Günümüze yine bir kadın cinayeti ile başladık... Üzüldük, içimiz geçti, resimlerdeki gülen gencecik bir kızın, hunharca ve canice öldürüldüğünü açıkladı, emniyet güçlerimiz... Kendimizce dünyaya isyan ettik.Kadın Hakları ve kadın savunmasıdeyince akan sular duruyor...Eğеr еrkеklеr fiziksеl olаrаk dаhа güçlü olduklаrı için kаdınlаrdаn üstünsе o zаmаn hükümеti nеdеnSumoGürеşçilеri yönеtmiyor? (ToshikoKishidа)Haksız da değil, madem fiziksel güç içinse durum... Ben söze değil sözlerin uygulamasına bakarım... Yeri gelince herkes şair, herkes bir kadın haklar savunucusu görmeyin. Ama iş gerçeğe binince uygulamaya geçince, ortada adam falan kalmıyor.Yazdım, yazmaya da devam edeceğim, bu ülkede kadının en büyük düşmanı kimler mi?Birincisi zihniyet; bu bazen kravatlı olarak da karşınıza çıkabilir. Hiç umulmadık bir yerde birden bire bu kravatlılar takımından bir darbeyi alabilirsiniz...İkincisi, etrafınızda kadın hakları için mangalda kül bırakmayan, kadın hemcinsleriniz size yapar. Sizin tırnaklarınızı geçire geçire geldiğiniz, kabul gördüğünüz, duruşunuzu içine sindiremez. Kendini işe yaramaz ve değersiz görür. Başlar sizi aşağıya çekmeye, aslında aşağıya çektiği kişi kendidir. Hiçlik duygusunu yenememişliktir.Üçüncüsü, ise ailedir. Hala zihin kalıntılarında kadını ikinci sınıf gören kafa yapısı vardır. Bu kafa yapısı işine gelir. Kimi zaman inanır görünür, mangalda kül bırakmaz. Kimi zaman inanmaz görünür, her şeyi kendine yonttur. İyileştirici değil, zorlaştırıcıdır. Yapıcı değil, yıkıcıdır.Dördüncüsü, ise bizzat kadınlarıntaaaakendileridir. Erkek egemen toplumun, gizli destekçisi ve gizli şakşakçısıdır. Oraya selam çakar sadece kendini düşünür, kendi günübirlik çıkarlarına göre hareket eder.Beşincisi ise toplumdur... Ele verir talkını, kendi yutar salkımı hesabı, artık nereden nasıl işine gelirse öyle yapar.Saymakla bitmeyecek, sıralamalar yapabiliriz. Arkadaş bu ülke de kadını insan gibi görmediğiniz, işe cinsiyet ayrımcılığını sokmadığınız sürece bu iş böyle gidecek...Etrafımda çok genç evli ve çocukluailelertanıyorum... Kadının hata yapma hatta istediğini yapma şansı neredeyse sıfır. Ama kendi kafa yapısına göre kendisinin sınırsız hata yapma ve istediğini yapma hakkı sonsuz... Böyle yürüyen evlilikler ve onlardan olan çocukların sonucu; yıkımdır.Bizim önceliğimiz aile değerleri ve aile yapısını doğru oturtma gibi bir sorunumuz olmalı...Doğru değerler içinde biçimlenen aile değerleri, hiç çökmez, kesintiye uğramaz ve onlardan doğan çocuklar çok sağlıklı birey olarak toplumda huzur içinde yaşamaya devam eder.Cinsiyеt еşitliği sаdеcе bir hеdеf dеğildir. Cinsiyеt еşitliği, yoksulluğu аzаltmаnın, sürdürülеbilir bir kаlkınmа yаrаtmаnın vе iyi yönеtim oluşturmаnın tеmеlidir.Kendi insanımıza doğru ve güzel davranmayı bize başkaları mı öğretecek... Eski Türklerde kadın, ana, erkeğe eş değergörünürken, tüm alınan kararlarda kadının söz hakkı varken, neden şimdi böyle kadınlarımızı sadece bir cinsel obje gören kafa yapısındayız, en kötüsü sürekli çocuk evlilikleri bile körükleyen bir manevi anlayışı yüklüyoruz. Bizim bu kadın anlayışı ile ilgili bir sorunumuz var.Hatayı nereden başlayarak yaptık, önce bunu sorgulamamız gerekiyor.Ben atalarımın, yüzyıllarca önce kadına davrandığı gibi davranışı, onlarca yüzyıl geçmiş ama tam olarak göremiyorum. Önce olaya buradan bakmak gerekiyor.Oradantaaaburalara kadar nasıl geldik...Çürüme kadına karşı var elbette... Ama bu kadarla kalmayacak. Şimdi Avrupa'yı da kasıp kavuran yeni bir 3.cüdalga feminist akım geliyor. Erkeklere karşı gaddarca olan ve acımasız olan bir kadın bakışı geliyor... Bu da ortalığı daha da kötü yapacak. Ailevi değerler tamamen allak bullak olacak.Neyin peşinde olacağız, kadına ve erkeğe önce insan olarak bakmanın savaşını vereceğiz... Yoksa bugün kadına ağlayan analar, çok yakında oğullarına ağlamaya başlayacak...Çünkü dengesizlik, dengesizliği doğuracak...Eşitlikkolаy dеğildir аmа üstünlük аcı dolu değil midir?Bu acıdan da herkes payına düşeni alır...
" ÜSTÜNLÜK ACI DOLUDUR..."
" ÜSTÜNLÜK ACI DOLUDUR..."
İlk yorum yazan siz olun