksinleri (ani bulantı-kusma)
Botulinum toksini (konserve kaynaklı, felç ve ölüm riski taşıyor)
Mantar zehirlenmeleri
Pestisit ve ağır metal kalıntıları
“Şişmiş konserveler ölümcül olabilir”
Özellikle botulizm riskine dikkat çeken Dr. Demir, “Şişmiş konserveler asla tüketilmemelidir. Botulinum toksini çok küçük dozlarda bile ölümcül olabilir” ifadelerini kullandı.
Gıda zehirlenmelerinin bulantı, kusma, karın ağrısı, ateş, ishal gibi klasik belirtilerle başladığını; bazı durumlarda nörolojik etkiler, kas güçsüzlüğü ve bilinç değişikliklerinin de görülebileceğini söyledi. Çocuklar, gebeler, yaşlılar ve bağışıklığı düşük bireylerin yüksek risk altında olduğunu vurguladı.
Tanı nasıl konur?
Dr. Demir, gıda zehirlenmesinden şüphelenildiğinde en önemli noktanın hastanın öyküsü olduğunu belirtti.
Aynı yemeği yiyen birden fazla kişide şikâyet görülüyorsa salgın ihtimalinin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Hastanelerde gıda numunesi alınmadığını hatırlatan Dr. Demir, tanının dışkı, kan veya kusmuk örneklerinden konduğunu, gıda numunesi alma yetkisinin yalnızca İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinde olduğunu ifade etti.
Tedavide en kritik nokta: Kaybedilen sıvının hızla yerine konması
Vakaların büyük bölümünde destek tedavisinin yeterli olduğunu söyleyen Dr. Demir, özellikle kusma ve ishal nedeniyle kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin hızla yerine konmasının hayati önem taşıdığını belirtti.
Mantar, pestisit ve ağır metal zehirlenmelerinde ise spesifik antidotlar uygulandığını aktardı.
Zehirlenmeleri önlemek için altın kurallar
Dr. Demir, gıda güvenliği için herkesin dikkat etmesi gereken temel kuralları şu şekilde sıraladı:
Çiğ ve pişmiş gıdalar ayrı tutulmalı
Çiğ et, tavuk ve balıkla temas eden yüzeyler hemen temizlenmeli
Mutfak bezleri ve süngerler sık sık yenilenmeli
Pastörize edilmemiş süt ve çatlak yumurtadan kaçınılmalı
Sebze ve meyveler bol suyla yıkanmalı
Pişmiş gıdalar yeniden ısıtılırken en az 74°C'ye ulaşmalı
Şişmiş konserve ve paket ürünler kesinlikle tüketilmemeli
Son kullanma tarihleri mutlaka kontrol edilmeli
Dr. Demir, sözlerini “Gıda güvenliği ihmal edilmemesi gereken bir halk sağlığı meselesidir” diyerek tamamladı.