Kötü haberlerin kanatları vardır, iyi haberlerin ise ayakları bile yoktur. Habercilerin çok duyduğu anlamlı sözlerdendir; bu kanatlı sözler.
Â
Umut, insanı besleyen bir ruh halidir... Hiç hayal kırıklığı yaşamamış olan kişiler, hiç umut beslemeden yaşamış kişilerdir.
Ülke olarak zor süreçten geçiyoruz... Ekmeğinin derdinde olanlar için ise daha da zor bir süreç, hele de yaşın ilerlemiş, ikinci bir işi göğüsleyebilecek bir bedene de sahip değilsen, hayat ağır gelir insana...Â
Â
Adam yaşamı boyunca çalışmış, çabalamış... Gelmiş emekliliğinin tadını çıkartmaya, ( buna kimse izin vermez hayat bile) kafanın matematiği ile çarşının pazarın matematiği bir olur mu? Olmaz! Hayat adama öyle bir matematik sorusu sorar ki; çakılır kalırsın!
Â
" Allah kimseyi, kimseye muhtaç etmesin, evladına bile " boşuna dememiş elin oğlu... Bu tür çileli yaşam öyküsünün kahramanları etrafımızda çoktur. Sadece biraz dikkatli bakarsanız, saymakla bitmeyen; bu tip umut matematiğine takılıp kalmış, öykü kahramanlarımızı görürsünüz... Sucu Şefik amca, terzi Münire teyze, fırıncı Kerim efendi, kasap Bilal amca, kapıcı Hasan efendi... Saymakla bitmeyecek kadar çok emekli tanıdıklarımız var etrafımızda...
Â
Bakın arkadaşlar sözü nereye getireceğim; Yaygın ve baygın medyamızın haber sitelerine, yerel medyamıza da tabi...Â
Şu emekliler ile ilgili haber yaparken biraz dikkatli olun... Tam tamına dört- beş aydır emeklilerle oyun topu gibi oynuyorsunuz.
Emekliye şu kadar zam geldi... Emekliye çifte zam... Emekliye en az 597 lira zam... Üstelik en üst emekli aylığını, sanki herkes aynı aylığı alacakmış gibi haber yapılıyor olması; insanı çileden çıkartıyor. Adamlar UMUT DAYAĞI YEMEDEN BİR HAL OLDULAR. İnsafınız kurusun, sırf haber okunsun diye insanların neden duyguları ile oynuyorsunuz. Altı üstü gelecek zam belli, oranı belli... Niye bu kadar sömürü üstüne sömürü yapıyorsunuz. Haberiniz batsın!
Â
İnsanların elinden her şeyi alın, ama umudunu almayın... Dedik ya yaygın ve baygın medyamız işin sadece okunma kısmı ile ilgili haber yapıyor. Ne kadar kişi okursa haber o kadar başarılı... Anladık da bari bunu emeklilere yapmayın, siz çarşı ve pazarda kedinin ciğere baktığı gibi bakan emeklinin ruh halini biliyor musunuz? Bu haberleri nasıl yaparsınız...
Â
Gerçi artık, habercilik, gazetecilik, halkın haber kaynağı falan filmlerde kaldı... Yeni nesilin hepsi birer haber aygıtını, kendi elinde taşıyor. Gazete kağıdına basılı basının ise devri tükendi tükenecek... Her şey dijitale dönüşecek... Bilemedin beş yıl sonra biter mi biter. Bitsin mi derseniz, keşke bitmese ama kimse zamana direnemiyor.
Â
Okuduğumuzda tatÂaldığımız gazete de kaldımı ki elimizde... Kalmadı! Dahası okuyan insan kaldımı diyeceğiz yakında...Â
Â
ÂHerkes herşeyi okuyor, ama kimse hiç bir şey okumak istemiyor. Çünkü artık değerler, hayata bakış açısı tamamen değişti.Â
Â
Artık haberin peşinde koşmaya gerek kalmadı, haber senin peşinde koşuyor... Kaç kaçabilirsen bu haberlerden, nereye baksan haber fışkırıyor.
Â
ÂÇünkü; Haber ve bilgiye boğulmuş rafine totaliter toplum, tarihi silen bir toplumdur. Her şey sanki buz üzerine yazılmış yazı gibidir. Geriye dönük bir düşünme tarzı neredeyse olanaksızdır, çünkü biz daha algılayamadan haber kaynağı çabucak ortadan kaybolur.
Â
Ne dersiniz? Ortada yanlış bir şey var mı?
Â
Bir küçük fıkra;ÂBir avcı, evine gelen misafirlerine eski bir ayı postunu göstererek der ki:
– "Bu ayıyı Bolu ormanlarında vurmuştum."
Misafirlerden biri bunun bir palavra olduğunu düşünür.
İnanmayıp sorar:
– "Nasıl olur?
Bu kutup ayısıdır.
Bolu'da bulunmaz."
Avcı gülümseyerek cevap verir:
– "Kardeşim ayı bu!