Mersin…
Bir zamanlar Akdeniz’in umut şehri, şimdi ise vaatlerin gölgesinde yorgun bir kent.
Hatırlarsınız, bundan birkaç yıl önce Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, kürsülerden yüksek sesle konuşuyordu:
“Mersin’de su çok pahalı, biz gelince ucuzlatacağız.”
O sözler, halkın belleğine kazındı. Çünkü o dönemde su, gerçekten pahalıydı. Vatandaş inandı, destek verdi, umutlandı.
Ama bugün geldiğimiz noktada o umut, musluktan akan su gibi buharlaştı gitti.
Ucuzlayacak Denen Su, Lüks Oldu
Mersinli vatandaşın son aylarda eline ulaşan su faturaları, artık elektrik faturasını bile geride bırakıyor.
Belediye, “hizmette denge” adı altında suya yaptığı %900’lük zamma farklı açıklamalar getirse de, halk için durum değişmiyor:
Faturalar büyüyor, hizmet küçülüyor.
Evinde üç musluk, bir çamaşır makinesi olan Mersinli vatandaş artık “çamaşır mı yıkasam, markete mi gitsem” ikileminde.
Bir zamanlar “temel yaşam hakkı” olarak görülen su, şimdi lüks tüketim kalemi haline geldi.
Faiz Belediyeciliği
Mersin’de en çok tepki çeken konulardan biri de faiz uygulaması.
Belediyenin bağlı kurumu MESKİ, bir fatura bir gün gecikse bile 30 günlük faiz uyguluyor.
Bir gün! Evet, sadece bir gün gecikme…
Vatandaşın dilinde artık şu cümle dolaşıyor:
“Mersin’de belediyecilik değil, faizcilik var.”
Bu durum yalnızca mali bir mesele değil; vatandaşla belediye arasındaki güven köprüsünü de yıkıyor.
Belediyecilik dediğiniz şey sadece yol, su, elektrik değildir.
Adaletli bir yönetim anlayışı da belediyeciliğin temelidir.
Vaatler Nerede Kaldı?
Seçim dönemlerinde her politikacı konuşur, herkesin hayali büyüktür.
Ama halkın istediği şey büyük hayaller değil, küçük ama samimi icraatlardır.
Mersinliler bugün bunu söylüyor:
“Başkan konuştu, vaat etti ama gerçekleştirmedi.”
Şehrin dört bir yanında altyapı sorunları sürüyor, ulaşım sıkıntısı bitmiyor.
Ama belli ki, belediye içinde işler “dostlar alışverişte görsün” mantığıyla yürüyor.
CHP’ye de Bir Not
Bu tablo yalnızca Vahap Seçer’e değil, CHP’ye de ayna tutuyor.
Parti içinde kimse bu gidişata “dur” demiyorsa, halk bunu not ediyor.
Çünkü Mersin halkı artık sorguluyor, görüyor ve hesap soruyor.
“Bizim içimizden düzgün biri yok mu?” diyen seçmen, aslında partisine bir uyarı gönderiyor.
Son Söz: Mersin’i Hak Ettiği Yere Taşımak
Mersin, bu ülkenin bereketli topraklarından biri.
Deniziyle, limanıyla, ticaretiyle, insanıyla güçlü bir şehir.
Ama bu şehir, yönetim krizleriyle değil, üretimiyle anılmalı.
Bir belediye başkanının görevi halkı dinlemek, hizmet üretmek ve sözünü tutmaktır.
Sayın Vahap Seçer, Mersin halkı artık icraat bekliyor.
Vaat değil, gerçek çözüm istiyor.
Sular yükselirken, güven daha fazla azalmasın.