" EKİN İŞLEYEN, EKMEĞİ DİŞLER..."

" EKİN İŞLEYEN, EKMEĞİ DİŞLER..."

Ulusal ekonominin temeli tarımdır.ÂMustafa Kemal Atatürk

Çocukluğumuzu düşündüğümüz zaman, sebzenin ve meyvenin bol olduğu ve tüketildiği anılarla dolu yaşanmışlıkların içinden süzülüp gelen bir doygunluğu yaşamışız...

Öyle kilo ile alınmazdı meyveler sebzeler, sandık sandık girerdi evlerimize, hatırlıyorum karpuz kavun at arabaları ile evlere servis yapardı... Kilerimizde rahat on karpuz, on kavun olurdu en az ... Bol bol tüketirdik. Sağlıkla ve afiyetle!

Her şey boldu, bereketli idi... Çünkü biz tarım ülkesi insanı idik.

İlkokul, ortaokul ve lise sıralarında Türkiye'nin nasıl kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olduğunu gururla anlatırdı, öğretmenlerimiz coğrafya derslerinde... Bunu başaran Gazi Mustafa Kemal'in elinde sihirbaz değneği yoktu. Cumhuriyet'in en büyük hamleleri insanlara yapılan yatırımdı. Çocuklara, gençlere, kadınlara yönelik geliştirici adımlar tek tek atıldı.

Adamına göre iş yaratılmaz, işe göre adam bulunurdu. Yok muydu, hemen yurt dışından uzman getirtilip planlı programlı, düzenli bir şekilde ilerleme kaydedilirdi.

Genç Türkiye Cumhuriyet'i kuruluşunun 10. Yılında, Gayrı Safi Milli hasıla 500 misli büyüdü. Açılımı şöyle tarif edersek; Türkiye'de yaşayan yurttaşların bir yıl içinde ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin belirli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamı tam 500 misli artmıştı. 12 yılda ise Türkiye Cumhuriyet'i, dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olmuştu.

Geçenlerde markette bakliyat alırken ürünlerin meşeline baktım... Bizim olanı aramak için! Nohut, kuru fasulye, soğan, sarımsak, domates, patates... Milli ürünlerimiz bile artık milli değil! Ekini işleyen, ekmeği dişler demiş atalarımız boşuna dememişler...

Neden, çünkü üreten azalıyor, Türkiye nüfusunun yüzde ikisi köylerde yaşıyor. Saat tersine döndü, köydekiler kentte, kenttekilerÂköye dönmek istiyor.

Bu çark tersine döner mi yeniden, dönmek zorunda; çünkü buna mecburuz. İsrail çölün ortasında bir avuç içi kadar ülke... Toprakları tarıma elverişli değil. Bu ülke tarıma elverişli olmayan hatta deniz seviyesinin 150 metre üzerinde kurdukları 7 çiftlik ile ülkenin sebze ve meyve ihracatının % 66 sını gerçekleştiriyor.

israil de her türlü sebze ve meyve yetişiyor. Bunların %90'ı Avrupa ve Amerika'ya ihraç ediliyor, geri kalanı iç piyasaya sürülüyor.

Amerika, deniz kumu gibi çöl toprağında bile ziraat yapıyor. ABD tarım ürünleri ihracatında dünya birincisi... Hollanda, bizim Konya ovasından az hallice, ülkesinin çoğu sular altında, toprak yok, tarım alanları deniz seviyesinin en az bir metre altında ama ziraat konusunda o kadar başarılı ki, dünya tarım üretiminde Amerika'danÂsonra ikinci...

Artık gözümüzü açma zamanı geldi! Emperyalist güçlerin dünya gıda kaynaklarını ele geçirmek için son derece planlı bir çalışma yaptıkları yönünde ciddi haberler var. Ve bu gerçeğin ta kendisi! Büyük ölçüde bunda başarılı olmuşlar... Dünyada teknoloji ve marka yönetiminde lider ülkelerden olan Almanya topraklarının yarısını tarıma ayırmış vaziyette... Ar-Ge, teşvik, üniversite, planlı bir çalışma ile dünya devleri arasına girmeyi başarmış durumda...

Uluslararası büyük şirketler, hesaplı ve adım adım tüm gıda ve su kaynaklarını ele geçirmeye çalışıyorlar ve bunu çoğunlukla da başarmış durumdalar...

Bizler kendimiz adına kötü olan bu gidişatı hemen tersine çevirmek zorundayız... Bu gidişata kendimiz adına bir son vermeliyiz... Biz de dünyanın en güzel yerinde en verimli topraklara sahip ve üç tarafı sularla çevrili ülke olarak, çok şeyi başarabilmeliyiz.

Biz iç ve dış hainlerle uğraşırken, ülkemizin güvenliği ile meşgul iken adamlar hızla yol alıyorlar...

Durup düşünmemiz ve hemen harekete geçmemiz lazım! Bu kötü gidişatı durdurmak lazım!

Ama hemen!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri