Sakıp Özberk Efsanesi...!

1945 Gaziantep - Gümüşkastel doğumlu. Yani tam memleketin kalbinden Elmacı Pazarı, Tuz Hanı civarı. O zamanlar şimdi trikotajcılar sitesi yanı Göral Kuruyemiş karşısında şırıl şırıl akan ‘gümüş kastel’ vardı. Mahallenin adı da oradan gelirdi.

Sakıp Özberk 'in babası ‘Ekmekçi Hacı Mamet’ işinde, gücünde, namazında, niyazında biriydi. Resmen ekmek ve hayat kavgası veriyordu. Çünkü 8 çocuk ve eşi ile birlikte aynı evde, aynı sofrada… Çalışırsa kazan kaynıyordu.

Sakıp Özberk 1945 doğumlu. Yokluk yılları, ekmeğin karne ile verildiği, elbiselerin yamalı, ayakkabıların kara lastik, futbol topunun kumaş parçaları ile yapıldığı dönemler.
Sakıp Özberk 'in hayatında en önemli isimlerden biri kendisinden dört yaş büyük abisi Hulusi Özberk.

O futbol topu peşinde koşuyor ve sürekli babasından fırça yiyor. Haliyle Sakıp Özberk de ağabeyinden etkileniyor. O sahada oynarken Sakıp hep kenarda onu ve takımı izliyor. Mahallede tek oyunları ve eğlenceleri futbol. Yaşı daha 11… Bir gün ağabeyi Hulusi Özberk'in takımına bir kişi gelmeyince, sahaya adımını atar ve oynamaya başlar. O zamanlar Gaziantepspor ortada yoktur. 30 sene futbol topunun peşinden saha içinde koşturur.

11 yaşındaki Sakıp sahaya girer ve rakibi resmen duman eder. Süratlidir, güçlüdür, çeviktir. Maçı o gün farklı kazanırlar ama buna dayanamayan rakipler 11 yaşındaki Sakıp Özberk'i tekme, yumruk ile durdurmaya çalışırlar, Sakıp Özberk kan revan, gözü şiş, ayakları kan revan içinde maçı bitirir. Maçı kazanmışlardır ama bir sorun vardır. Sakıp Özberk eve bu halde nasıl gidecektir. Baba Hacı Mamet onu böyle görürse kızılca kıyamet kopar. Sakıp Özberk iki gün komşuda yatar.

Sonra ilk transferini Reyhanlıspor'a yapar. Bu takımı adeta tek başına şampiyon yapar. Ama buna rağmen söz verdikleri parayı vermezler. Son maç Adana Demirspor ile şampiyonluk maçıdır. Ağabeyi Hulusi Özberk, Adana'ya gider ve ‘sözünüzü tutun, paramızı verin, takım şampiyon olsun’ der. Onlar da verelim ama şampiyon olamazsak diye aba altından sopa gösterirler. Maç başlar, Sakıp Özberk 'i tutabilene aşk olsun, yer uçağı gibidir... Tekme, tokat, küfür durduramaz ve tek başına Reyhanlıspor’u şampiyon yapar. Taraftarların omuzunda "Gavurdağlı Sakıp" diye taşınır…

Maçın hakemi ünlü Veli Necdet Arığ'dır. Sakıp Özberk çok dikkatini çekmiştir. Hemen Ankaragücü yöneticilerine ismini bildirir. Tabi ki Adana Demirspor, Mersin ve başka takımlar da onu istemektedir. Hatta Adana Demirspor 15 bin lira verirken, Ankaragücü sadece 7 bin lira vermiştir. Ağabeyi Hulusi Özberk illa üniversite okuyacak diye Ankara’yı, Ankaragücü’nü seçmiştir. Sakıp Özberk bir taraftan İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nde okurken diğer taraftan Ankaragücü takımında tam 6 sezon top koşturur. Bu arada bir arkadaşı ile pastane işletir ve futbol topundan sonraki en büyük aşkı Atıfiye ile tanışır ve hayatının imzasını atar.

Daha sonra kendisini hiç unutmayan ve hep isteyen Adana Demirspor'a gider. Orada da başarıyla dört yıl oynar ve finali memleketinin takımı Gaziantepspor'da yapar. 20 yıl önce tıfıl bir delikanlı iken çıktığı memleketine kaptan olarak döner.

Futbolu saha içerisinde bırakır ama saha dışında hiç bırakmaz. Kendisinin ve ağabeyinin takımı, camiası Atletik Mekikspor’un başına hoca olarak geçer. Formayı çıkarır ve eşofmanı giyer. Tam 30 yıl teknik direktörlük yapar. 20 farklı takımla 500'e yakın maça çıkar. Bunun 14 tanesi Süper Lig takımıdır. Anadolu takımları arasında seyyah gibi dolaşmaktadır. Kimin başı sıkışsa ilk adres Sakıp Özberk'tir.

Ama esas kariyerinin zirve yaptığı kendi şehrinin takımı Gaziantepspor’ladır. Fenerbahçe'yi şampiyon yapan Veselinoviç, Gaziantepspor 'a gelmiştir ama takım onunla küme düşme hattındadır. İkinci yarı Sakıp Özberk dümene geçer ve takım kümede tutar.

Sonra gider, gelir ve tam dört defa Gaziantepspor'da aralıklarla 10 yıl görev yapar. Yakın ekip arkadaşları Hüseyin Kalpar ve İsmet Savcılıoğlu ile birlikte Gaziantepspor’u zirveye ve Avrupa'ya taşır. Ama Celal Doğan ve Asım Atmaz ile yıldızları bir türlü barışmaz. Sakıp Özberk başarılı oldukça gönderilir, takım zor durumda olunca geri gelir.

Gaziantep futbolunun iki tane efsanesi vardır.
Biri Koçero Talat Özkarslı, diğeri Sakıp Özberk…

Bunlar sadece Gaziantepspor’un değil aynı zamanda kendi camiaları Şehreküstüspor ve Mekiksporun da efsaneleridir. Koçero Talat Özkarslı ile Sakıp Özberk üzerinden bu iki amatör camia büyük bir rekabet yaşarlar.

Talat Özkarslı saha içerisindeki müthiş Gaziantepspor, Galatasaray ve Milli takim kariyerini ne yazık ki teknik direktör ve yönetici olarak devam ettiremedi. Arkadaşlarından, camiasından kopamadı ve yerel kaldı. Sakıp Özberk ise iş disiplini hırsı ile sahadaki kariyerinde kendisine fark atan Talat Özkarslı'yı saha dışında çok geçti. Bu rekabetten de kazançlı çıkan Gaziantepspor oldu.

Şimdi Koçero hayal oldu, mekanı cennet olsun...
Diğeri Sakıp Özberk ise 76 yaşında… Rakiplerini titreten bu büyük Gaziantepli usta şimdi nalet ‘Parkinson’ hastalığı nedeniyle titriyor...

Yaşarken bu büyük efsaneyi hatırlatmak ve unutturmamak istedim. Teşekkürler Türk ve Gaziantep Futbolu’na yaptıklarınız büyük hizmetler için Koçero ve Sakıp Özberk...

Bu arada Gaziantep FK'nın başına geçen başkan ve yöneticiler eline formayı, baklavayı alıp kutsal mekan gibi İstanbul ve TFF’yi ziyaret ediyor. Bir gün de elinize bir tepsi, bir forma alıp Koçero'nun mezarına, Sakıp Özberk 'in evine gidin.

Çünkü siz vaktinde Organize Sanayi’de mesai verirken şu andaki verdiğiniz o formaları bu isimler terletti, zirveye taşıdı. Hatırlatmak istedim!

İki efsanenin adresini, mezarlıktaki yerini, telefonunu bulamazsanız ben vereyim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kenan Yücel Arşivi