Ne umutlarla girmiştik yeni yıla, hepimiz neredeyse tüm dünya " Bu yıl geçtiğimiz yıldan daha iyi olacak "dileklerinde bulunmuş, yepyeni umutlarla, yeni yıla ayak basmıştık...
2020 yılı, tüm dünyanın canını okuyor, bir yandan insanlık bu amansız ve kendini bilmez virüsü ile uğraşırken, diğer yandan da dünya sanki kabuk değiştiriyor. Doğa daha bir coşuyor. Aldığımız güzel ve sağlıklı bir havanın bile ne kadar değerli olduğunu öğretiyor bize, kazanma hırsına yenik düşmüş insanlığa ders veriyor adeta, "Kendinize gelin, biraz az tüketin... - Dünya'yı yok ediyorsunuz..."
Değerli Gaziantepliler bilirler... Büyük kasap zırhını, sanki büyük bir zırh tüm dünyanın üstüne üstüne vuruyor. Bizlerde onunla baş etmeye çalışan, onun kendini bilmez gücüne yenik düşmüş, bıçağından kaçanlar gibiyiz...
Bu süreci yaşarken, tüm olumsuzluklara rağmen, Türkiye daha iyi yol alıyor. Hatta devlet sürekli en ufak şikayetlerinizde hemen hastahaneye koşun uyarılarını yineliyor durmadan... Giden en iyi şekilde ve ücretsiz tedavi oluyor mu? Nokta! Ben sadece buna bakar ve bunu onaylarım arkadaş...
Yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızın yardım çığlıkları yükseliyor. Türkiye'den yardım bekleniyor.
Sağlıkta; sağlıklı alt yapımız bizi bu illetten koruyacak... Büyük bir olasılıkla bunun üstesinden geleceğiz... Düştük, ama yavaş yavaş ayağa kalkıyoruz, temkinli ve eklem sağlığımızı koruyarak sanki... Ekonomi dünyamız öylesine, bilim dünyamız öylesine, yeni dünyaya ayak uydurmaya, akıl fırtınaları estirmeye başladılar bile...
Beni bilenler iyi tanır, sosyal medya'da bilgi akışı yoğun olduğu için twitter'ı kullanırım... Dünya'yı takip etmek için iyi bir mecra, dünya'nın içler acısını halini takip ediyor, yurt dışı bağlantılarımız ise bize bu konuda açıklayıcı bilgileri sağlıyorlar...
İşte en son, Almanya'da bir grup doktor, Koronavirüs salgınında yaşadıkları koruyucu giysi ve malzeme sıkıntısını, çıplak pozlarla protesto etmeye başlamışlar.
Doktorlar, "Blanke Bedenken" (Çıplak Kaygılar) adıyla açtıkları internet sitesinde malzeme sıkıntısı nedeniyle "hayat kurtarmak için hayatlarını riske attıkları" mesajını veriyorlar.
Sitede bir erkek doktor, muayenehanesinin önünde verdiği çıplak pozla "Biz aile hekimleriniz. Sizi güvenli bir şekilde tedavi edebilmemiz için koruyucu ekipmana ihtiyacımız var. Elimizde çok az olan bu malzemeler biterse işte böyle görüneceğiz" diyor.
İlham aldıkları ise meslektaşları Fransız doktor,
Doktorlar internet sitesinde, protestolarının ilham kaynağının Fransa'nun Pomerols kasabasında muayenehanesinin önünde koruyucu malzeme sıkıntısına dikkat çekmek için çıplak poz veren Alain Colombie adlı doktor olduğunu söylüyor.
Colombie, fotoğrafta üzerinde "Ölüme gönderilen asker" yazılı bir kol bandıyla görülüyor.
Birçok ülkede olduğu gibi, Almanya'da da sağlık çalışanları salgının başından bu yana yüz maskesi, siper, eldiven ve tulum gibi kişisel koruyucu malzeme sıkıntısından şikayet ediyor...
Bütün bu sıkıntıları yaşayan ülkeler gibi bırakın sıkıntıyı, bizim onlara yardımımız gidiyor.
Türkiye'ye karşı büyük bir sempati oluşuyor, çünkü herkese yardım etmenin peşinde... Bizde depremden çıktık ama hafif sıyrıklarla, yanı başımızda can çekişene yardım etmek, daha insancıl değil mi?
"Hastalık bir anlamda bahanedir, İnsanın düşmanı, virüsler ve bakteriler değil, kıskançlığı, ön yargısı ve akılsızlığıdır. " Henry Miller boşuna dememiş bu sözü...
Tüm dünya'ya yardım yağdırıyoruz... Maliyeti düşük, ama zamanlama açısında çok değerli yardımlar, içeride kıyamet kopuyor. Zaten içerideki kıyameti kopartanlar, kimi iyi niyetinden, kendi can korkusundan, kimi kötü niyetinden... Türkiye ne yaparsa yapsın, hep kötü bir muhalif çizgi peşindeler... Bindikleri dalı kesen ahmak gibiler, yediği aynı kaba zehir koyan ileri zekalılar gibi davranıyorlar.
Amerika'ya solunum aygıtı gönderiyoruz, solunum cihazlarının hızla üretim kapasitesini arttırıyoruz...
Üniversitelerimizin aşı ve ilaç üretim merkezlerinden, bilim dünyasından güzel haberler alıyoruz. Umut doğuyor içimize... Bu salgınla baş edeceğiz, yeneceğiz onu hatta onunla birlikte yaşamayı da öğreneceğiz bir süre... Çünkü şu anda başka çaremiz yok...
"Hastalık dediğin şey atla gelir, yaya gider..."