Ferat Karataşlı

Ferat Karataşlı

Kişisel verilerin korunması

Veriderken neyi kastetmekteyiz; veri kelime manası olarak bilgi demektir. Buradan yola çıkarak her bilgi veri midir? dersek her bilgi veri değildir. Bilginin veri olabilmesi içinsomut olmasıgerekmektedir.

Bilgi insan aklının alabileceği gerçek, olgu ve ilkelerin tümüne verilen isimdir. Bilgi tarih boyunca en önemli varlıklarımız arasında gelmiştir. Zenginliğin, bilgeliğin ve en önemlisi teknolojinin en büyük kaynağı olmuştur. Binlerce yıl önce de bilgi vardı bugün de var. Aynı şekilde bin yıl önce de bilgiyi korumak için kurallar koyduğumuz gibi bugün de bilgiyi korumak için yasalarımız , kanunlarımız, kurallarımız ve standartlar geliştirmekteyiz. İnsan tarihi boyunca bilgi hep önemli olmuştur.

Bilgi bazen masamızın üzerinde, bazen kitaplarda, bazen kağıtlarda, bazen ise özel olarak tasarlanan sistemlerde saklanmaktadır. En önemlisi de bilgi çalışanların aklındadır. Bu sebeple bilgi hangi ortamda olursa olsun gerektiği şekilde korunmak zorundadır.

Kişiyi belirlenebilecek hale getiren unsurlar sadece ad ve soyad değildir. Kişinin ekonomik, sosyal, fiziki, kimlik bilgileri, IP adresi, ses kaydı, taşıt plakası, hobileri, tercihleri, görüştüğü kişiler vb. bilgilerde kişisel veridir. Yani kısaca tek başına veya başka kaynaklar ile ilişkilendirilerek bir gerçek kişi tanımlanabiliyorsa bu kişisel veridir. Bir kişiyi belirlemeyen veya belirlemeyecek olan veriler anonim veridir. Veriyi anonimleştirme işlemi geri dönüşünün olmaması durumunda geçerlidir.

Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya servisleri hayatımızın önemli birer parçası haline geldi;

Sosyal medya kullanım oranı her geçen gün artarken, sosyal medya platformlarına erişim sağlamamıza aracılık eden teknolojiler de kullanıcı gizliliği ve kişisel verilerin kullanımıyla ilgili sosyal medya kullanımının riskli yönleri bilmeli ve buna göre hareket edilmelidir.Sosyal medyada veri güvenliğiiçin dikkat edilmesi gereken durumlar vardır.

Son dönemde dünyayı etkisi altına alan ve çok sayıda insanın ölümüne sebep olan, Türkiye’de de görülen Koronavirüs(COVID-19) ile ilgili olarak; algı ve provokasyon amacıyla gerçek dışı görüntü ve ses dosyalarını sahte hesaplar üzerinden yaymak suretiyle kamuoyunu endişeye düşürmeye, toplumu korku ve paniğe sevk etmeye, kişi ya da kurumları toplum nezdinde hedef göstermeye yönelikhesaplar tespit edildi.

İçişleri Bakanlığınca sosyal medyada son 1 hafta içerisinde terör örgütü propagandası yapan, halkı kin, nefret, korku ve paniğe sürükleyen, yalan belge yayınlayarak algı operasyonu ve provakatif koronavirüs paylaşımı yapan toplam1748hesap hakkında çalışma yapıldı.

Bu bilgiler ışığında;

Yapılan paylaşımın çok faydalı olabileceğinizi düşünseniz bile belki de farkında olmadan gizli bir bilgi paylaşmış olabilirsiniz.

Bu bilgiler genellikle heyecanla ve düşünülmeden paylaşılır. Örneğin yeni bir ev aldığınıza dair belge paylaşımı yapmak ya da bir restoranda yapılan harcama fişleri dolandırıcılara davetiye çıkaracaktır.

Yer paylaşımında bulunmak, nerde bulunduğunu söylemek özellikle nerde bulunmadığınızı söylemektir. Bu paylaşımlar bir nevi hırsızlara davetiye göndermektir.

Akıllı cihazınıza herhangi bir mobil uygulama yükledikten sonra, uygulamaya ilk erişim sağlamaya çalıştığınızda, uygulamanın sizin çeşitli kişisel verilerinize erişmek istediği ile ilgili bir izin verme penceresi ile karşılaşırsınız. Bu genelde lokasyon kullanımı, kameraya ve mikrofona erişim sağlamak ya da galerinizde yer alan fotoğraflara erişim sağlamak olur. Mümkün olduğunca bilmediğiniz ya da kullanmadığınız sosyal medya uygulamasına erişim hakkı vermemeye çalışın ve zaman zaman bu erişim izinlerinin kontrolünü sağlayın.

Hiçbir sosyal medya ağı size bir link göndererek şifrenizi, e-posta adresinizi ve e-posta adresinizin şifresini sizden istemez. Size sadece bilgilerinizi sıfırlamak için güvenli bir bağlantı e-postası gönderir.

Bu bağlamda; Kanunlarımızın amacı kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektedir.

Avrupa Konseyi tarafından bir süre önce tüm üye ülkelerde kişisel verilerin aynı standartlarda korunması ve sınır ötesi veri akışı ilkelerinin belirlenmesi amacıyla “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunmasına İlişkin 108 Sayılı Sözleşme” 28 Ocak 1981 tarihinde imzaya açılmış ve ülkemiz tarafından da Avrupa Birliği Üyelik Kapsamı dahilinde imzalanmıştır.

Bu sözleşme son olarak 17 Mart 2016 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak iç hukuka dâhil edilmiştir.

Her ne kadar uluslararası teamüller ve sözleşmeler ile özellikle Avrupada’ki kurulların kararları ve rehberleri bizler için önemli olsa da Türkiye Cumhuriyeti yasalarına dayanarak görev yapan ve normlar hiyerarşisine göre belirli bir düzeyde bağlayıcılığı bulunanKurulumuzunkararları daha fazla dikkatimizi cezb etmektedir.

Bu ve gelecekteki benzeri kararları ve rehberleri sadece hukuk alanına ilgi duyanların değil, finans, insan kaynakları, sağlık, teknik alanlar, bilgi teknolojileri, pazarlama ve unuttuğum diğer tüm konularla münasebeti bulunanların yakından takip etmesi ve incelemesi kendilerinin ve toplumun geleceği adına önemlidir

28 Ocak Veri Koruma Günü programı kapsamında Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün sosyal medyada paylaşımı ile sözlerimi tamamlamak istiyorum: Ne Kamusal alanda ne sosyal medyada, hiç bir şiddetin terörün övülmesine asla müsamaha gösterilemez. İnternet, özel hayat ifşası , mahremiyet ihlalleri ve itibar suikastlarının eylem alanına dönüşmemelidir. HUKUK ASLA BUNA İZİN VERMEZ.

Sağlıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ferat Karataşlı Arşivi