Ne Dediysem O Çıktı! Yabancı Düşmanlığı Modası!

Geçen hafta Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından 30 yıllığına kiralanacak servisler için yüzlerce kişi yoğun ilgi göstermişti. Kamuoyunda her kafadan bir ses çıkmış kimileri plaka bedelinin 300 bin liraya çıkacağını iddia ederken bazı kesimlerde servisçi esnafı dışında herkesin ihaleye gireceğini önü sürmüştü. Ben her zaman olduğu gibi tespitlerimde yanılmadım. 288 servis için iki gün üst üste yapılan ihalelerde muhammen bedelin çokta üzerine çıkılmadı. Bir plakaya yaklaşık 15 kişinin müracaat ettiği ihalede 120 bin lira olan muhammen bedelin çok üzerine çıkılmadı. Her bir plaka için 30 yıllık muhammen bedel 120 bin lira olarak belirlendi. Bu rakam yılda 4 bin lira ayda ise 333 liraya denk geliyor. 125 bin liraya çıkan ihalede beklenen 200-300 bin lira bedellerine ulaşılmadı. Sebebini ise ben geçen hafta ayrıntıları ile yazmıştım.  

 
Piyasanın zaten pandemi döneminde yasaklar nedeniyle kilitlendiği esnafın kan ağladığı durumda 288 araç ihalesine herkes gözünü çevirmişti. Algı oluşturmak isteyenlerin servisçi esnafının cebine gözünü diktiği anda yazdığım yazı birçok çevreyi uyandırmış oldu. Birebir işinin başında servis işinden ekmek yiyen esnafın sesi olmaya çalıştık ve bunu başardığımıza inanıyorum. Servisçi esnafı 125 bin lira gibi bir rakama plakasına kavuştuğu için memnun, Büyükşehir belediyesi 60 milyonun üzerinde gelir elde etti memnun. Geri kalanların memnuniyetsizliği ise kimsenin umurunda değil. Şeffaf ihale için Gaziantep halkı Büyükşehir yetkililerine teşekkür etti, esnaf ve servis işletmecileri yeni işlere merhaba demenin mutluluğu içinde… 

Yabancı Düşmanlığı Modası 

10 yıldır Suriyelilerle iç içe bir kentte yaşıyoruz. Suriye’de iç savaşın başlaması ve değişik grupların belirli bölgeleri ele geçirmesiyle yerinden yurdundan olanların Türkiye’ye göçü başladı. İlk geldiklerinde misafir etmek için yarıştığımız Suriyelilere şimdiki zamanda düşman olunun bir tablo oluştu. Evlerini 5 katı değere kiraya verenler, işlerini 5 katı değere ucuza yaptıranlar, giyim, gıda ve sağlık sektöründe Suriyeli göçmenlerin kaymağını yiyenler şimdilerde Suriye düşmanı oldu. Suça karışan göçmenlerden birkaçının hatasını binlerce hatta milyonlarca Suriyeli sığınmacıya fatura edenler iç savaş kışkırtıcılarının ağa babalarıdır.  


 Türkiye’de asırlardır iç içe yaşayan Alevi, Sunni, Süryani, Türk, Kürt, Çerkez, Laz ve Yezidi toplumlar arasına nifak sokmak isteyenler alt zemini oluşturmaya başladılar. Doğu ve Güneydoğa’da Türk-Kürt arasında kavgalar oluşturmak için çaba sarf edenler yıllar içinde akraba olan kız alıp oğlan evlendiren Türk-Kürt toplumlarının birlikteliğini bozamadılar. 10 yıla yakın süredir aynı evde, aynı okulda, aynı düğünde ve cenazede içi içe olan Suriyeliler ile Türkler arasındaki en küçük olayı bile körüklemek isteyenlere fırsat vermeyelim. Savaştan kaçarak ülkemize sığınan, namuslarını ve hayatlarını Türkiye Cumhuriyeti’ne güvenen günahsız insanların evlerine, canlarına ve mallarına saldırmak Türklüğe, Müslümanlığa yakışmaz. Ama bir zamanlar iki ağaç için gezi parkı eylemleri başlatanlar, yanan ormanlarımız olunca sus pus oldular.  
 
Mehmetçiğimiz şehit olurken sessiz kalanlar, örgüt cenazelerinde anıt mezar dikme derdine düşenler, şimdilerde Suriyeli ve Türk düşmanlığı üzerinden siyaset yapma ve karışıklık çıkarma derdindeler. İç karışıklıktan nemalanacak olan dış ve iç grupların hepsi gözünü Suriyeli algısına dikmiş durumdalar. Milli ve manevi değerlerimizi kullanarak iç savaş çığırtkanlığı yapanlara fırsat vermeyelim. Bir olalım, diri olalım ve birlik beraberliğime darbe vurmayalım. Suriyeli 4 milyonun üzerindeki göçmenden birkaçının hatasını tüm topluma mal ederek ülkemizi karıştırmak isteyenlere alet olmayalım. Suriyeli sığınmacıların en çok yerleşik olduğu sınır boyundaki Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa, Kilis, Mardin gibi illerde provokasyona çok dikkat etmeli ve yüz yıllardır süren Müslüman kardeşliğimizi devam ettirmeliyiz.  Yabancı düşmanlığının moda olduğu şu günlerde Suriyelilerle hedefine ulaşamayanlar Afganistan ve diğer ülkelerden gelen göçle yeni bir iç savaş zemini hazırlamak istiyorlar. Onların emeline ulaşmaması ve ortadoğudaki en güçlü ülke imajının zedelenmemesi için bir kez daha uyanık olmamız ve 15 Temmuz’daki gibi kenetlenmemizi umuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi