Maça muhteşem üçlü Maksim, Kozlovski ve Bayo'nun adeta sanatsal resital kokan varsız, hilesiz, hurdasız, itirazsız, hakemsiz, çizgisiz bir golle başlamışsın. Rakip abondone olmuş, o arada yine orta alan varyasyonları ile bir anda penaltıdan daha kolay pozisyonda Camara kaçırdı, o yetmedi Bayo yine bomboş kaçırdı.
Atsan ikinciyi rakibe havluyu ilk 20 dakikada attıracaksın. Sonra hiç kimsenin beklemediği bir anda kafa ile geri pasını kaleci Zafer tuttu derken, tereddütte kalınca Çaykur Rizespor bir anda golü buldu. Allahtan hakem golün yanında sarı kart ile cezalandırdı. Ya birde kırmızı kart olsaydı, bir anda maçı Beşiktaş Fenerbahçe havasına dönüştürecektik.
Şöyle düşünün ;
Bu golü Mustafa Burak Bozan yeseydi?
Herhalde bırakın sosyal medyada linçlemeyi lisans iptaline kadar giderdi. İşte futbol böyle bir şey beyler.
Maça muhteşem başlayan, golü bulan, herkesin rahat bir şekilde üç puan hesabı yapıp, Burak Yılmaz tezahüratları derken golle birlikte hem oyun disiplini, hem moral, hemde tempo olarak oyundan düştük.
Sonrası yine aptalca bir golle mağlup duruma düşerken allahtan Kevin sahneye çıktı ve 90'a çaktı.
Fark olacak, moral olacak, üst sıralar hesabının daha kolay olacağı karşılaşmada tek puanla yetindik.
Yazık oldu kısaca Türk gibi başladık ama Alman gibi bitiremedik.