Tehlikeden kaçmayan, onu cesaretle göğüslemeyi bilmelidir. La Fontaine
Ülke olarak, insan olarak ne zaman bir felaket yaşasak, etrafımızda gelişen olaylar, insan olmanın notunu gözümüze gözümüze sokuyor...
Enkaz altındaki genç anneye ve küçük kızına ulaşan yüzbaşının sesinin tınısı, nasıl da hepimizi ağlattı... İyilik ve güzellik... Budur işte, insan olmanın güzelliği... Bizim en çok ihtiyacımız olan şey, güzel insan olmak... Birlikte yaşadığımız, ortak geçmişimiz, ortak değerlerimiz olan insanlarımıza karşı, insani sorumluluğumuzu yerine getirmek...
Belki de diğer ülkeler de az rastlanacak bir görüntü, bu topraklar da yaşayan yüce Türk Milleti çok iyiliksever, yardımseverdir... Acıda ve mutlulukta birlikte olabilmeyi becerebiliyoruz hala... Bizden umutsuzluk çıkmaz! Bizi zor yıkarlar...
Ne yaşadık biz, depremi... Deprem sadece yer sarsıntısı değil, insanın evinin başına çökmesi, acı, korku, endişe, müthiş bir çaresizlik de yaşatır... Bütün bu duygu durumlarını ile iç içe yaşarız... Biraz daha rahat bir konumda isen, merhamet duyguların, vicdanın sesi seni çağırır... İnsan olmaya...
Güzel ve yüce duygulara sahip bir milletiz ama... İçimizde kötüler de yok değil... Şu depremden bile nemalanmaya, bundan kendisine pay çıkartmaya çalışanların olduğunu görmek ve onları izlemek de çok acı... Haini bol bir milletiz, baş etmek için okullara ders koymak lazım... İyi bir insan olmak ve yurtsever olmak... Sadece bu öğretilmeli okullarımız da... Yaşadığı topraklara her ortamda kin kusmanın, acımasızca ağzına geleni söylemenin insanlıkla alakası yok...
Sadece bu mu? En zor zaman da kalkıp, çürümüş, küflü beyinler ortaya sapkın fikirler atıyorlar...
Din adamı geçinip de dinle alakası olmayan, insan müsvettelerine ne demeli... Adam, Türkiye'nin en prestijli üniversitesin de profesör üstelik... Neymiş; akıllara zarar bilgi yumurtlamış, o küflü darağacından...
"Allah'ın helal kıldığı yaşta evliliği tecavüz sayarak mutlu yuvaları bozmayı" deprem nedeni saydı bize...
Yani çocuk evliliği yasaklayınca, aha size deprem..."
Gelin bakın şimdi... Bunu mektep görmemiş, kitap defter görmemiş bile söylemez... "Bu din adamı ise arkadaş ben bu dinden değilim... -Bu adam alim ise yok arkadaş ben kör cahil olacağım hem de zırdeli!"
İnsanlarımız cinnetlik ruh haline girecekler yakında... Ne kadar doğru bilmiyorum, sosyal medya bir sürü bilgi ile çalkalanıyor... Hep halkımızda bir endişe var. Deprem yardımları yerine ulaşmıyor feryatları, yok Suriyeliler kamplara dolduruldu çığlıkları...
Bir sürü kafa karışıklığını gidermek, yetkililerin elinde ... Ama deprem hakkın da şunları biliyoruz: Planlı, projeli ve malzeme çalınmayan binalara hiç bir şey olmuyor... Artık bunu hepimiz bildiğine göre, herkes buna dikkat etse, demek ki ülkemizde olacak depremlerden çok az bir zararla çıkacağız ve hiç can kaybı olmayacak... Öldüren deprem değil, ihmal.
Çok basit bir formül... 2x3=6 eder... Unutulmamış unutkanlığımızdır deprem!