Armut Piş, Ağzıma Düş Var mı?

Armut Piş, Ağzıma Düş Var mı?

Bizi tam anlamıyla tatmin eden şeylerin aslında para ile hiç bir alakası yoktur. Bunların arasında örnek olarak sevgi, şefkat, tebessüm ve bir işe şevkle sarılmak sayılabilir. Mutluluğu dışarıda değil kendi içimizde aramalıyız.

Tembelliği terk etmeliyiz. Biz şimdi rahatımızı bozmalıyız ki daha sonra rahat edelim. İlk adımı atıp, arkamıza bakmadan yürümeliyiz.

Fırsatlar hazır olanın ayağına gelir. "Armut piş, ağzıma düş ." yoktur. Armut pişer, ağzına düşer. Ancak o armut yenmez. Çünkü güneşte yanmıştır. Armudu yemek için azıcık gayret edip, ağaçtaki armuda el uzatıp koparmalıyız.

"Hayatı veren Allah'tır. O hayatı koruyacak gerekli şeyleri de O verecektir. Yalnız, hükümetin asker için ofislerde topladığı erzakı askerlere taşıttırdığı, temizlettirdiği, öğüttürdüğü, pişirttiği gibi, Cenab-ı Hak da hayat için lazım olan levazımatı-gerekli şeyleri dünya ofisinde yaratıp topladıktan sonra, o erzakın toplanmasını ve sair hallerini insana yaptırır ki, insana bir meşguliyet, bir eğlence olsun ve tembellik, işsizlik azabından kurtulsun.

Ey insan! Ana rahminde iken, çocuk iken, ihtiyar ve iktidardan mahrum bir vaziyette iken, seni pek leziz rızıklar ile besleyen Allah, sen hayatta kaldıkça o rızkı verecektir. Baksana: Her bahar mevsiminde yeryüzünde yaratılan rızıkların türlerini kim yaratıyor ve kimler için yaratıyor? Senin ağzına getirip sokacak değil ya! Yahu, eğlencelere, bahçelere gidip dallarda sallanan o güleç yüzlü lezzetli meyveleri koparıp yemek zahmet midir? Allah insaf versin!"

Yaptığımızı işleri doğru zamanda doğru kişilerle yapmalıyız. Hayattaki her şeyin bir amacı, hedefi vardır. Bizim çirkin gördüğümüz, beğenmediğimiz hadiseler dahi sonucu itibariyle güzel olabilir.

"Her şeyde, hatta en çirkin görünen şeylerde, hakiki bir güzellik yönü vardır. Evet, kainattaki her şey, her hadise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat- bizzat güzel denilir; veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona dolayısıyla güzel denilir. Bir kısım hadiseler var ki, zahiri çirkin, düzensizdir. Fakat o görünürdeki perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var. Özetle: "Bahar mevsiminde fırtınalı yağmur, çamurlu toprak perdesi altında, nihayetsiz güzel çiçek ve muntazam bitkilerin tebessümleri saklanmış. Yağmur ve çamur görünüşte çirkin ve meşakkatli gibi iken, hakikatte binlerce bitki ve canlıya bir ana kucağı gibi müşfik ve şefkatlidir.

Ve güz mevsiminin kaba tahribatı, hüzünlü ayrılık perdeleri arkasında, Allah'ın Celal isminin tecellilerinin mazharı olan kış hadiselerinin baskısından ve azap vermesinden muhafaza etmek için, nazlı çiçeklerin dostları olan nazlı-zayıf hayvancıkları hayat vazifesinden terhis etmekle beraber, o kış perdesi altında nazenin, taze, güzel bir bahara yer hazırlamaktır. Fırtına, zelzele, veba-salgın gibi hadiselerin perdeleri altında gizlenen pek çok manevi çiçeklerin inkişafı vardır. Tohumlar gibi büyüyüp gelişemeyen birçok istidat-kabiliyet çekirdekleri, zahiri çirkin görünen hadiseler yüzünden sünbüllenip güzelleşir. Güya umum inkılaplar ve külli değişmeler birer manevi yağmurdur.

Fakat insan, hem dış görünüşe bakan, hem bencil olduğundan, zahire bakıp çirkinlikle hükmeder. Bencillikten, yalnız kendine bakan netice ile düşünerek kötü olduğuna hükmeder. Halbuki eşyanın insana ait gayesi bir ise, yaratıcının isimlerine ait binlerdir. Meselâ, kudret-i Harika üstün sanatıyla yaratan kudret sahibi Allah'ın büyük mucizelerinden olan dikenli otları ve ağaçları zararlı, manasız zanneder. Halbuki onlar, otların ve ağaçların cihazlı kahramanlarıdırlar. Meselâ, atmaca kuşu serçelere musallat olması, zahiren rahmete uygun gelmez. Halbuki serçe kuşunun istidadı-kabiliyeti, o musallat olma ile inkişaf eder. Meselâ, "kar"ı pek soğuk ve tatsız telakki ederler. Halbuki o soğuk, tatsız perdesi altında o kadar hararetli gayeler ve öyle şeker gibi tatlı neticeler vardır ki, tarif edilmez."

Üniversite imtihanı, tembel talebe ile çalışkan talebenin belirli ölçülerle ayrılması için yapılıyor. İmtihandaki amaç iki talebe arasındaki farkı göstermek ve her hak sahibine hakkını vermektir. Tembel talebenin zarar görmemesi için imtihan iptal edilse, sınavsız üniversite imkanı sağlansa yüzlerce çalışkan talebenin hakkı gasp edilmiş olur. Çalışkanın hakkı zayi olur. Adaletli bir imtihan dünyada da bir zarurettir.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri