Aşure nedir? Niçin yapılır?

Bolluğu, bereketi, paylaşımı çağrıştıran geleneksel bir tatlımızdır Aşure… İslamiyet’e göre Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem, “Aşure Ayı” olarak kabul edilirken, Muharrem’in 10’uncu günü ise Aşure günü olarak kutlanır.

Aşure Günü, Müslümanlıkta birçok açıdan önem taşımasının yanında, bu bereket yemeği başka dinlerde ve kültürlerde de farklı anlamlara sahiptir. Aşure, geleneksel olarak Kurban Bayramı’ndan sonra gelen Muharrem ayının 10’uncu günü pişirilip dağıtılıyor. Aslında Müslümanların kameri (ay) takviminin birinci ayı Muharrem ayı. Muharrem ayının 10’uncu günü, Aşere sözcüğü Arapça’da 10 sayısı anlamına gelir. İnanışa göre, büyük tufanda Nuh peygamber ve yanındakiler gemiden 10 Muharrem’de çıkmışlar. Karınlarını doyurmak için de gemide arta kalan malzemelerle bir yemek pişirmişler. Ve doğal olarak tatlıyla tuzlu birbirine karışmış ama lezzetli bir şey çıkmış ortaya. Urfa’da ateşe atılmak istenen Hz. İbrahim, yine Muharrem ayının 10’uncu günü kurtulmuş ateşten. Yakup Peygamber, oğlu Yusuf’a Muharrem ayının 10’uncu günü kavuşmuş; Tanrı, Hz. Musa’yı bu günde kurtarıp firavunu boğdurmuş. Asırlar sonra, yine Muharrem ayının 10’uncu gününde Hz. Muhammed’in torunu, Dördüncü Halife Hz. Ali’nin oğlu Hüseyin de, Kerbela’da pınar başında su içerken şehit edilmiştir.

 Evrensel Bayram, Aşure Günü:

 Muharrem ayının 10.cu günü, bütün semavi dinlerde mübarek sayılmış bir gündür.

Muharrem ayı, Kuran-ı Kerim’de “Hürmet gösterilmesi gereken” dört aydan sayılmaktadır. Bu ayın en kıymetli günü olan Aşure Günü’nde Allah-ü Teala, bir çok duaları kabul etmiştir.

 Yahudilerin de kameri (ay) takvimlerinde birinci ay “Tışri” imiş ve onlar da bu ayın 10’uncu günü oruç tutup “Yom Kipur” (Kefaret Günü) bayramını kutlarlar.

Ermeniler Aşureyi Noel’de pişirirken,
Rumlar cenazede pişiriyorlarmış.

Ermeni evlerinde aşure yalnız yılbaşında ve Büyük Perhiz döneminde yapılırmış. 31 Aralık (Yılbaşı) ile 6 Ocak (Hz. İsa’nın doğumu) arasında pişermiş.

 Ermeniler Aşure’ye, “Anuş Abur” derler.

 Rumlar ise Aşureye, “Koliva” derler.

 Bizlerde ise, “Aşure” denir.

 

 

Aşure’ye neler konulur ?

 Aşurelik buğday, nohut, fasulye, börülce konuyor. (Bunlardan buğday, nohut ve fasulye bir gün önceden ayrı ayrı ılık suya bırakılarak dinlendirilir.) Bunlar kaynadıktan sonra yani indirileceği zaman kayısı, kuru üzüm, kestane, ceviz, fındık, badem, antepfıstığı konur, şeker ve bir miktarda pekmez ilave edilir.  Kaselere konulduktan sonra tarçın ile servis yapılır. Bazı yerlerde kaselerin üzerine  nar taneleri de konur, tarçın ilave edilerek servis yapılır.

Aşurenin yapılışı: Bir gün önceden buğday, nohut ve fasulye ayrı ayrı kaplarda ıslatılır. Ertesi günü buğdayı suyuyla birlikte geniş bir tencereye konur. Üzerine ilave suyu ekleyip yumuşayıncaya kadar orta ateşte ara sıra karıştırarak pişirilir. Nohut ve kuru fasulyeyi ayrı ayrı haşlayın. Kuru incir ve kuru kayısıları küp şeklinde doğrayıp ılık suda yumuşatın. Bademleri ılık suda 2-3 dakika kaynatıp kabuklarını soyun. Buğdaylar çatlamaya başladığında kıvamına gelmiş demektir. Nohut, kuru fasulye ve toz şekeri aşureye ekleyin. Ara ara karıştırarak 15 dakika pişirin. Kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, kuş üzümü, fındık, badem ve dolmalık fıstıkları ekleyin. 10 dakika daha pişirin. Daha sonra tencereyi ateşten alıp 20-25 dakika dinlendikten sonra kaselere koyarak, üzerine tarçın ilave ederek servise hazırdır.

 Hoş olur bizim Aşuremiz. Afiyet olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Duygu Kaplan Arşivi