Özlenen Sadece Bayramlar mı ?

Ama evlerimizde huzur, yer sofralarımızda bereket, yemeklerde lezzet vardı. Çünkü ninelerimiz, annelerimiz, teyzelerimiz yemeklere sevgilerini, samimiyetlerini, içtenliklerini, güleryüzlerini katarlardı, yemekler ve tatlılar ocak ve tüp ateşiyle değil, onların yüreklerindeki fırınlarda pişerdi. Onun için hala bizim kuşağın damağında o bayram yuvalamasının , zerdelerin lezzetleri, tatları gitmez.
Şimdi bizlerinde, çocuklarımızında, torunlarımızında üstünde giydikleri, ayaklarındaki, kaliteli, ama hiçbirimiz o bayram öncesi bize kıt kanaat zorlukla alınan gömlek, pantolon ve ayakkabıyı yastıklarımızın altında uyuduğumuz o sevinci, heyecanı yaşatmıyor.


Şimdi kredi kartlı, ibanlı, bol paralı, bol cüzdanlı, harçlıklı el öpmeleri var. Ama o dönem erkenden heyecanla önce evdeki anne, baba, abla, ağabey derken aile büyüklerinin dayı, amca, teyze, hala, nine, dedelerden alınan harçlıkların bereketi, ben bu kadar bayram harçlığı topladım, sen ne kadar denilen sıcak arkadaş muhabbetleri ve gururu var mı ?
Bayram harçlıkları ile mahalleden adeta boşalırcasına gidilen lunaparklar, sinemalar, oyunlar, çocuk parkları, kavaklıkta, değirmiçemde birlikte alışveriş yapılan, oynanılan eğlenilen yerler, ortamlar var mı ?
Mahallemizde o tonton dedeler, nineler, babanız, amcanız olmasa bile her zaman arkanızda duracağını hissettiğiniz erkeklerin amca, dayı, kızların teyze, hala diye sığınacakları güvenli limanlar var mı ?
Mahallede, sahada yada okul bahçelerinde plastik toplarla, krampon, kest yerine yırtık ayakkabılarla, iki taşdan oluşan kale direkleri ile oynanılan futbolun, çelik çomağın, saklambaçın, uzun eşeğin tadı var mı ?
Bayramlarda gittiğiniz Baydar, Nakıp Ali, Büyük, Ses ve Arı sineması önündeki kuyruklar, sinema çıkışı köşedeki dürümcülerde yediğiniz tatlar, yada doy doy, bahar, karaoğlan paça, şehir lokantası ve yusuf ziya'nın burmalı kadayıfının lezzeti, üstüne sütün tadı var mı ?
Esas bizim kuşak bayramları değil, o dönemin insanlığını, samiyetini, sıcaklığını, içtenliğini, arkadaşlığı, dostluğu, paylaşmayı, samimiyeti, tertemiz sevgi ve aşkları, ona samimi ve sıcak bir şekilde sarılan büyüklerini özlüyor.
Yine de şanslıyız, biz o günleri doya, doya organik, gdo'suz yaşadık.
Şimdi her şey sanal, her şey banal. Biz evlerimize, mahallerimize, şehrimize sığmıyorduk, şimdikiler bir telefona ve tablete sığıyorlar.
Mutlu Bayramlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kenan Yücel Arşivi