Asosyallik ve Antisosyallik

Asosyallik:

Asosyallik, kişinin sosyal çevresi ile yeterince ve kaliteli bir etkileşim içinde bulunamaması olarak tanımlanır. Asosyal kişiler çevreleri ile iletişimleri konusunda yetersizdir. Yakın çevre ve arkadaşlarıyla vakit geçirmek yerine, yalnızlığı tercih ederler. Asosyallikte kişi çevresi ile iletişim kurmakta çoğu zaman zorlanır, yeni ortamlara girmekten çekinir, utangaçlık hissi, karşı cinse karşı bir çekingenlik vardır.

Asosyallik bazen ‘bağlanma’ sonucu da ortaya çıkabilir. Bu bağlanma, çoğu zaman bilgisayar ve internet kullanımına yöneliktir. Özellikle gençlerde görülen bu durum, bilgisayarın başında sürekli vakit geçirme, online oyunlara yönelik bağımlılıklar sonucu oluşur. Sanal ortamda arkadaşlarıyla vakit geçiren, çoğu zaman saatlerce oyun oynayan ve ‘gerçek’ hayattan kendisini soyutlayan kişilerde de asosyallik eğilimi görülür.

Asosyallik eğilimi gösteren çocuklara ve gençlere ailelerinin yaklaşımı oldukça önemlidir.

Yakın çevreleri, arkadaşları ile birlikte zaman geçirmeleri için onları teşvik etmek,
Bilgisayar/internet kullanımını azaltmak amacıyla onları farklı etkinliklere yönlendirmek,
Online oyunlar yerine arkadaşları ile birlikte paylaşım içinde bulunabilecekleri faaliyetler konusunda cesaretlendirmek,
Özgüven kazanmak amacıyla çeşitli grup etkinliklerine katılmalarına destek olmak,
Onlara asosyal yetişkinler olmak yerine sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri konusunda yardımcı olacaktır.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Antisosyal kişilik bozukluğu, psikopatik ve sosyopatik kişilik bozukluğu olarak da bilinen ve bireyin başkalarının haklarına ve kurallarına sürekli olarak saygısızlık etmesi, saldırıda bulunması ve buna bağlı olarak gelişen davranışlar olarak da tanımlanan bir kişilik bozukluğudur. Antisosyal kişilik bozukluğu olan şahısların ortak özelliklerinin bir kısmı şunlardır:

Yalan söyleme veya hırsızlık yapmada ısrar,
Ceza adaleti sistemi ile mükerrer problemler yaşama,
Diğer şahısların haklarını veya sınırlarını (mülki, fiziki, cinsi, hissi, hukuki) ihlal etme,
Alkol veya uyuşturucu madde suiistimali,
Saldırganca, sıklıkla şiddetli davranış; kavgaya karışma,
Sürekli olarak endişe, sinirlilik ve moral bozukluğu hissetme (disfori).
Antisosyal kişiler,

Davranışlarının insanlar üzerinde bıraktıkları etkileri çoğunlukla önemsemezler. Suçluluk duygusu çoğunlukla yoktur.
Kendilerini olduklarından daha farklı gösterme eğilimi içinde bulunurlar. Kendilerinden çok fazla bahsetmez, konuyu sıkça değiştirir, hikayeler uydururlar.
Karşılarındaki insanlara sıkça yalan söyler, yalanları ortaya çıktığında ise utanç duymazlar. Farklı kişilere farklı hikayeler anlatmaya devam ederler.
İşledikleri suçlar karşısında vicdan azabı duymazlar.
Yüksek egoları, kendi kuralları vardır.
Empati duygusundan yoksundurlar. Aynı zamanda yaptıkları hatalar karşısında suçluluk ya da pişmanlık duymazlar.
Antisosyal kişilik bozukluğunda, erken dönem çocukluk itibari ile yalan söyleme davranışı sıkça görülür. Hırsızlık, evden kaçma, hayvanlara eziyet etme, şiddet eğilimi gibi davranışlar sergilerler.

Aynı zamanda antisosyal kişiler, hayata dair planlar yapmadan, anlık bir yaşam tarzını tercih ederler. Planları sıkça değişir, sorumluluk almaktan uzak dururlar. Bir hastalıkları olduğuna inanmazlar, sorunun başka insanlardan kaynaklandığını savunurlar. Onlara göre dünya tehlikeli, zarar verici bir yerdir ve kötü niyetli kişiler onları her an tehdit edebilir.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu ve Terapi

Antisosyal kişilik bozukluğu olan kişiler, kendilerinde bir hastalık olduğunu kabul etmezler, dolayısıyla kendi tercihleri ile psikologlara/psikiyatristlere başvurmazlar. Genellikle yakın çevrelerinin desteği ile destek almaya gelirler.

Antisosyal kişilik bozukluğunda görülen sorunların, kişi genellikle kendisinden kaynaklandığını reddettiği için terapi süreci uzun sürebilir. Genellikle bu kişilerde madde kullanımı, alkol bağımlılığı görüldüğü ve bunun antisosyal kişilik bozukluğu semptomlarını arttırdığı bilindiği için madde kullanımının bıraktırılması için uygulanacak olan bağımlılık terapisi önemli bir adımdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri