Parayla para yaratan para lordlarının yükselişi

Ey Mabud derya içre ab-ı hayat viresün sükutla

Ey eyleyesün figan-ı bihaber-i derya-ı zuhurla

Rönesans ve uluslararası para cumhuriyeti… Coğrafi keşiflerin ilk getirisi olan altın, gümüş ve baharat Avrupa’ya akmaktadır, dünyanın alışagelmiş şartları değişmekte ve yeni bir dünyaya merhaba demeye çalışılmaktadır.

Öyleyse bu servet zenginliği, piyasasal hacmin artışı ve ekonomik çıkarların kesişmesi yani Doran Acemoğlu’nun anlatısıyla M.S. 1. yüzyıldan beri görülmemiş bu canlanma nasıl gerçekleşmiştir, sorusunun cevabını anlamak için Coğrafi Keşiflere giden yolu gayet iyi bildiğimiz gibi Avrupa’nın Rönesans’a verdiği reaksiyonu ve ardılını gayet iyi tetkik etmeye mecburuz.

Elbette ki Rönesans’ın siyasi çehresi teferruatın derya deniz olduğu bir alan olup o bahse girizgahımız şimdilik mümkün de görünmemektedir. Ezcümle anlamalıyız ki, Avrupa parçalanmış ve hudutları belirsiz bir siyasal krize bürünmekte ve kimsenin öngöremediği bir zemin mevcut hale gelmektedir.

Rönesans’ın da dahil olduğu 16. yüzyıl tam bir mucizeler dönemidir; insanlığın talihi değişmekte, bilgi kültür ilişkisi yeniden tasarlanmakta ve hayati derecede ehemmiyetli pozitif icatlar ve gelişmeler zuhur etmektedir. Dersek ki neden o dönemde öyle oldu, cevabı çok basittir. İnsanlık ve genel taksimdeki medeniyetin atılım yaptığı dönemler, iyi da kötü, sorunlu ya da sorunsuz, savaşa veya düzene ilişkin ama daima dinamik ve fazlaca olayın cereyan ettiği bir halde vuku bulmaktadır. Ne de olsa, problem yoksa çözüme de ihtiyaç duyulmayacağı gibi her bir bireyinde tezahür edeceği üzere insanlık kendi bulunduğu sınırlı dünyasını cebren yıkmaya mecbur bırakılacaktır.

Gelelim yazımızın esasına, çünkü yukarıda uzunca anlatmaya çalıştığım şey Rönesans psikolojisi iyi anlamamız için elzem bazı noktalara parmak basmaktadır.

Orta Çağ boyunca ve hatta daha önceden de bilhassa İtalya’nın Lombardiya bölgesi başta olmak üzere pek çok bölgede bankerlik sistemi mevcuttur. Ama o bankerlik daha ziyade ticari faaliyetler için sınırlı kaynak yaratmak ve paranın başka bir bölgeye güvenli transferini temin etmekten ibarettir. Aynı şekilde para da ticari takas kullanımına özgülenmiş vaziyettedir; ama yaklaşmakta olan dönem, paranın birikim, iktidara destek ve bilfiil iktidar kaynağı olarak kullanıldığı bir çağın şafağıdır.

Ora Çağ boyunca bankerlikten hatırı sayılır bir servet etmiş aileler Kutsal Roma Cermen imparatorlarına savaşlarda, istihkamlarda, isyanlarda ve keşiflerde kullanılmak üzere verilen borçların ödenmesinin teminini sağlamak için bir araya gelerek karşılıklı güven içerisinde bir platform kuracak, bunu takiben aynı platform evvela uluslararası ilk fuarları tertip edecektir. Platform güçlenip diğer sair bankerleri de kendi bünyesine ittihaz ettiği zamansa faiz oranlarından, borçların kimlere hangi vadelerle verileceğine kadar pek çok alanda düzenleyici karar tekeline kavuşacaktır.

Ekonomi artık o kadar griftleşmiştir ki Medici Bankasının 1494’te iflası kendisiyle aynı hazin sona Floransa, Venedik, Köln ve Brudges’in banker ailelerini sürükleyecektir. Papa V. Pius’un faizlerin kesinlikle yasaklandığını hatırlatan fermanından sonraysa faiz ilişkisini muvaazalı hale getirmek temel maksat olduğundan bankerler arası güven had safhaya ulaşacaktır.

Böylece bugün sıklıkla kullanılagelen uluslararası para cumhuriyeti tabirinin doğumuna tanıklık edilecektir. Bu cumhuriyet sınır bilmez, coğrafya tanımaz, siyasi otorite kabul etmez hale gelmekte ve en önemlisi de yeni cumhuriyetin yönetici aktörleri ise kendi faaliyetleri vasıtasıyla Avrupa merkezli tüm dünyayı manipüle eden banker aileler olarak ön plana çıkmaktadır. Avrupa’nın kralları, prensleri, dükleri ve imparatorundan müteşekkil ekabir takımı ise vatandaş koltuğuna oturarak diz kırmaktadır.

Bankerler siyasi iktidarını genişletmek isteyen siyasi aktörlere sadece borç verip tahsil de etmemektir. Bankerler verdikleri borçların faizi haricindeki ana parasının ödenemeyeceğini çok iyi bildikleri için Avrupa’nın ve henüz keşfedilmiş Amerika’nın pek çok madenini, limanını ve toprağını bedelsiz işletme imtiyazı elde edecektir. Bu vesaitle Cumhuriyet’in sınırları daha da genişleyecektir ki aşağıda bu meseleye değineceğiz.

Medicilerin ve onlara bel bağlayanların düşüşünü binaen ortaya yeni bir güç çıkacaktır. İspanyol tahtıyla içkin hale gelen, Kutsal Roma İmparatorluğunu finanse eden ve Avrupa efendilerinin tümünün kapılarında kul olduğu Ceneviz’in tüccar baronları yükselecektir ki bu ailelerden birisini hepimiz çok iyi tanıyoruz, Doria sülalasi. Ceneviz o tarihlerde iç işlerinde bağımsız ama dış işlerinde İspanyol tahtına bağlıdır, aynı zamanda Kutsal Roma Cermen İmparatorluğunun daimi mülklerinden olan bir cumhuriyettir.

Bankerlik işini profesyonelleştirip bu alanın en itibarlı, zeki ve uzmanı olan Ceneviz hombres de negocios (iş adamlar) sülaleleri, işleyişi gittikçe daha aile arasında ve Ceneviz aristokrasine münhasır kılmak suretiyle Ceneviz Cumhuriyetinin kaderini uluslararası para cumhuriyetinin kaderine bağlayacaklardır. Bu maksatla sülaleler, kârlarını maksimize edebilmek uğruna dünya hakimiyetine takıntılı imparator V. Charles ve oğlu kral II. Felipe’ye spekülatif sermayelerine tam erişim yetkisi vererek Amerika ticaretinin ve fethedilmesi arzulanan dünyanın geri kalanındaki tüm imtiyazlarının başat sahibi haline gelmeyi umacaktır.

Ne üzücüdür ki Amerika’nın tüm zenginliklerinden hesapsızca istifade eden ve bugüne kadar anlatılan sömürgeci altınları, katliamları ve ticaretinden sorumlu olan İspanyol tahtı, 1560’larda ilk kez olmak üzere defalarca iflasını açıklayarak borç ödemelerini durduracaktır. Akabinde dünyaya egemen olma planı başarısızlığa uğrayacak ve bu planın üç büyük yatırımcı gücü Katolik Kilisesi, Ceneviz temelli ilk uluslararası para cumhuriyeti ve İspanyol tahtı enkazın altında kalarak mahvolacaktır.

Her şeye rağmen Ceneviz sülalelerinin en parlak zamanlarında ulaştıkları başarı, 16. yüzyıl imkanlarına rağmen mümkünatın sınırları zorlanarak elde edilmiştir. Elde ettikleri imtiyazlar vasıtasıyla İspanyol tahtıyla sinallag bir ilişkiye giren sülaleler, o zamana kadar görülmemiş, tek bir kudretin kontrolü altındaki ticaret ve servet aktarımı rotasının kurulmasını sağlamışlardır ki; uluslararası para cumhuriyetinin neleri başarabildiği görmek adına, bu aktarım rotasına değinmekte fayda bulunmaktadır.

Şöyle ki; İspanyol denizcileri vasıtasıyla keşfedilip ele geçirilen ve II. Felipe’den ismini alan Filipinler’den temin edilen baharat tüm Pasifik Okyanusu boylu boyunca aşılmak suretiyle Panama Kıstağının batı kıyılarına getirilmekte, oradan katırlara yüklenen baharatlar Panama Kıstağının doğu yakasına ulaşmaktadır. Doğu yakasında, Güney Amerika’daki Potosi madenlerinden (ki oradan çıkarılan gümüşün fütursuz bolluğu daha sonra Avrupa piyasalarında, nüfus patlaması ile birleşerek bir parasal arzın genişleyip enflasyonun yükselmesine neden olacaktır) ve diğer işgal edilen yerleşkelerden getirilen madenlerle buluşan baharatlar, Küba limanına gemiler vasıtasıyla nakledilmekte ve yılda iki sefer olmak üzere büyük savaş gemilerinin eşliğinde devasa konvoylar şeklinde önce Porto’ya ardından Barselona’ya ve nihayet Ceneviz’e ulaştırılıp finansman olarak kullanılmaktadır.

Bahsettiğimiz üzere tüm bu devasa süreç esnasında Ceneviz bankerlerinin ve İspanyol tahtının meydan okunamaz idare ve iradesi mevcut bulunmaktadır. Filipinler’deki kalelerin sancağı, Panama Kıstağındaki katır sürücülerinin amblemiyle Küba ve Ceneviz’deki sembolü aynı otoritenin sembolünü taşımaktadır: Banker sülaleler destekli İspanyol tahtı.

Nefis müzemmil olup baştan başa derya timsal

Bade-i münhasır olup feleğe ahım çeşm misal

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri