Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Prof. Dr. Sıtkı Göksu

Mucize Nedir?

Mu'cize insanların, yapmasında âciz kaldıkları ve ancak Allah tarafından peygamberlere nasip olan harika hallerdir. Kerametten yüksek, fevkalâde hâdiselerdir. Mucize, Kâinat yaratıcısı tarafından peygamberlerin doğruluğuna ait bir tasdiktir. Sahih hadislerle peygamber mucizeleri haber verilmiş ve tespit edilmiştir. Mu'cize peygamberlik davâsının isbatı için inkar edenleri ikna etmek içindir. Zorlama için değildir. Öyle ise peygamberler peygamberlik davasını işitenler için ikna edecek bir derecede mucize gösterirler.

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm peygamberlik iddiasında bulunmuş, şan ve şerefi yüce olan Kur'ân gibi bir fermanı göstermiştir. Ve tahkik ehli alimlerin yanında bin kadar olan ap açık mucizeleri göstermiştir. O mucizeler, genel yapısı ile peygamberlik davasının meydana gelmesi kadar varlıkları katîdir. Kur'ân-ı Hakîmin çok yerlerinde en inatçı kâfirlerden naklettiği sihire dayandırmaları gösteriyor ki, o inatçı kâfirler dahi mucizelerin varlıklarını ve meydana gelmelerini inkâr edemiyorlar. Yalnız, kendilerini aldatmak veya tabi olanlarını kandırmak için-hâşâ-sihir demişler.

Evet, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gösterdiği mucizeler yüz tevatür (yalan üzerine birleşmeleri mümkün olmayan bir topluluk tarafından bir hadîs-i şerifin aktarılması) kuvvetinde bir katiyeti vardır. Mucize ise, Kâinatın Yaratıcısı tarafından, onun davasına bir tasdiktir, sadakte(doğru söyledin) hükmüne geçer. Nasıl ki, sen bir padişahın meclisinde ve görüş dairesinde desen ki, "Padişah beni filân işe memur etmiş." Senden o davaya bir delil istenilse, padişah "Evet" dese, nasıl seni tasdik eder. Öyle de, âdetini ve vaziyetini senin ricanla değiştirirse, "Evet" sözünden daha katî, daha sağlam, senin davanı tasdik eder.

Öyle de, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dâvâ etmiş ki: "Ben, şu kâinat yaratıcısının gönderilen peygamberiyim. Delilim de şudur ki: Devamlı âdetini, benim dua ve ricamla değiştirecek. İşte, parmaklarıma bakınız, beş musluklu bir çeşme gibi akıttırıyor. Aya bakınız, bir parmağımın işaretiyle iki parça ediyor. Şu ağaca bakınız, beni tasdik için yanıma geliyor, şahitlik ediyor. Şu bir parça yiyeceğe bakınız, iki üç adama ancak kâfi geldiği halde, işte, iki yüz, üç yüz adamı tok ediyor." Ve bunun gibi, yüzer mucizeleri böyle göstermiştir.

Şimdi, şu zâtın doğrulayıcı delilleri ve peygamberlik delilleri, yalnız mucizelerine mahsus değildir. Dikkat sahipleri için, peygamberimizin (a.s.m) hemen bütün hareketleri ve fiilleri, halleri ve sözleri, ahlâk ve tavırları, iç hali (ahlakı) ve dış görünüşü, doğruluğunu ve ciddiyetini ispat eder.

Hattâ, meşhur İsrailoğullarının alimlerinden Abdullah ibni Selâm gibi pek çok zatlar, yalnız o Zât-ı Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın simasını, yüzünü görmekle, "Şu simada yalan yok; şu yüzde hile olamaz" diyerek imana gelmişler.

Her ne kadar gerçekleri araştıran ve delilleriyle bilen alimler, peygamberlik delillerini ve mucizeleri bin kadar demişlerdir. Fakat binler, belki yüz binler peygamberlik delilleri vardır. Ve yüz binler yolla yüz binler muhtelif fikirli adamlar, o zatın peygamberliğini tasdik etmişler. Yalnız Kur'ân-ı Hakîmde kırk mucizelik yönünden başka, Hz. Muhammed’in peygamberliğinin (a.s.m.) bin burhanını gösteriyor.

Hem madem insanlarda peygamberlik vardır. Ve yüz binler zat, peygamberlik dâvâ edip mucize gösterenler gelip geçmişler. Elbette, bütününün üstünde bir katilikle, Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliği sabittir. Çünkü İsâ Aleyhisselâm ve Mûsâ Aleyhisselâm gibi umum resullere (kendisine kitap verilen peygamberlere) nebî (Evvelki Resül’ün getirdiği kitap ve şeriatı devam ettiren peygamber) dedirtendir. Ve peygamberliklerine vesile olan deliller ve vasıflar ve vaziyetler ve ümmetlerine karşı muameleler, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmda daha mükemmel, daha kapsamlı bir surette mevcuttur.

Madem peygamberlik hükmünün maksadı ve sebebi, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (a.s.m.) kişiliğinde daha mükemmel mevcuttur. Elbette, peygamberlik hükmü, bütün peygamberlerden daha aşikar bir kesinlikle ona sabittir.

Yâ Rab! Peygamberimiz şu Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bereketi hürmetine, bize ihsan ettiğin maddi ve manevi rızkımıza bereket ihsan et!Amin. (19. Mektub’dan yararlanılmıştır.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Sıtkı Göksu Arşivi