“KISIR DÖNGÜ...” Hayat acımasız. Umutlar mavi, sonuçlar siyah

Dünya salgınla birlikte büyük bir esareti yaşıyor... Salgınla baş edenler, salgınla sevmeseler de yaşamaya başladılar. Kuralları olan bir yaşama doğru hızla adapte olmaya ve hayata kaldığı yerden devam etmeye, gayret gösteriyorlar...Tüm ülkelerde aşağı yukarı durum böyle...Biz de durum tersten işliyor... KISIR DÖNGÜ tam da hayatımıza kaldığı yerden devam ediyor. Sorumsuzca ve duygusuzca..." Vayheeeeheeebir şey olmazyaaaaboşverrrr..." Hepimizin en çok duyduğu sözcük kümesi budur eminim, birçoğumuzu sinir eden de bu sözcükler dizisi...Psikolog değilim ama, sizin korkup paniklediğiniz, bir durum da etraf kayıtsız ve umarsız yaşarsa, demek ki kaygılarım boşuna diye sizin haklı kaygılarınız da gider, eğer siz direnmez iseniz...Galiba salgına karşı böylesi bir düşünce ile karşı karşıyayız... Cehalet, cesaret, büyük bir kısır döngü yaşatıyor şu anda...Başta Gaziantep olmak üzere, bir çok ilimiz de bu durum söz konusu... Bir insan olarak en çok tırstığım şeydir kısır döngü ile uğraşmak...Çözüm yoktur, kısır döngünün olduğu yerde, çözüm üretilmez... Bir şey oldukça başka bir şeyin olması, o başka bir şey oldukça, bir şeyin yine olması durumu...Sinirlerinizi zıplatır, kendinizi çaresiz hissedersiniz, aklınız yorulur, enerjiniz düşer... Kısır döngü .çok kötü bir şeydir, adı üstünde hem verimsiz, hem de döner durursunuz aynı çemberin etrafında gibi bir durum...Korona virüsü şimdi bizlere böylesi bir durumu yaşatıyor. Bizim aymazlarımız, cehalet abidelerimiz de birleşerek bu kısır döngüyü içinden çıkılmaz bir hale getiriyor...Sanırım tüm kentlerimizin içinde Gaziantep ayrı bir rekora doğru koşuyor... Kısır döngü'nün şampiyonluğuna..Devletin, kent yöneticilerinin, tüm sorumlu birimlerin çalışması yetmiyor...Türkiye olarak, içimiz başka hainlik ile uğraşırken, dışımızdaki hainlik de boş durmuyor. Kafa karışıklığı yaratanları mı dersiniz, içinden çıkılmaz bir durum yaratmaya çalışanları mı dersiniz, Türkiye ne kadar zarar görürse biz o kadar karlı çıkarız diye düşünen içimizde bizimle aynı gemide yol alanlar var. Bindiği dalı kesen ahmaklar gibiler aynen...Ne kadar hainse bir o kadar da kör aydınlığın içinde cebelleşenler de var.Keşke bundan on sene sonra onlarla karşı karşıya gelebilsek... İçine düştükleri o kör aydınlığı onlarla konuşabilsek. Ömrümüz yeter mi bilinmez...Gaziantepliler kurala uymuyorlar değil... Gaziantepliler gayet de kurala uyuyorlar. Göç dalgasına maruz kaldı Gaziantep, hem içimizden, hem de Suriye'den... Yükü ağır, derdi ağır bir kent... Konuşsa suç oldu, konuşmasa kendine dert oldu.İşte şimdi o dert karşısına daha büyük bir dertle çıkıyor.Kısır döngü'yü yaşayan Gaziantep, salgınla bu gerçekle çok derin yüzleşiyor. Hem de çok derin...Bu kısır döngü, çalışkan bir bayan büyükşehir belediye başkanın gayretleri ile aşılmıyor.Yine iyi niyetli ve görevini eksiksiz hatta olağanüstü yapmaya gayret gösteren bir vali'nin çabaları yetmiyor.Yönetimlerden kaynaklanmayan, aksine yönetimle biraz durdurulmaya çalışılan bir kısır döngüyü yaşıyor Gaziantep...Vaka sayıları hızla artmaya devam ediyor... Hayat acımasız. Umutlar mavi, sonuçlar siyah…***Günün sözü bu olsun; Olumlu düşün, iyilik yap, işini en iyi yap, önce kendini düzelt ve geliştir, kıymet bil, şükret, spor yap, sürpriz yap, kötüye mesafeli ol!( Bu kötü Korona olsun, şimdilik )